Eş Cinsellik
O soruyu bize soran kardeşimiz bir daha bizimle irtibata geçmedi. Fakat son gönderdiği mesajında cevabımızda belirttiğimiz hususlara elinden geldiğince riayet edeceğine dair söz vermişti.
Bu iş kararlılık işidir, azim işidir. Kişi ne kadar zor olursa olsun bir işi yapmaya ya da yapmamaya karar verirse başarıya ulaşır. Çalışan kişiye başarı garantisini, sonuç alma garantisini bizzat Allah Teâlâ vermektedir. O şöyle buyurmuştur:
“Erkek olsun kadın olsun, kim mümin olarak güzel işler yaparsa elbette ona güzel bir hayat yaşatacak ve onları işledikleri en güzel işleri esas alarak ödüllendireceğiz.” (Nahl, 16/97)
“İnsanın çalıştığından başkası kendinin değildir. Çalışmasına bakılacak; sonra karşılığı tastamam verilecektir.” (Necm 53/39-41)
Eğer benzer duyguları siz de yaşıyorsanız orada verilen cevaplar sizin için de geçerlidir. Siz yeter ki o işi bırakmayı isteyin. Allah’a da dua edin, size yardımcı olsun diye. Göreceksiniz ki başarılı olacaksınız.
Bir de orada yazılanlara ilaveten konunun uzmanı olan doktorlara görünmenizi ve onlardan yardım almanızı tavsiye ederiz. Her ne kadar medyada ve halk arasında “bu tür şeylerin tedavisi yok, Allah böyle yaratmış” dense de bunlar kesinlikle doğru değildir! Allah bir dert vermişse mutlaka devasını da vermiştir. Peygamberimizden nakledilen bir rivayet şöyledir:
Üsâme b. Şerîk (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bedeviler: Ey Allah’ın Rasûlü! Hastalanırsak tedavi yoluna gidelim mi? Dediler. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Evet, tedavi görün. Ey Allah’ın kulları tedavi olunuz. Çünkü Allah yarattığı her bir hastalık için mutlaka şifasını (devasını) yaratmıştır. Ancak bir hastalık müstesnadır” buyurdular. Bunun üzerine “o bir hastalık nedir, ey Allah’ın Rasûlü?” dediklerinde; “O ihtiyarlıktır” buyurdu. (Tirmizi, Tıp, 2; Ebû Dâvûd, Tıp: 1; İbn Mâce: Tıp: 1)
Nisâ sûresi 15. ayette Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse onları evlere kapatın. Bu, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah onlara bir yol açıncaya kadar böyle gitsin.”
Ayette altı çizili yerden anlaşıldığına göre, fuhuş yapan kadınlar hakkında ileride yeni bir hüküm gelecektir. Nitekim bir zaman sonra Nûr sûresinin 2. ayeti nazil olmuş ve onlar hakkındaki yeni hüküm belli olmuştur. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüz değnek vurun. Eğer Allah’a ve o son güne inanıyorsanız, Allah’ın hükmünü yerine getirirken onlara karşı yumuşamayın. İnananlardan bir takım da onlara yapılan azabı gözleriyle görsün.” (Nûr, 24/2)
Bu yüzden Nisâ sûresi 15. ayette kadın kadına sevicilik yapanların kastedildiği kabul edilemez. Zira Allah’ın onlara “yeni bir yol açtığına” dair herhangi bir delil mevcut değildir. Ama zina eden kadın ve erkekler hakkında bu ayetler haricinde yeni cezalar bildirilmiştir.
Fuhuş, karşılıklı yapılan bir eylem olduğu için erkeklerle ilgili hükümler de bir sonraki ayetle belirlenmiştir:
“İçinizden bu suçu işleyen çiftlere eziyet edin. Eğer tevbe edip kendilerini düzeltecek olurlarsa bırakın. Allah tevbeleri kabul eder, ikramı boldur.” (Nisâ, 4/16)
Bu ayette yer alan zamirlerin (ellezâni) şeklinde müzekker (eril) olarak gelmesi Arap dilinin yapısına bağlıdır. Arapçada tağlîb denilen bir kural vardır. Bu kurala göre erkek ile kadın için aynı zamir veya fiil kullanılacaksa müzekker zamir veya müzekker fiil kullanılır.
