Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Blog

Niçin katılım bankalarının finansmanında faiz olduğunu söylüyorsunuz?

Katılım bankaları, sözlü olarak yaptıkları işlemlerde, işlem şayet satım ise “satıcı”, kiralama ise “kiraya veren” gibi bütün sorumlulukları üstlenmek durumundadırlar. Soruda da belirtildiği gibi eskiden birçok hukuki muamelede yazılı evrak kullanılmazdı; fakat bu işlemleri yapanlar, işlemde hangi konumda iseler o konumun gerektirdiği bütün hakları ve sorumlulukları yerine getirmekle mükellef tutulurlardı. Yani klasik dönem fıkıh kitaplarında bir arazinin satımında tapu senedinin yazılması, teslimi şart koşulmaz; fakat satıldığı belirtilen arazinin anlaşmada belirtilen şartlara sahip olmadığı anlaşılırsa sorumlusu satıcı olurdu.

Bakkaldan bir kg. peynir alındığında şayet peynirin bozuk olduğu anlaşılırsa müşteriye, peyniri bakkala götürüp iade etme ve bedelini alma hakkı doğar.

Nikâh olayı da aynı şekildedir. Şayet sözlü olarak bir nikâh kıyılmışsa bu akitten doğan bütün hak ve sorumluluklar taraflar açısından bağlayıcı olur. Yani eşlerden biri öldüğünde yahut ayrılık gerçekleştiğinde ilgili hukuki hükümler, taraflar için tatbik edilir. “Biz belge imzalamamıştık, bu sorumlulukları kabul etmiyoruz.” denemez.

Günümüz bankacılığında ise bankalar, yazılı olarak “kredi verdik”, sözlü olarak da “alım-satım yaptık” dedikleri için, akit sonrası ortaya çıkan ihtilaflarda genelde kredi sözleşmesi şartlarına göre hukuki ihtilafların çözümü yoluna gitmeleri birçok hak kaybına sebep olmaktadır. Bankaların yaptığı herhangi bir sözleşme incelenirse işlemden kaynaklanacak hiçbir sorumluluğu kabul etmediklerinin açıkça yazılı olduğu görülecektir.

Geliri helal kılan, nimetle birlikte külfete de katlanmaktır. Yalnızca nimetten yararlanıp külfete (riske) hiç katlanmadan elde edilen gelir, kâr değil, faizdir.

Doç. Dr. Servet Bayındır

Bu konuyla ilgili diğer cevaplarımızı, aşağıdaki linklerden okumanızı tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/katilim-bankalari-finanse-ettikleri-urunlerde-faize-sebebiyet-veriyor-mu.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/katilim-bankalarinin-gayrimenkul-finansmani-faizli-midir-degil-midir.html

Bir gelin, üvey kayınpederinin yanında başı açık durabilir mi?

Bir kadının kayınpederi, kocasının öz babasıdır. Üvey kayınpeder, gerçek kayınpeder sayılmaz. Bu yüzden gelin, onun yanında başı açık duramaz.

Konu hakkında geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linkte bulunan soru-cevabı da okuyunuz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/bir-gelin-kayinpederinin-yaninda-basi-acik-durabilir-mi.html

Ödül karşılığı oynanan oyunlar kumar kapsamına girer mi?

Katılımcıların ortaya belli bir miktar para veya bir mal koyup oyun sonunda kazananın ona sahip olduğu bütün eylemler, adı ne olursa olsun kumardır, dolayısıyla haramdır. Fakat üçüncü bir kişi, ortaya bir miktara para veya mal koyar da kazanan, o malı alırsa o zaman helal olur.

Spor müsabakalarında parayı, o müsabakayı seyretmeye gelen üçüncü şahıslar verdiğinden kazanan takım, o paranın tamamını veya büyük bir bölümünü alabilir.

Doç. Dr. Servet Bayındır

Haftalık veya aylık altın günü düzenlemekte bir sakınca var mı?

