Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Gıybet

Bir kişinin arkasından yapılan her türlü konuşma gıybet mi sayılır?

Bize birisinin kusuru anlatıldığında nasıl davranmamız gerekir?

Anlatılan kusur, çevreye zarar verecek olmasından dolayı düzeltilmesi gereken bir kusur ise aşağıdaki ayete göre davranmanız gerekir:

“Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurât, 49/6)

Fakat kusur, sadece sahibini ilgilendirip başka kimseye zarar vermeyecek bir nitelikte ise bu durumda da aşağıdaki ayete ve hadislere göre amel etmek gerekir:

“Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Çünkü zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın. Kiminiz kiminizi gıybet etmesin. Hiç sizden biriniz ölmüş kardeşinin cesedini dişlemekten hoşlanır mı? İşte bundan hemen tiksindiniz! Öyleyse Allah’ın azabından korkun da bu çirkin işten kendinizi koruyun. Allah tevbeleri kabul eder, ikramı boldur.” (Hucurât, 49/12)

Ebû Hureyre radıyallahu anh‘den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Zandan sakınınız. Çünkü zan (yersiz itham), sözlerin en yalan olanıdır. Başkalarının konuştuklarını dinlemeyin, ayıplarını araştırmayın, birbirinize karşı öğünüp böbürlenmeyin, birbirinizi kıskanmayın, kin tutmayın, yüz çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Allah’ın size emrettiği gibi kardeş olun.” (Buhari, Nikah, 45, Ferâiz, 2, Edep, 57, 58; Müslim, Birr, 28 (2563); Ebu Davud, Edep 37, 48; Muvatta, Hüsnü’l-Huluk, 15; Ahmed b. Hanbel, 2/287, 342, 465, 470, 482, 492, 517, 539)

Muâviye radıyallahu anh şöyle dedi: Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim:

“Müslümanların ayıplarının, gizli durumlarının peşine düşer, araştırmaya kalkışırsan, onların ahlâkını bozarsın veya onları buna zorlamış olursun.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 37)

Abdullah İbn Mes’ûd radıyallahu anh, bir gün kendisine bir adam getirilerek, “Bu, sakalından şarap damlayan falanca kişidir” denildiğini, bunun üzerine kendisinin de şu cevabı verdiğini bildirmektedir:

“Biz ayıp ve kusur araştırmaktan menedildik. Kendiliğinden bir kusur veya ayıp ortaya çıkarsa biz onun gereğini yaparız.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 37 )

İsim belirtmeden bir kişi hakkında konuşmak gıybet olur mu?

Gıybet, bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyecek şeyleri söylemek, başka bir deyimle, kendimize söylendiği zaman hoşlanmayacağımız bir şeyi, din kardeşimiz hakkında arkasından konuşmamız anlamına gelir. Halk arasında dedikodu, gıybet ile aynı anlamda kullanılır. İsim belirtilmese de eğer konuşulan kişinin kim olduğu anlaşılıyorsa yine gıybet olur.

Gıybet yapmak haramdır. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“(…) Biriniz diğerinizin gıybetini yapmasın. Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemek ister mi? Tabii bundan tiksindiniz. Allah’a karşı yanlış yapmaktan sakının. Şüphesiz Allah tövbeleri /dönüşleri kabul eder, ikramı boldur. (Hucurat 49/12)

Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın rivayet ettiğine göre, Resulullah sallallahu aleyhi ve selleme: “Ey Allah’ın Rasulü gıybet nedir?” diye sorulmuştu. O da:

“Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyi ile hatırlayıp konuşmandır.” Diye cevap verdi.

“Peki ya söylediğim durum onda mevcut ise?” Diye sorulunca, bunun üzerine Resulullah:

“Söylediğin şey onda varsa gıybet etmiş sayılırsın, yoksa iftira etmiş sayılırsın” dedi.  (Müslim, Birr ve Sıla, 70 (2583); Ebû Dâvûd, Edeb 40; Tirmizi, Birr 23)