Bu konu ile ilgili olarak sitemizde yer alan aşağıdaki çalışmayı okumanızı tavsiye ederiz:
www.suleymaniyevakfi.org/kuran-arastirmalari/nesih-ve-recim-cezasi.html
Değerli kardeşimiz,
Öncelikle girdiğiniz bu mübarek yol için sizleri tebrik ederiz. Allah yar ve yardımcınız olsun. Yaptığınız şeylerin yanlış olduğunu bilmeniz ve pişmanlık duymanız sizin kalbinizin temizliğini yansıtıyor.
Günah işlemek kişiyi dinden çıkarmaz. Fakat önemli olan yapılan günahların farkında olup bundan pişmanlık duymak ve günahta ısrar etmemektir.
Allah Teala eski günahlara pişman olup tevbe edenler hakkında şöyle buyurmuştur:
“Onlar bir çirkinlik yapar veya yanlış bir iş işlerlerse Allah’ı hatırlar, hemen günahlarının bağışlanmasını isterler. Günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir? Korunanlar, yaptıklarına bile bile takılıp kalmazlar.
Onların alacakları karşılık; Rablerinin bağışlaması ve içinden ırmaklar akan, sürekli kalacakları cennetlerdir. Çalışanların ücreti ne güzeldir!.” (Âl-i İmrân, 3/135-136)
“Ayetlerimize inananlar sana gelince onlara de ki: “Selam size, Rabbiniz ikramı, kendisi için esas almıştır. Sizden kim cahilce bir kötülük işler sonra tevbe eder ve düzelirse elbette Allah bağışlar ve ikramda bulunur.” (En’âm, 6/54)
“O kötü işleri yapan sonra arkasından tevbe eden ve inananlara gelince, senin Rabbin ondan sonra elbette bağışlar ve ikramda bulunur.” (A’râf, 7/153)
“Sonra, şüphesiz ki Rabbin; cahillik sebebiyle kötülük yapan, sonra bunun ardından tövbe eden ve durumunu düzeltenlerden yanadır. Şüphesiz Rabbin bundan sonra da elbette çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Nahl, 16/119)
“Şüphe yok ki ben, tövbe edip inanan ve sâlih ameller işleyen, sonra da doğru yol üzere devam eden kimse için son derece affediciyim.” (Tâhâ, 20/82)
“Ey iman edenler! Samimî ve kesin bir dönüşle Allah’a tevbe ediniz. Böyle yaparsanız Rabbinizin sizin günahlarınızı affedeceğini, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğini umabilirsiniz. O gün Allah, Peygamberini ve onun beraberindeki müminleri utandırmaz…” (Tahrîm, 66/8)
Hangi günahı işlerse işlesin bir kul samimi bir şekilde tevbe ederse Allah onun geçmiş günahlarını örter. Bizi yaratan, yaşatan ve zamanı geldiğinde öldürecek ve diriltecek olan Allah böyle buyuruyor. Siz samimi bir şekilde eski hayatınıza tevbe ettiyseniz artık onları yok sayacaksınız. Şimdi önünüze bakın ve bundan nasıl düzgün davranışlar ortaya koyabileceğinizin hesabını yapın.
Şimdi yapacağınız ilk iş, Kur’an mealini yavaş yavaş ve anlayarak birkaç kere okumaktır. Anlamadan okumak kişiye hiçbir şey kazandırmaz. Anlayarak okuyacağınız tek bir ayet, anlamadan okuyacağınız sayfalarca ayetten daha hayırlıdır. Anlamaya çalışırsanız göreceksiniz ki Allah size yardım edecek ve bir hayli yol alacaksınız. Siz gönlünüzü Kur’an’a açarsanız Allah da Kur’an’ı sizin gönlünüze açar. Böylece neler yapmanız gerektiğini, nelerden kaçınmanız gerektiğini kendi gözlerinizle görürsünüz.
