Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Fotoğraf

Müslüman bir hanım çocukluk fotoğraflarını herkesle paylaşabilir mi?

Çocukluk fotoğraflarının paylaşılmasında herhangi bir sakınca yoktur. Fakat ergenlikten sonraki fotoğrafların paylaşımında İslam’ın tesettür kuralları ihlal edilmemelidir. Bununla ilgili ayrıntılı cevabımız için lütfen aşağıdaki linki tıklayın:

www.fetva.net/resim-cektirme/sosyal-medyada-fotograf-paylasmanin-dinimizce-bir-sakincasi-var-mi.html

Sosyal medyada fotoğraf paylaşmanın dinimizce bir sakıncası var mı?

Kadın ya da erkek herkes, paylaştığı fotoğraflarda, örtülü olması gereken bölgelerini tesettür kurallarına uygun şekilde örtmüş, dışarıda yabancıların yanında giyindiği gibi giyinmiş olmalıdır. Çünkü fotoğrafları yalnızca arkadaşlarınızla bile paylaşmış olsanız onların başkalarına iletilmesi, gösterilmesi ya da istenmeyen kişiler tarafından ele geçirilmesi ihtimali çok yüksektir.

Normal şartlar altında sosyal medyada fotoğraf paylaşmaya engel sayılacak bir hüküm yoktur; ancak sosyal medyadaki yaşamımızı fiziksel günlük yaşamımızla kıyaslarsak dikkate alınması gereken bazı noktalar vardır. Şöyle ki:

Bir kadın ya da erkeğin, üçüncü bir kişinin şahit olmadığı bir yerde kendisine namahrem olan bir kişiyle baş başa kalması yasaklanmıştır. Namahrem olan kişiyle toplum içinde gerçekleştirilen görüşmelerde de bakışları kısıtlamaktan başlayarak kişilerin kalplerinde nikâh dışı ilişkiye dair herhangi bir his uyandıracak tüm yollar kapatılmıştır (bkz: Nûr, 24/30-31). Çünkü Kur’an’da yalnızca zina etmek değil, ona yaklaşmak dahi yasaklanmıştır:

Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, çirkin bir iş ve kötü bir yoldur.” (İsrâ, 17/32)

Sanal dünyadaki yaşamımızı da aynı kurallar çerçevesinde ele almamız gerekir. Eğer paylaşılan özel fotoğraflar, namahrem olan kişiler tarafından yorumlar yapılarak yahut özelden mesajlaşılarak geri dönüşler almanıza, baştan çıkarıcı söz ya da resimlerle evlilik dışı duygusal bir ilişki oluşmasına kapı açıyorsa o zaman paylaşım yapmak caiz olmaz.

Evli kişilerin, mesajlaşma uygulamaları üzerinden namahrem kişilerle yazışmalar yaparak duygusal ilişkiler kurmaları onları zinaya yaklaştırmış, ailelerine de zarar vermiş olur.

Evli olmayan ve mesafe nedeniyle yüz yüze görüşme imkânı bulamayan kişiler ise ancak evlilik niyetiyle ve birbirlerini tanımak amacıyla böyle yazışmaları kısa bir süre yapabilirler. Günlük hayatta tanışma ve evlilik öncesi sürenin flörte dönüşmeden evlilikle sonlanması gerektiği gibi, sanal ortamda tanışılan kişilerle de bir an önce evlilik kararı alınıp gerçek yaşamda aileler tanıştırılarak süreç sonuçlandırılmalıdır.

HAZIRLAYAN: Ayşe Zeynep Dönmez

Ölünün resmini eve asmanın veya saklamanın bir sakıncası var mıdır?

Her ne kadar evlere resim asmak güzel bir adet değilse de halk arasında bunun ölmüş kişiye azap çektireceği şeklinde dolaşan bilgi doğru değildir. Ama resimlerin asılmayıp saklanması daha uygun olur.

Eve insan resimleri asabilir miyiz?

Fotoğraf, mercekler yardımıyla karşıda bulunan canlı ve cansız şekillerin film üzerinde tertibinden ibarettir. Bu film kağıt üzerine geçirilirse fotoğraf adını alır. Fıkıh kitaplarında yer alan bilgilere göre evlere fotoğraf asılması yasak olmamakla birlikte mekruhtur.

Benzer bir cevabımızı okumak için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/namaz-kildigimiz-yerde-asili-resim-karikatur-vb-bulunmasi-caiz-midir.html

Fotoğraf çekmenin ve çektirmenin hükmü nedir?

Fotoğraf, mercekler yardımıyla karşısında bulunan canlı ve cansızların şekillerinin film üzerinde tertibinden ibarettir. Bu film kağıt üzerine geçirilirse fotoğraf adını alır. Bir kısım işlemlerden sonra ekrana ve perdeye aktarılırsa buna film ya da video filmi denir.

Filmi çekilen canlılarda film çekenin meydana getirdiği bir yaratıcılıktan bahsedilemez. Film çeken kişi karşısında bulunan canlı ve cansızları en uygun biçimde filme aldığı ölçüde başarılı sayılır.

Filmde ortaya çıkan şekil, aynada ortaya çıkan şekilden farklı değildir. Namaz kılanın başı üstünde kendisinde yakın olmasa da sağ veya sol hizasındaki duvar veya tavan üzerine yapılmış yahut asılmış canlılara ait resim veya heykelin bulunması mekruh sayıldığı halde (Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, İstanbul 1992, s. 229) namaz kılanın ya da diğer canlıların şeklini gösteren aynanın namaz kılınan yerde bulunması mekruh sayılmamıştır. Çünkü ayna oradaki mevcut şekli aynen göstermektedir.

Ayrıca insanlar, resim ve heykele saygı gösterip karşısında saygı duruşu yapıp zaman zaman taptıkları halde bu davranışları film ve fotoğrafa karşı göstermemişlerdir.

Netice itibarıyla fotoğraf çekmek ve çektirmek dinen yasak değildir.