Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Blog

Yemeğin ortasında dua etmek sünnet midir?

Hadis kitaplarında konuyla ilgili rivayetlere baktığımızda Peygamberimizin yemeğin ortasında dua ettiğine dair herhangi bir rivayete rastlayamadık. O, yemeğin başında besmele çeker ve çekilmesini tavsiye eder, yemeğin başında unutulması halinde ortasında veya sonunda da besmele çekilebileceğini söylerdi. Duayı ise yemeği bitirdikten sonra ederdi. Konuyla ilgili rivayetler şöyledir:

Âişe radıyallahu anhâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu söyledi:

“Biriniz yemek yerken besmele çeksin. Şayet yemeğe başlarken besmele çekmeyi unutursa, hatırladığı anda ‘baştan sona bismillah’ desin.” (Ebû Dâvûd, Et’ime 15; Tirmizî, Et’ime 47)

Ümeyye b. Mahşi radıyallahu anh’tan: “Allah’ın resulü bir gün otururken yanında birisi yemek yiyordu, besmele çekmemişti. Yemeği bitirdi, ancak son bir lokması kalmıştı ki onu ağzına atarken: “Başında da sonunda da Bismillah olsun!” dedi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem güldü ve sonra: “Şeytan durmadan bu adamla beraber yiyordu. Adam, Allah’ın adını zikredince şeytan ne yediyse kustu.” buyurdu.” (Müslim, Eşribe, 103; İbn Mâce, Dua, 19; Ebû Dâvûd, Et’ime, 15; Ahmed b. Hanbel, 3/344.)

Ebû Ümâme radıyallahu anh’tan rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm sofrasını kaldırdığı zaman şöyle derdi:

“Ey Rabbimiz! Sana tertemiz duygularla, eksilmeyip artan, huzurundan geri çevrilmeyip kabul edilen sayısız hamd ile hamd ederiz.” (Buhârî, Et`ime 54. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 52; Tirmizî, Daavât 55; İbni Mâce, Et`ime 16)

Muâz b. Enes radıyallahu anh’tan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir kimse yemek yedikten sonra: Bana bu yemeği yediren, sonucu etkileyecek bir güç ve kudretim olmaksızın onu bana nasip eden Allah’a hamd olsun, derse, geçmiş günahları bağışlanır.” (Ebû Dâvûd, Libâs 1; Tirmizî, Daavât 56. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et’ime 16)

Hamile kadınların çocuk emzirmesi günahmış diyorlar. Doğru mu?

Bebeğinizi iki yaşına kadar emzirmeye devam edebilirsiniz. Hamilelerin çocuk emzirmemesi gerektiğine dair dini veya tıbbi herhangi bir engel bulunmamaktadır. Bunun emen çocuğa da anne karnında olana da bir zararı yoktur. Fakat doktorlar zor bir hamilelik geçiren ve erken doğum yapma riski bulunan kadınların emzirme konusunda kendilerine danışılması gerektiğini söylüyorlar. Buna da dikkat etmeniz gerekir.

“Küçük cihaddan büyük cihada döndük” hadisi sahih midir?

Peygamberimizin Tebük Savaşı dönüşünde söylediği iddia edilen bu söz için İbn Hacer el-Askalânî, “bu, dilden dile dolaşan bir sözdür fakat (Peygamberimize değil) İbrahim b. Ebi Able’ye aittir.” Demiştir.

Aliyyü’l-Kârî, bu rivayetin İmam Gazali’nin “İhyâ-u Ulumiddîn” adlı kitabında geçtiğini, İhyâ’nın hadislerini değerlendiren el-Irâkî ise bunu İmam Beyhakî’nin “bu hadisin senedi zayıftır” notu ile rivayet ettiğini belirtmiştir. (Aliyyü’l-Kârî, el-Esrâru’l-Merfûa, s: 211, hadis no: 211. Ayrıca bkz: el-Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, c: 1, s: 424-425, hadis no: 1362)

İbn Teymiye bu rivayet için: “aslı yoktur. Peygamberimizin söz ve fillerini iyi bilen hiçbir âlim böyle bir hadis rivayet etmemiştir. Kâfirlerle cihad en büyük amellerdendir” demiştir. (İbn Teymiye, Mecmûu’l-Fetâvâ, c: 11, s: 197)

Cihad, var gücüyle çalışmak, çabalamak demektir. Bu, geniş bir kavramdır. İçinde silahlı mücadeleyi, savaşı da içerir ama sadece savaş anlamına gelmez. Kur’an’da savaş anlamına gelen kelime “kıtâl/mukâtele” dir. Cihad’ın sadece savaş anlamına gelmediğinin en büyük delili şu ayettir:

“Öyleyse kâfirlere itaat etme ve onlara karşı Kur’an’la büyük bir cihad ver.” (Furkan, 25/52)

Kur’an ile cihad, Kur’an’ı silah olarak kullanmak değildir elbette. Buradan anlaşılan, kâfirlerle mücadelenin Kur’an’la ve Kur’an’a uygun bir şekilde yapılması gerektiğidir.

