Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Kandil Geceleri

Kandil gecelerinde yapılması yasak olan bir şey var mı?

Kadir gecesi her yıl tekrarlanan bir gece midir?

Kadir gecesini nasıl değerlendirmek gerekir?

Kadir gecesinin önemi nedir?

Kandil gecelerinde nişan veya düğün yapılır mı?

Regaip Kandilinde nişan veya düğün yapmanın herhangi bir sakıncası yoktur. Fakat bundan ziyade, salonda yapılacak olan düğün önemlidir.

Dinen birbirlerine yabancı olan erkeklerle kadınlar açık-saçık kıyafetlerle bir arada bulunur, birlikte oynar veya dans ederlerse işte buna Allah Teâlâ asla rıza göstermez! Dikkat edilmesi gereken husus budur. Yoksa düğünün Regaip Kandili veya diğer kandillerde olmasında bir sakınca yoktur.

Kandil geceleri ve düğün hakkında geniş bilgi edinmek için aşağıdaki linkte bulunan soru-cevapları gözden geçirmenizi tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/kandil-geceleri

www.fetva.net/yazili-fetvalar/dugun

Kutlu Doğum Haftası dinin bir emri veya tavsiyesi midir?

İlk defa Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1989 yılında Kameri Takvim, 1994 yılından itibaren de Nebîmizin miladi doğum günü olan 20 Nisan tarihi esas alınarak Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri yapılmaya başlanmıştır. Bu çerçevede bütün il ve ilçelerde değişik konularda panel ve konferanslar düzenlenmiş, 1994 yılından itibaren de hafta içerisinde sempozyum düzenlenmeye başlamıştır.

Görüldüğü gibi kutlu doğum haftası etkinlikleri Türkiye’de son zamanlarda ortaya çıkan ve Diyanet’in organize ettiği sosyal bir faaliyettir. İçinde bulunduğumuz hafta dinen mübarek sayılmış bir hafta değildir. Nebîmizin miladi doğum yılının 20 Nisan’a denk gelmesi münasebetiyle yurt genelinde kutlamalar, anma programları yapılmaktadır o kadar. Programda eğer tanıdığınız, bildiğiniz bir konuşmacı varsa gidip onu dinleyebilirsiniz.

Konuyla ilgili daha geniş bilgi için lütfen aşağıda bulunan KUTLU DOĞUM HAFTASI ETKİNLİKLERİ başlıklı yazıyı okuyunuz:

www.suleymaniyevakfi.org/Arastirmalar/kutlu-dogum-haftasi-etkinlikleri.html

Muharrem ayında yapılması gereken özel ibadetler var mıdır?

Muharrem ayında tutulması tavsiye edilen orucun Ramazan ayında tutulan oruçtan mahiyet açısından bir farkı yoktur. İster farz olsun ister sünnet oruçluyken yapılması yasak olan, yani orucu bozan şeyler üçtür: Yemek, içmek ve cinsel ilişkiye girmek. Bunun dışında Muharrem ayı orucunda herhangi bir farklılık yoktur.

Bunun yanı sıra diğer aylarda olmayıp da sadece Muharrem ayına özel herhangi bir ibadet de bulunmamaktadır. Ayrıca bu ayı tamamen oruçlu geçirmek tavsiye edilmediği gibi kurban kesilmesi de istenmemiştir.

Muharrem ayında bulunan Aşure Günü’nde oruç tutmak ve o gün alış-veriş yapmak hakkında daha önce sitemize eklediğimiz soru-cevapları da aşağıdaki linkten okumanızı tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/asure-gununde-oruc-tutmanin-hukmu-nedir.html

Kadir gecesinde melekler ve ruhun yeryüzüne inmesinin sebebi ne?

Kadir suresinin tarafımızdan yapılan meali şöyledir:

İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla

1) Biz Kur’ân’ı kadir gecesinde indirdik.

2) Kadir gecesi nedir, nereden bileceksin?

3) Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.

4) O gece melekler, yanlarında o ruh (emir) olduğu halde Rablerinin izniyle her bir emir için inerler.

