Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Blog

Sağlığa zararlı olduğu iddia edilen hamur işi yiyeceklerin hükmü nedir?

Bahsettiğiniz yiyecekler, mutlak manada insan sağlığına zararlı değildir. Bunlar, helal yiyeceklerdendir. İçlerine dinimizce kesin olarak haram kılınmış bir madde katmadığınız sürece, pasta, börek gibi hamur işi yiyecekler yemenizde ve eşe dosta ikram etmenizde dinimizce hiçbir sakınca bulunmamaktadır.

Benzer bir soru-cevap için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/sigara-icmek-de-yagli-yemek-de-sagliga-zararli-peki-hukumleri-ayni-mi.html

Küçük günahlar affedilecekse istiğfâr etmeye gerek var mı?

Affedilmenin ön şartı, Allah’a boyun eğmek ve kulluğun şuuruna varmaktır. Bu da kuralın parçası olduğu için Allah Teala sık sık tevbe ve istiğfarda bulunmamızı emretmiştir. (İlgili ayetlerden bir kısmı için bkz: Bakara, 2/199; Muhammed, 47/19; Nûr, 24/31; Tahrîm, 66/8)

Sizin çizdiğiniz tablo ise sadece eşitler arasında olur. Bir kişiye olan borcunuzu zamanında ödedikten sonra yapmanız gereken başka bir şey kalmaz. Ama Allah ile kul arasında böyle bir eşitlik söz konusu değildir. Bu yüzden büyük günahlardan kaçınıyor olmak, müstakil bir emir olan tevbe ve istiğfârın terk edilmesini gerektirmez. Kaldı ki Allah Teala sadece günahlardan dolayı değil; elde edilen başarılardan, kavuşulan nimetlerden sonra da kendisine istiğfar edilmesini emretmiştir. Buna en iyi örnek, Nasr Suresi’dir. O surede Allah Teala şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın yardımı gelip önün açıldığında, insanların dalga dalga Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, her şeyi güzel yaptığından dolayı yine Rabbine yönel ve bağışlanma dile. Çünkü o, kendine yönelenleri kabul eder.” (Nasr, 110/1-3)

Dolayısıyla sadece günahların ardından değil; her daim istiğfarda bulunmaya devam etmemiz ve Peygamberimizin “Gerçek şu ki benim kalbim de perdelenir. Ben de her gün yüz defa Allah’tan bağışlanma dilerim/istiğfar ederim.” (Müslim, Zikir, 41 (2702); Ebû, Dâvûd, Vitir, 26. Ayrıca bkz:; Tirmizi, Tefsîr, 47; İbn Mâce, Edeb, 57) şeklindeki buyruğunu aklımızdan çıkarmamamız gerekir.

Peygamberimizin “Beni seven belaya uğrar” diye bir hadisi var mı?

Hadisin aslı şöyledir:

Abdullah b. Muğaffel radıyallahu anh’dan rivayete göre o, şöyle demiştir:

“Bir adam, Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme “Ey Allah’ın Resûlü! Ben seni gerçekten seviyorum” dedi. Resûlullah, “O söylediğin söze dikkat et” buyurdu. Adam tekrar “Ben seni gerçekten seviyorum” deyince Resûlullah (s.a.v.), “Söylediğin söze iyi dikkat et, ciddi misin?” buyurdu. Adam da “Vallahi seni gerçekten seviyorum” diyerek üçüncü sefer aynı sözü tekrar etti. Bunun üzerine Resûlullah, şöyle buyurdu:

“Eğer beni seviyorsan fakirliğe karşı bir kalkan hazırla. Çünkü fakirliğin beni seven kimseye gelmesi, selin durak yerine akması gibi hızlıdır.” (Tirmizi, Zühd, 36)

Hadis mana açısından sahihtir. Çünkü iman ve sevgi bir iddiadır. Her iddia da doğruluğunun kanıtlanması için ispat ister. İspat ise başa gelecek olana sabretmekle olur. Bu hadisi açıklayan diğer hadisler şöyledir:

Sa’d radıyallahu anh’dan rivayete göre o, şöyle demiştir:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme, insanların hangisinin belasının/yıpratıcı imtihanının daha ağır olduğunu, sordum. Buyurdular ki:

“Önce Peygamberler, sonra onların peşinden yaşantı olarak Peygambere yakın olanlar, sonra onlara yakın olanlar… Kişi dindarlığı oranında yıpratıcı imtihana uğratılır. Dininde sağlam ise imtihanı ağırlaştırılır. Dininde gevşek ise dindarlığı oranında imtihana uğratılır. İmtihan, kulun peşini bırakmaz; sonunda kul uğradığı imtihanlarla üzerinde günah kalmayıncaya kadar günahlarından temizlenmiş olur.” (Tirmizi, Zühd, 56)

Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayete göre o, şöyle demiştir:

“Ağrı ve sancıların Resûlullah’a şiddetli olduğu kadar kimseye şiddetli olduğunu görmedim.” (Tirmizi, Zühd, 56)

Enes radıyallahu anh’dan rivayete göre o, şöyle demiştir:

“Mükâfatın büyüklüğü, yıpratıcı imtihanın büyüklüğüne bağlıdır. Allah bir toplumu sevdiğinde onları değişik şekillerde imtihana tabi tutar. Kim razı olursa Allah’ın rızasını kazanır. Kim de kızar, kırgınlık gösterirse Allah da o kimseye kızar.” (Tirmizi, Zühd, 56)

İmtihan gerçeği ile ilgili ayetleri de aşağıdaki linkte bulunan cevabımızdan okumanızı tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/ayni-kosullarda-dogmayan-iki-insan-neden-ayni-sartlarda-sinav-olur.html

125 gr altının zekâtı nasıl hesaplanır? Kaç gr zekât vermem lazım?

Zekât hesabını elinizde bulunan toplam altın miktarından yani 125 gr üzerinden yapmanız gerekir. Buna göre 125 gr altının kırkta biri 3,12 gr eder. Bu, ödemeniz gereken zekât miktarıdır. Nisap miktarı olan 85 gr ile bunun üzerinde kalan miktarı ayrı ayrı hesaplamanız gerekmez.

Lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/zekat-konusunda-14-ayar-ile-22-ayar-altin-hesabi-farkli-midir.html

Kullanmakta olduğumuz iki arabamız var. Bunlara zekât düşer mi?

Lüks olsun olmasın oturulan eve ve binek olarak kullanılan arabaya zekât düşmez.

Zekât; gelir getiren ve artıcı vasıfta olan altın, gümüş, madeni ve kâğıt paralar, ticaret malları, toprak ürünleri, hayvanlar ve hisse senetlerine düşer.

Eğer kirada olan eviniz veya arabanız varsa bunlar da mülk değeri üzerinden değil, gelirleri üzerinden zekâta tabi olur.

Lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız:

www.fetva.net/zekat-fitre-yazili-fetvalar/degeri-ne-kadar-yuksek-olursa-olsun-oturulan-ev-zekata-tabi-mi.html

Borç verdiğimiz altınlarımızın zekâtını ne zaman vermeliyiz?

Fakihlerin çoğunluğuna göre alacaklar iki ana gruba ayrılır:

1. Tahsil edileceği umulan alacaklar, yani ödeme imkânına sahip ve borcunu da kabul eden kimsedeki alacaklar zekâta tabidir. Alacaklı, her sene diğer malları ile birlikte bu alacağının zekâtını da öder.

2. Tahsil edileceği umulmayan alacaklar ise ancak elde edilince zekâtı verilir.

Daha geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linkleri tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/zekatin-kirkta-biri-nasil-hesaplaniyor.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/zekat-konusunda-14-ayar-ile-22-ayar-altin-hesabi-farkli-midir.html

Yeni evlenen kişiler altınlarının zekâtını ne zaman verecekler?

Altınlarınız nisap miktarını aşmış. Fakat üzerinden bir kameri yıl yani 354 gün geçinceye kadar onlara zekât düşmez.

Zekâtın kimlere farz olduğu, hangi malların zekât tabi olduğu ve zekât hesabının nasıl yapılması gerektiğine dair aşağıdaki linklerden bilgi edinebilirsiniz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/zekat-kimlere-farzdir.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/zekatin-kirkta-biri-nasil-hesaplaniyor.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/zekat-konusunda-14-ayar-ile-22-ayar-altin-hesabi-farkli-midir.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/dugunde-nikahta-takilan-altin-ve-takilarin-hukmu-nedir.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/zekat-fitre-yazili-fetvalar/ev-hanimlari-eslerinden-alip-biriktirdikleri-paranin-zekatini-verirler-mi.html

Bazı çalışanlara zekât niyetiyle bahşiş verebilir miyiz?

Bir kimseye zekât verilebilmesi için onun dinen zengin sayılmaması gerekiyor. Eğer bahsettiğiniz çalışanların bu özelliği taşıdıklarından eminseniz zekât niyetiyle onlara bahşiş verebilirsiniz. Ama bu konuda bilgi sahibi değilseniz böyle yapmamanız gerekir.