Cihad, bir müslümanın dini adına her zaman ve her yerde gereken şeyleri yapmasının adıdır. Düşmanla yapılacak olan savaş her zaman karşılaşılabilecek bir olay değildir. Fakat Müslüman, sürekli olarak mücadele halindedir. Dolayısıyla vazifelerimizi ikiye ayırıp birine “küçük cihad”, diğerine “büyük cihad” demeden her birine aynı önemi verip var gücümüzle çalışmak, çabalamak zorunda olduğumuzu bilmemiz gerekir.

Lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/cihad-nedir-bu-onemli-gorevi-gunumuzde-nasil-yerine-getirmek-gerekir.html

Leasing kullanamadığımız durumlarda ne yapmamızı tavsiye edersiniz?

Leasing sözleşmesi katılım bankalarında yalnızca tüzel kişilerle değil, gerçek kişilerle de yapılmaktadır. Şayet leasing yapma imkânı yoksa bu durumda şartlarına uygun gerçek murâbaha yöntemine başvurulabilir.

“Murâbaha, ister peşin, ister veresiye olsun, maliyetlerin ve kârın müşteriye tam olarak bildirilmesi suretiyle yapılan satıştır. Müşteri, katılım bankasının ne kadar kâr ettiğini ayrıntılarıyla bildiği için onun yaptığı her satış murâbaha olur.

Katılım bankaları, peşin alır vadeli satarlar. Böylece satıcı, malını peşin satma, alıcı da onu veresiye alma imkânını elde eder. Malın peşin satılması arzu edilse de veresiye satışlar vazgeçilemez ihtiyaçtır. Parası olmayan kişi, eline para geçinceye kadar aç bekleyemez, veresiye alım yaparak ihtiyacını giderir. Bu ihtiyacı, zaman zaman herkes duyar.

Malların peşin fiyatı ile vadeli fiyatı farklı olabilir. Bu fark faiz değildir. Faiz, borç vererek gelir elde etmektir. Satıma konu mal belli olur, fiyatı konusunda taraflar anlaşır, taksit miktarları ile ödeme günleri belli olursa satış geçerli olur. Artık o malın peşin fiyatı ile vadeli fiyatının farklı olması önemli olmaz.” (Abdülaziz Bayındır, Ticaret ve Faiz, Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2007, s: 263)

NOT: Soruda bahsi geçen “Leasing” ile ilgili cevabımızı okumak için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/leasing-nedir-caiz-olup-olmadigi-hakkinda-bilgi-verir-misiniz.html

İlaçla boynuzlarının büyümesi engellenen hayvan kurban edilebilir mi?

Hacc Suresinin 36. ayetine göre kurbanlık hayvanda esas olan; iri gövdeli, gösterişli ve kusursuz olmasıdır. Kendisine ve çevresine zarar vermesin diye sivriliği engellenen boynuzundan dolayı hayvan kusurlu olmaz. Kurban edilebilir.

Emtia borsasında işlem yapmak helal midir? Dinen sakıncası var mı?

Emtia borsalarında yapılan işlemlerin fıkhen mahzurlu olan çeşitleri olduğu gibi caiz olan çeşitleri de vardır. Ancak bu tür borsalarda yapılan işlemlerin (istatistiklere göre) yaklaşık %98’i spekülatif amaçlı, kaydi nitelikli olduğundan bu oran caiz olmayan grubu oluşturur.

Ayrıca altın ve gümüş gibi parasal özelliğe sahip emtiaların bu tür borsalardan alım satımı da (işlemlerin tabiatı gereği vadeli olduklarından) caiz değildir.

Bunun dışında alım satımı dinimizce haram kılınmamış olan malların, ancak vade günü dolduğunda fiili yahut depodaki malı temsil eden evrak üzerinden kaydi şekilde teslim alınmasıyla gerçekleştirilecek alım satım işlemleri caiz olur.

Doç. Dr. Servet Bayındır

İmam nikâhı Kur’an’da nasıl yer almaktadır? İkinci evlilikler nasıl olmalı?

Bir kadının âdeti ne zaman bitmiş sayılır?

Âdet içinde gelen kan tamamıyla kesilmedikçe, âdet son bulmuş olmaz. Bu kan, siyah, kırmızı, yeşilimtırak veya sarı olabileceği gibi bulanık ve toprak rengi de olabilir.

Âdetini tamamlamış olan bir kadından gelecek akıntı bembeyaz bir renkte bulunur. Bundan sonra gelecek olan bulanıklığa itibar edilmez.

Ümmü Atiyye’den şöyle rivayet edilmiştir:

“Biz hayız bittikten sonra sarılığı ve bulanıklığı bir şey (hayızdan) saymazdık.” (Buhârî, Hayz, 26; Ebû Dâvûd, Taharet, 117; Nesâî, Hayz, 7)

İslam’da mehdi inancı hakkında bilgi verir misiniz? Mehdi gelecek mi?