5) O, tanyeri ağarıncaya kadar esenlik gecesidir.

 

Meleklerin ve ruhun ineceğinin belirtildiği 4. ayetle ilgili açıklamamız ise şöyledir:

“Hâ, Mîm. Her şeyi açıklayan Kitaba yemin olsun,

Biz onu mübarek bir gecede indirdik, biz insanları uyarırız.

Karara bağlanmış görevler o gece taksim edilir.

Tarafımızdan verilmiş bir emre göre elçileri (melekleri) yerlerine göndeririz.

Bu, Rabbinin bir ikramıdır, o işitir ve bilir.” (Duhân, 44/1-6)

O gece meleklere görev taksimatı yapılır ve her biri, aldığı emirle görev yerine gitmek için Arş’tan ayrılırlar.

Ruh 20 âyette geçer ve oldukça kapsamlı bilgiler verilir. Bu suredeki ruh, emir kelimesiyle birlikte geçmiştir. Bu şekilde üç âyet daha vardır. İlk âyet şöyledir:

“Sana o ruhu soruyorlar. De ki: ‘Ruh Rabbimin emridir. Size ilimden sadece az bir şey verilmiştir.'” (İsrâ, 17/85)

Bize verilen az ilim ile ilgili olarak şöyle buyurulur:

“… Onlar Allah’ın bilgisinden onun imkân verdiği kadarı dışında bir şey kavrayamazlar…” (Bakara, 2/255)

“De ki: ‘Rabbimin sözleri için denizler mürekkep olsaydı; bir o kadarını daha katsaydık, Rabbimin sözleri tükenmeden denizler tükenirdi.'” (Kehf, 18/109)

Allah’ın emri olan ruhun bir kısmı Allah’ın indirdiği kitaplardır. Bunu Nahl suresinin ikinci âyeti bildirmektedir.

“Allah, kendi emrinden olan o ruhu meleklerle kullarından seçtiği kimseye indirir ve der ki, “İnsanları uyarın; benden başka ilah yoktur. Öyleyse benden çekinin.” (Nahl, 16/2)

Kadir gecesi Cebrail aleyhisselamın Muhammed aleyhisselama getirdiği de Allah’ın emrinden bir ruh yani Kur’ân âyetleri idi. Bunu konunun üçüncü âyeti açıkça ifade etmektedir.

“İşte bu şekilde sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Yoksa sen bu Kitap nedir, o iman nedir, bilmezdin. Ama onu bir nur yaptık, düzenimize uyduğunu gördüğümüz kullarımızı onunla yola getiririz. Elbette sen doğru yolu gösterirsin.” (Şûrâ, 42/52)

Allah’ın emrinden olan ruh, Allah’ın kitaplarıyla sınırlı değildir. Çünkü Cebrail aleyhisselam, Kadir Gecesi inen ve sayısını bilmediğimiz meleklerden sadece bir tanesidir. Meryem örneğinde olduğu gibi melekler Peygamber olmayana da inerler. Konuyla ilgili dördüncü âyet böyle bir durumu bildirir.

“Bütün katların üstünde olan, hâkimiyeti elinde tutan Allah, insanlara yüzleşme günü uyarısı yapmak için emrinden olan o ruhu kullarından düzenine uyanın içine atar.” (Mü’min, 40/15)

O ruh ile kişi güçlenir ve her konuda Allah’tan yana tavır koymaya başlar. Bu kişilerin özellikleri şu âyette açıklanmıştır:

“Tek bir toplum bulamazsın ki hem Allah’a ve ahiret gününe iman etmiş olsunlar hem de Allah’a ve Elçisine sınır koyan kimseleri sevsinler. Onlar isterse babaları, oğulları, kardeşleri veya aşiretleri olsun. Bunlar Allah’ın kalplerine iman yazdığı ve kendisinden bir ruh ile desteklediği kimselerdir. Onları ebedi kalmak üzere içinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Allah onlardan razı, onlar da ondan razı olmuştur. İşte onlar, Allah’tan yana olanlardır. Bilin ki, Allah’tan yana olanlar umduklarına kavuşurlar.” (Mücâdele, 58/22)