Kura ile altın günü yapmayı yasaklayacak herhangi bir delil bulunmamaktadır. Altın günlerinde diğer kişilerden alınan altına karşılık kişinin geri verdiği altın aynı sayıdadır. Bunda da herhangi bir sakınca yoktur.

En’âm suresi 143 ve 144. ayetlerde anlatılan hayvanlar 8 çift mi, 8 eş mi?

O ayetlerde kullanılan kelime, “zevc” (زوج) kelimesinin çoğulu olan “ezvâc” (ازواج)‘tır. Bu da birçok mealde yanlış olarak tercüme edildiği gibi “çift” değil, “eş” manasına gelir. Yani orada dişili-erkekli olmak üzere koyun, keçi, sığır ve deve gibi dört farklı hayvandan bahsedilmektedir. Bu da 4 x 2 = 8 eder. Eğer meallerde olduğu gibi 8 çift olmuş olsa 8 x 2 = 16 hayvan olması gerekirdi ki ayette böyle bir şeyden bahsedilmemektedir.

İlgili ayetlerin tarafımızdan yapılan meali şöyledir:

“Sekiz eş: Koyundan iki, keçiden iki… De ki: “(Allah) iki erkeği mi, iki dişiyi mi, yoksa dişilerin dölyataklarındaki yavruları mı haram kıldı? Eğer doğru kimselerseniz bilerek söyleyin.

Deveden iki, sığırdan iki… De ki: “(Allah) iki erkeği mi, iki dişiyi mi, yoksa dişilerin dölyataklarındaki yavruları mı haram kıldı? Allah böyle buyururken yanın da mıydınız?” İnsanları bilgisizlikleri sebebiyle saptırmak için Allah’a iftira edenden daha zalimi kim olabilir? Allah, zalimler takımını yola getirmez.” (En’âm, 6/143-144)

Mekke’ye gittiğimizde kaç defa umre yapmamız gerekiyor?

Adam öldü. Karısı, dört oğlu, üç kızı kaldı. Miras nasıl taksim edilir?

Miras bırakanın eşi, mirasın sekizde birini aldıktan sonra kalan, kız ve erkek çocuklar arasında erkek çocuğun, iki kız çocuk hissesi alacağı şekilde paylaştırılır. Buna göre miras 88 hisse kabul edilerek sekizde biri olan 11 hisse miras bırakanın karısına, kalan 77 hisse de çocukları arasında her bir erkek çocuğun 14, her bir kız çocuğun 7 hisse alacağı şekilde taksim edilir.  11+14+14+14+14+7+7+7=88

Sabit bir gelir elde etmek şartıyla paramı kuyumcuda işletebilir miyim?

Yapılan bu işlem, faizli bir işlemdir ve fıkhen caiz değildir. Caiz olabilmesi için aranızda kâr-zarar paylaşımına dayalı bir ortaklık kurmanız gerekir. Siz sermayeyi verirsiniz, kuyumcu çalıştırır; geliri de aranızda anlaştığınız kâr oranı üzerinden paylaşırsınız. Zarar edilmesi durumunda sizin sermayeniz, kuyumcunun da emeği boşa gitmiş olur.

Doç. Dr. Servet Bayındır

Konu hakkında daha geniş bilgi edinmek için aşağıdaki linklerde bulunan fetvaları da okumanızı tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/sabit-bir-kar-garantisi-ile-ortaklik-yapmak-caiz-mi.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/zarara-katlanmadan-sadece-kara-dayali-ortaklik-kurulabilir-mi.html

Yahudilerin âlemlere üstün kılınmasını nasıl anlamalıyız?

Âlem, “ilm” kökünden türemiştir, ‘bir şeyin varlığını gösteren iz, alâmet ve işaret’ demektir. Yaratıcının varlığını gösteren her şey, âlemdir. Dolayısıyla “âlemlerin Rabbi” demek, “bütün varlıkların Rabbi” demektir.