Sonra Peygamberimizin hayatını öğrenin, onun mücadelesi, azmi size güç verecektir.
Bu arada ibadetlerinizi aksatmadan yapın. Beş vakit namazınızı aksatmadan kılarsanız, bu sizi günahlardan koruyacak ve günahların affına vesile olacaktır.
Son olarak size www.kurandersi.com adresinde bulunan KUR’AN SOHBETLERİNİ takip etmenizi tavsiye ederiz.
Değerli kardeşimiz,
Bütün günahlar, tıpkı sigara gibi alışkanlık yapar. Bu alışkanlığı, insan ve cin şeytanları tabii durum olarak gösterirler. Senin alıştığın günah ise bugün dünyada oldukça yaygın hale gelmiştir. Basın ve yayın organları, bunun tabii bir durum gibi yayma gayreti içindedirler. Bu propagandalara inanmak senin de hoşuna gidiyor. Ama sen buna değil, Allah’ın sözüne inanmak ve onun emrettiği gibi davranmak zorundasın. Bu davranışa alışmış olan Lût Kavmi ile ilgili şu ayetler üzerinde düşün:
“Lût dedi ki; “Siz âlemin erkeklerine gelirsiniz öyle mi? Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri de bırakırsınız ha? Yok, siz haddi aşmış bir topluluksunuz.”
“Bak Lût! dediler. Hele bundan vazgeçme, çaresi yok, sürgün edilmişlerden biri olursun.”
Lût dedi ki: “Sizin bu ettiğinize gerçekten hınç besleyenlerden biriyim.”
Rabbim! Beni ve ailemi bunların yapmakta oldukları şeyden kurtar.”
Biz de onu ve bütün ailesini kurtardık.
Yalnız bir kocakarı geridekiler içindeydi.
Diğerlerini yerle bir ettik.
Üzerlerine de bir yağmur yağdırdık. O uyarılanların yağmuru ne kötü idi!
Bunda iyi bir ibret vardır, ama yine de çokları inanmaz.
Senin Rabbin gerçekten güçlüdür, merhametlidir.” (Şuarâ 26/160-175)
“Lût’u da elçi göndermiştik. Kavmine şöyle demişti: “Siz bile bile bu çirkinliğe mi geliyorsunuz?”
“Yani kadınları bırakıp erkeklere geliyorsunuz, öyle mi? Yok, siz kendini bilmez bir toplumsunuz.”
Kavminin cevabı sadece şu oldu: “Lût ailesini kentinizden çıkarın. Çünkü onlar iyice temizlenecek insanlardır.”
Biz de onu ve ailesini kurtardık, ama karısını değil. Çünkü onun geri kalanlardan olmasını uygun bulmuştuk.
Onların üstüne bir yağmur yağdırdık. O uyarılanların yağmuru ne kötü idi!” (Neml 27/54-58)
“Lût, kavmine şöyle demişti: “Siz o çirkinliğe gerçekten geliyorsunuz. Sizden önce alemde hiç kimse onu yapmamıştır.”
“Demek ki şimdi siz gerçekten erkeklere geliyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda o fenalığı yapıyorsunuz?”
Kavminin cevabı sadece şu oldu: “Doğrulardan isen haydi Allah’ın azabını bize getir.”
Lût dedi ki, “Rabbim! Şu bozguncular topluluğuna karşı bana yardım et.”
Elçilerimiz İbrahim’e o müjdeyi (oğlunun olacağı müjdesini) getirdiklerinde: “Biz şu kentin halkını yok edeceğiz, çünkü oranın halkı zalim kimselerdir” dediler.
İbrahim: “Ama orada Lût var” dedi. “Biz orada kimin olduğunu çok iyi biliyoruz, dediler. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Fakat karısı geride kalacak olanlardandır. ”
Elçilerimiz Lût’un yanına gelince, fenalaştı. Onlara karşı içi daraldı. “Korkma, üzülme, dediler. Çünkü biz seni ve aileni kurtaracağız. Fakat karın geride kalacak olanlardandır.