Nisap miktarı parası olan dul kadına zekât verilir mi?

O kadına zekât verilmez, çünkü kendisi zekât verecek duruma gelmiştir. Ancak ihtiyacı varsa oğluna verebilirsiniz.

Lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/dul-kadinlarin-ve-hastalarin-zekat-vermeleri-gerekir-mi.html

Paramız yıl içinde artıyor, eksiliyor. Zekâtını nasıl hesaplayacağız?

Zekât yıllık bir ibadettir. Her yıl bir defa hesaplanır ve bir sonraki yıl aynı aya kadar zekâtın hesaplanması gerekmez. Yıl olarak da kameri takvim esas alınır. Bu 354 gündür. Bunun için her yıl zekât hesabı için belirlediğiniz bir zaman olmalıdır. Bu, ilk defa zekât mükellefi olduğunuz zamandır. O tarih sizin için sene sonu sayılır. Bu tarihte zekât düşen para, mal, altın, gümüş vs. den borcunuzu düşer, alacaklarınızı eklersiniz. Elde kalan paranın yüzde iki buçuğunun zekâtını verirsiniz. Böylece “hangisinin üzerinden 1 yıl geçti, hangisinin geçmedi” diye hesap etmenize gerek yoktur.

Lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayınız:

www.fetva.net/zekat-fitre-yazili-fetvalar/paramiz-yil-icinde-artip-eksiliyor-zekatini-nasil-hesaplayacagiz.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/gecen-yil-zekatini-verdigim-paranin-bu-yilda-zekatini-verecek-miyim.html

Şirketlerin zekât hesaplaması nasıl yapılır?

Maaşları hesaba katmayın, onlar o kişilerin şahsi hesabına dâhil olur. Şirketin dönen varlıklarını hesap edin, borçlarını çıkarın, artan bir şey olursa onun kırkta birini zekât olarak verin.

Dönen varlıklar; mamul ve yarı mamul mallar ve alacaklardır.

Borçlara vergi dâhil tüm borçlar girer.

Şirketin demirbaşları ile satmak için değil de gıda ve enerji gibi tüketmek için alınan mallar zekât hesabına katılmaz.

100 gr altınımız, 22.000 lira da borcumuz var. Zekât vermemiz gerekir mi?

Borcunuz altınınızın değerinden çok olduğu için zekât vermeniz gerekmez.

Borçlarınızı ve temel ihtiyaçlarınızı düştükten sonra elinizde nisap miktarını aşan mal, para veya altın kalırsa bunun yüzde iki buçuğunu zekât olarak vermeniz  gerekir.

Borcunuzu düştükten sonra elinizde nisap miktarı olan 85 gr altın veya buna denk para veya ticaret malı kalmıyorsa zekâtla mükellef olmazsınız.

Lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/25-000-liralik-bugdayi-75-000-liralik-da-borcu-olan-ciftci-zekat-vermeli-mi.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/borcum-da-var-alacagim-da-nasil-zekat-veririm.html

Esnafın elindeki çeklere zekât düşer mi? Düşerse hesabı nasıl olur?

Çeklerin zekâtını diğer mallarınızın zekâtıyla birlikte vermeniz gerekir. Ama tahsil ettiğiniz günden itibaren geriye dönük olarak vermeniz de mümkündür. Mesela elinizde iki yıl vadeli bir çekiniz olsa, iki yıl sonra tahsil edince onun iki yıllık zekâtını verebilirsiniz.

Gelir elde edilen devre mülkün zekâtı verilir mi?

Buradan elde ettiğiniz kirayı diğer para veya mallarınızla birlikte hesap eder, hepsinin toplamının üzerinden yüzde iki buçuğunu zekât olarak verirsiniz. Yani mülk değerini hesaplamanız gerekmez.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/kirada-olan-evlerin-zekati-nasil-verilir.html

Bir evde kadının zekât vermesi, kocasının zekât almasına mâni olur mu?

Bir kayınpeder damadına zekât verebilir. Eşinizin malı size değil bizzat kendisine ait olduğu için onun zekât vermesi, sizin zekât almanıza engel teşkil etmez. Eğer kıyıda köşede nisap miktarı olan 85 gr altın veya buna denk paranız, malınız yoksa zekât alabilirsiniz.

Lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/bir-kisi-damadina-zekat-veya-fitre-verebilir-mi.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/bir-ailede-sadece-kocanin-zekat-vermesi-yeterli-midir.html