Bakara Suresi 47. ayette Yahudilerle ilgili olarak geçen âlem kelimesi ise sadece insan cinsini gösterir. “Sizi âlemlere üstün kıldım” sözü, Allah’ın onları diğer insanlara tercih ederek kitap ve peygamber gönderdiği anlamına gelir. Yoksa bu ifadeler, kıyamete kadar onların her şeyden ve herkesten üstün oldukları anlamına gelmez.

Konuyla yakından ilgili başka bir soru-cevabı da aşağıdaki linkten okumanızı tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/lanetli-olmalarina-ragmen-yahudiler-nasil-super-guc-olabiliyor.html

Farzdan sonra sünnetleri kılarken niçin yerimizi değiştiriyoruz?

Şeytanın Allah’tan korkması ne anlam ifade ediyor?

Ayetlere baktığımızda şeytanın iki durumda Allah’tan korktuğunu söylediğini görüyoruz:

1. Bir kişinin kâfir olmasına sebep olduğu zaman:

“(Münafıkların durumu) Şeytanın durumu gibidir. O, insana «Kâfir ol.» der, insan kâfir olunca da  «Gerçek şu ki ben, senden uzağım. Doğrusu ben, âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.» der.” (Haşr, 59/16)

2. Bedir Savaşı için teşvik ettiği Mekke ordusunun karşısına meleklerin çıktığını gördüğü zaman:

O gün Şeytan, işlerini kendilerine güzel göstererek onlara dedi ki: «Bugün sizi mağlup edecek hiç kimse yoktur. Ben de sizin yanınızdayım.» Ama iki birlik karşı karşıya gelince hemen çark etti ve dedi ki: «Benim sizinle bir alakam yok. Ben sizin göremediğinizi görüyorum. Ben Allah’tan korkarım. Allah’ın azabı ağır olur. »” (Enfâl, 8/48)

Bu gibi sözleri bütün kâfirler söylerler. Hatta onlar, bazen Müslüman olmayı bile büyük bir arzu ile isterler. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Kâfirler zaman zaman «Keşke biz de (Allah’a) teslim olsaydık.» diye güçlü bir arzu duyarlar.” (Hicr, 15/2)

Fakat bu sözlerin arkasında bir kararlı duruş ve bir eylem olmadığı için bu, içlerinde daima bir yangın olarak kalmaya devam eder.

Güzel söz söyleyen çok kişi görürsünüz; ama onu hayatlarına yansıtmayınca o sözler, kendilerinin yalancı veya sahtekâr sayılmaları dışında hiçbir sonuç doğurmaz.

Benzer soru cevaplar için lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayınız:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/seytan-allaha-inaniyor-peki-islama-inaniyor-mu.html

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/enfal-48-ayete-gore-seytanin-gorup-de-insanlarin-goremedigi-sey-nedir.html

Karşı cinse masaj yapmanın ve yaptırmanın hükmü nedir?

Kur’an-ı Kerim’de gerek erkeğe, gerekse kadına bakışlarını kontrol etme emri verilmiş ve avret yerlerinin kapalı tutulması özellikle emredilmiştir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Mümin erkeklere söyle, gözlerini önlerine indirsinler ve ferclerini korusunlar….” (Nur, 24/30)

“Mümin kadınlara da söyle, gözlerini önlerine indirsinler ve ferclerini korusunlar….” (Nur, 24/31)

Ferc, erkeğin ve kadının ön ve arkasıyla onları çevreleyen yere denir ki bu, diz kapağı ile göbeğinin arasıdır.  Bu bölgeyi kişinin eşi dışında kimse göremez.

Kadının eli, yüzü, bileği ve ayakları dışındaki organlarına yabancı erkeklerin bakmaları da Nur 31. ayette haram kılınmıştır. Dokunma, bakmanın bir ileri safhası olduğu için kadınlara masaj yapmanız haramdır.