Bütün bu âyetlerden anlaşıldığına göre emir kelimesiyle birlikte zikredilen ruh o emrin içeriğidir. Kadir gecesinde indirilen emirlerden birinin içeriğinin de Kur’ân âyetleri olduğunu gördüğümüze göre Kadr suresinin 4. Âyetinin meali şöyle olur:

تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَ (معهم) الرُّوحُ ( مِّن كُلِّ أَمْر) فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم

“O gece melekler, yanlarında o ruh (emir) olduğu halde Rablerinin izniyle her bir emir için inerler.”

Kadir gecesinde hakkımızda iyi ölçülerin belirlenmesi için Allah’a çok dua etmeliyiz. İtikâfın Ramazan’da olması ve onun son on gününe tahsis edilmesi de bu tür duaların o günlerde yoğunlaşmasının önemini gösterir. Peygamberimiz her yıl bu günlerde itikâfa girerek bunu yapmıştır. Fecr suresindeki 10 gece, Ramazan’daki itikâf geceleridir.

KAYNAK: Abdulaziz Bayındır, Fıtrat Kitabı Kur’an-ı Kerim Meali 30. Cüz, Süleymaniye Vakfı Yayınları, Genişletilmiş 2. Baskı, İstanbul, 2011, s: 78-79.

Kadir gecesi ile ilgili başka bir yazımızı aşağıdaki linkten okumanızı tavsiye ederiz:

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/kadir-gecesi.html

Kadir gecesinin Ramazanın kaçıncı gecesi olduğu tespit edilebilir mi?

Böyle bir şeyin doğruluk payı olamaz; çünkü hiçbir delile dayanmamaktadır. Aşağıdaki hadiste Nebîmiz sallallâhu aleyhi ve sellem, kadir gecesinin kendisine UNUTTURULDUĞUNU açık bir şekilde beyan etmiştir.

Ebû Saîd radıyallâhu anh anlatıyor: Biz Resûlullâh ile birlikte Ramazan’ın orta on gününde itikâfa girmiştik. Yirminci günün sabahı olunca eşyalarımızı (evlerimize) taşıdık. Sonra Resûlullah şöyle söyledi:

“İtikâfa girmiş olanlar, itikâf mahallerine dönsünler. Zira bu gece bana Kadir gecesinin hangi gece olduğu gösterilmişti, sonra unutturuldu. Siz, onu son on günde ve tek gecelerde arayın…” (Buhârî, Fadlu Leyleti’l-Kadr 2, 3, İtikâf 1, 9, 13; Müslim, Sıyâm 213, (1167)

Nebîmizin bu açıklaması üzerine kimsenin herhangi bir ilave yapması ve kadir gecesini tespit ettiğini iddia etmesi doğru olmayacaktır.

Kadir gecesi ile ilgili geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.suleymaniyevakfi.org/kandil-geceleri/kadir-gecesi.html

“Recep Allah’ın ayı, Şa’ban ise benim ayımdır.” hadisi sahih midir?

Bahsi geçen yazıda belirtildiği üzere Aclûnî de diğer imamlar gibi Keşfü’l-Hafâ adlı kitabında bu rivayete eserinde yer vermiş, Deylemî ve başkalarının bunu Enes’ten merfû (senedi Hz. Peygambere ulaşan rivayet) olarak rivayet ettiklerini; ama İbnü’l-Cevzî’nin bu rivayete el-Mevdûat (Uydurmalar) kitabında yer verdiğini söylemiştir. (bkz: Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, c: 1, s: 423-424, hadis no: 1358. ayrıca bkz: İbnü’l-Cevzî, Kitâbu’l-Mevdûat, c: 2, s: 47-48.)

Her ne kadar açık bir şekilde söylemese de buradan sanki Aclûnî’nin de bu rivayetin uydurma olduğu kanaatinde olduğu anlaşılmaktadır.