Biz, yoldan çıkmalarına karşılık bu kentin halkına gökten bir pislik indireceğiz” dediler.
Biz, düşünecek bir toplum için gerçekten onların açık bir belgesini bırakmışızdır.” (Ankebût 29/28-35)
“Lût’u da gönderdik. Kavmine dedi ki; “Sizden önce âlemde hiç kimsenin yapmadığı o çirkinliğe mi geliyorsunuz?
Siz kadınları bırakıp erkeklere geliyorsunuz ha? Yok, siz bir azgınlar topluluğusunuz.”
Kavminin cevabı sadece şu oldu: “Onları kentinizden çıkarın. Çünkü onlar iyice temizlenecek insanlardır.”
Biz de onu ve ailesini kurtardık, ama karısını değil. Çünkü o, geride kalanlardan olmuştu.
Onların üzerine bir yağmur yağdırdık. Bak işte, günaha dalanların sonu nasılmış.” (Araf 7/80-84)
“Elçilerimiz Lût’a gelince fenalaştı. Onlara karşı içi daraldı. “Bu çetin bir gündür” dedi.
Kavmi ona doğru üşüşerek geldi. Bundan önce o kötü işleri yapıyorlardı. O şöyle dedi :”Ey kavmim! İşte kızlarım. Sizin için bunlar daha temizdir. Allah’tan korkun, konuklarımın içinde beni rezil etmeyin. Aranızda aklı başında bir adam yok mu?”
İyi bilirsin ki, bizim senin kızlarınla bir işimiz yok. Ne istediğimizi pekâla bilirsin” dediler.
“Ah keşke size karşı bir gücüm olsaydı, veya sağlam bir yere sığınabilseydim.” dedi.
(O gelenler) Dediler ki; “Bak Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz, onlar sana hiç ilişemeyeceklerdir. Geceleyin bir ara, ailenle birlikte yola çık. Sizden kimse dönüp geri bakmasın. Karın kalsın. Çünkü ötekilerin başına ne geldiyse ona da gelecektir. Sabaha kadar süreleri vardır. Sabah da yakın değil mi?”
Ne zaman ki emrimiz geldi, oranın üstünü altına getirdik. Üzerine, pişmiş çamurdan yığınla taş yağdırdık.
Rabbin katında damgalanmış olarak… Onlar bu zalimlerden de uzak değildir.” (Hud 11/77-82)
“Elçiler Lût’un ailesine gelince,
“Doğrusu siz tanınmayan kimselersiniz” demişti.
Dediler ki; “Yok; biz sana onların şüphe edip durdukları şeyle birlikte geldik.
Sana o gerçeği getirdik. Biz elbette doğru kimseleriz.
Geceleyin bir ara, aileni hemen yola çıkar; sen de arkalarından git. Sizden hiç kimse geriye bakmasın. Size emredilen yere doğru geçin gidin.”
Ona bu konudaki kararı bildirdik: Sabaha girdiklerinde bunların sonu kesilmiş olacaktır.
O şehrin halkı, birbirlerine müjde vererek gelmişlerdi.
Dedi ki; “Bunlar benim konuklarımdır, beni utandırmayın. Allah’tan korkun, beni rezil etmeyin.”
“Biz sana, başkalarının işine karışma dememiş miydik?” dediler.
“Yapacaksanız, işte kızlarım.” dedi.
Senin hayatın hakkı için, onlar sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.
Güneş ışınları yayılırken o ses onları yakalayıverdi.
Oranın üstünü altına getirdik. Üzerlerine çamurdan pişmiş taş yağdırdık.
Bunda, etkilenenler için belgeler vardır.
Onlar hala bir yol üzerinde durmaktadır.
Bunda inananlar için bir belge vardır.” (Hicr 15/61-77)
Değerli kardeşimiz,
Tövbe eder, yani kesin dönüş yaparak bu işleri bırakırsan durumun düzelmekte kalmaz, şimdiye kadar işlediğin günahlar da sevaba çevrilir. Ama bunun için çok kararlı olman, o çirkin fiilin işlendiği yerlerden ve onu işleyen kişilerden uzak durman gerekir.
Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Bu, kötü davrananları yaptıklarına karşılık cezalandırsın ve güzel davrananları da daha güzeli ile karşılasın diyedir. Onlar, günahların büyüklerinden ve fuhuş çeşitlerinden kaçınanlardır; diğer günahlar başka. Rabbinin affı kapsamlıdır…” (Necm, 53/31-32)
Bunlar sıkıntı çekmeden cennete girerler. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Önceden en güzeli ile karşılayacağımızı bildirdiklerimiz Cehennemden uzak tutulacaklardır. O büyük dehşet onları üzmeyecek, sürekli canlarının çektiği şeyler içinde olacaklardır. Melekler, “bu sizin gününüz, size söz verilen gündür” diyerek onları karşılayacaklardır.” (Enbiyâ, 21/101-103)
Büyük günah işlediği halde tövbe edip kendini düzeltmiş olanlar da bu kesime girerler. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Rahman’ın kulları… Allah ile beraber başka bir tanrıyı yardıma çağırmazlar. Haklı bir sebep yoksa Allahın dokunulmaz kıldığı canı öldürmezler; zina etmezler. Kim bunları yaparsa günaha girer. Kıyâmet günü onun azâbı katlanır ve orada itibarsız olarak sürekli kalır. Ancak tövbe eden, inanan ve iyi iş yapan başka. Allah onların kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah bağışlar, ikram eder.” (Furkân, 25/68-70)
Siz erkek olduğunuz için erkek gibi davranmaya gayret gösterin. Erkek erkeğe ilişkiyi Allah Teâlâ yasak etmiş ve bu işi yapan Lût kavmi hakkında şöyle buyurmuştur:
” Lût’u da elçi gönderdik. Bir gün o, halkına şöyle demişti: Siz o çirkin işi mi yapıyorsunuz/ eşcinsel ilişkide mi bulunuyorsunuz! Hiçbir toplum bu çirkin işte sizin kadar ileri gitmedi!
Siz kadınları ikinci sıraya atıyor, şehvetle erkeklere yanaşıyorsunuz. Aslında siz aşırı giden bir topluluksunuz.”
Halkının ona cevabı: “Çıkarın onları ülkenizden! Onlar temiz kalmaya çalışan insanlardır!” demekten başka bir şey olmadı.
Onu ve karısı dışındaki ailesini kurtardık. Karısı, (bedeninin) kalıntısı kalanlardan oldu.
Üzerlerine bir yağmur (pişmiş balçıktan taş ve kül yağmuru) yağdırmıştık. Şimdi sen o suçluların sonunun nasıl olduğunu bir düşün! “ (A’raf,7/80-84)
Yapmanız gereken, size yüklenen erkeklik görevini yerine getirmek için elinizden geleni yapmak ve Allah’ın yardımını dilemektir. Gücünüzün yetmediği şeyden de sorumlu olmazsınız. Yani ilgi duymadığınız için bir kadınla evlenmezseniz bunun size bir sorumluluğu olmaz.
www.fetva.net/yazili-fetvalar/escinsellik-batakligindan-kurtulmak-icin-neler-yapilmali.html
İslam’da eş cinsellik yasaklanmıştır. Kur’an’da Lût kavminin eş cinsellik yaptığı belirtilmiş ve bu, “çirkin bir iş” olarak nitelendirilmiştir (A’râf, 7/80-81).
Lût (as), kavmini uzun bir süre bu çirkin işi yapmamaları konusunda uyarmış; ama onlar onu dinlememiş, yaptıkları çirkin işlerine devam etmişlerdir. Bunun üzerine Allah Teâlâ da onların üzerlerine taş yağdırmış ve yaşadıkları şehrin altını üstüne geçirmiştir. (Hûd, 11/82)
Lütfen aşağıdaki bağlantıları da tıklayın:
www.fetva.net/yazili-fetvalar/escinsellik-batakligindan-kurtulmak-icin-neler-yapilmali.html
www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/escinselligin-seriata-gore-hukmu-nedir.html