“Recep Allah’ın, Şa’ban benim Ramazan ise ümmetimin ayıdır.”, “Recep’in ilk Cuma gecesinden gafil olmayasınız. Zira o gece, meleklerin “Regâib” ismini verdikleri gecedir.” Ve “Her kim Recep ayında bir gün oruç tutar ve dört rekâtlık bir namaz kılarsa ve bu namazın ilk rekâtında yüz defa Ayete’l-Kürsî, ikinci rekâtında yüz defa İhlâs suresini okursa o kişi Cennetteki yerini görmeden ölmez.” vb. gibi rivayetlerin sıhhati hakkında geniş bilgi edinmek için aşağıdaki linkte bulunan araştırmayı okumanızı tavsiye ederiz.

www.suleymaniyevakfi.org/kandil-geceleri/recep-ayi-hakkinda-uydurulmus-hadisler.html

Ayrıca aşağıdaki linklerden Recep ayı ile ilgili olarak daha önce sitemize eklediğimiz soru-cevapları da okuyabilirsiniz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/hz-ebu-bekir-ve-hz-omer-recep-ayinda-oruc-tutanlara-kizmislar-midir.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/regaip-kandilinde-kilinmasi-gereken-bir-namaz-var-midir.html

Mezhep imamlarının kandil geceleri ile ilgili fetvaları var mıdır?

İmam-ı Azam (ö. 150 h.), İmam Malik (ö. 179 h.), İmam Şafii (ö. 204 h.) ve Ahmed b. Hanbel (ö. 241 h.) gibi mezhep imamlarının kandil geceleri ile ilgili fetvaları yoktur. Çünkü onlar hayattayken bu geceler henüz kutlanmıyordu.

Kandil geceleri Osmanlı döneminde değil, hicretten yaklaşık üç yüz elli yıl kadar sonra Mısır’da, Şii Fâtimî Devleti döneminde kutlanmaya başlanmıştır. Bu geceler, Osmanlılar döneminde ise II. Selim zamanından başlayarak, minarelerde kandiller yakılarak duyurulup kutlandığı için “kandil” olarak anılmaya başlamıştır. Yani bu gecelerin kutlanmaya başlaması değil, kandil olarak isimlendirilmesi Osmanlı döneminde olmuştur. İkisini birbirine karıştırmamanız gerekir.

Kandil geceleri ile ilgili geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linkte bulunan yazımızı okuyunuz:

www.suleymaniyevakfi.org/tarih-arastirmalari/kandil-geceleri.html

Safer ayında yapılması gereken özel bir ibadet var mıdır?

Bazı gün ve gecelerde kılınması gereken namazlarla ilgili hadisler uydurma hadislerdendir. Mesela Pazar günü ve gecesi, Pazartesi günü ve gecesi ve haftanın diğer gün ve gecelerinde kılınması gereken (sadece bu günlere mahsus) namazlarla ilgili hadisler bunlardandır.

Safer ayına özel namaz, dua vb. ibadetlerle ilgili rivayetlerin aslı yoktur. (M. Kamil Yaşaroğlu, “Safer”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, c: 35, s: 451.)

Siz beş vakit namazınızı eda edin. Bununla birlikte geceleri teheccüd namazına kalkabilirseniz teheccüd namazı kılın. Bunun dışında “Falanca gün veya gecede şu kadar rekât namaz kılınması gerekir.” gibi söz veya bilgilere de itibar etmeyiniz.

“Bu ayda şöyle ibadetler yapılmalıdır” diyenlere delil sorarsanız kafanız karışmaz. Zira ibadetler ancak ve ancak nass ile yani ayet ve sahih hadis ile sabit olur.

Safer ayının uğursuzluk getireceğine dair olan inancın da bir kaynağı yoktur. Safer ayının diğer aylardan hiçbir farkı yoktur. Bununla ilgili cevabımızı aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/safer-ayinda-yapilan-evlilikler-kisa-olur-diyorlar-dogru-mu.html