Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Tag: şeytanın Allah’tan korkması

Şeytanın Allah’tan korkması ne anlam ifade ediyor?

Ayetlere baktığımızda şeytanın iki durumda Allah’tan korktuğunu söylediğini görüyoruz:

1. Bir kişinin kâfir olmasına sebep olduğu zaman:

“(Münafıkların durumu) Şeytanın durumu gibidir. O, insana «Kâfir ol.» der, insan kâfir olunca da  «Gerçek şu ki ben, senden uzağım. Doğrusu ben, âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.» der.” (Haşr, 59/16)

2. Bedir Savaşı için teşvik ettiği Mekke ordusunun karşısına meleklerin çıktığını gördüğü zaman:

O gün Şeytan, işlerini kendilerine güzel göstererek onlara dedi ki: «Bugün sizi mağlup edecek hiç kimse yoktur. Ben de sizin yanınızdayım.» Ama iki birlik karşı karşıya gelince hemen çark etti ve dedi ki: «Benim sizinle bir alakam yok. Ben sizin göremediğinizi görüyorum. Ben Allah’tan korkarım. Allah’ın azabı ağır olur. »” (Enfâl, 8/48)

Bu gibi sözleri bütün kâfirler söylerler. Hatta onlar, bazen Müslüman olmayı bile büyük bir arzu ile isterler. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Kâfirler zaman zaman «Keşke biz de (Allah’a) teslim olsaydık.» diye güçlü bir arzu duyarlar.” (Hicr, 15/2)

Fakat bu sözlerin arkasında bir kararlı duruş ve bir eylem olmadığı için bu, içlerinde daima bir yangın olarak kalmaya devam eder.

Güzel söz söyleyen çok kişi görürsünüz; ama onu hayatlarına yansıtmayınca o sözler, kendilerinin yalancı veya sahtekâr sayılmaları dışında hiçbir sonuç doğurmaz.

Benzer soru cevaplar için lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayınız:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/seytan-allaha-inaniyor-peki-islama-inaniyor-mu.html

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/enfal-48-ayete-gore-seytanin-gorup-de-insanlarin-goremedigi-sey-nedir.html

Şeytan niçin kâfir oldu?

Kâfir, Allah’ı var ve bir olarak bilen ama onu “görmezlikten gelen” kimsedir. Kâfirlik şuurlu bir eylemdir, her kâfir kendi konumunun farkındadır. Bu sebeple hiçbiri sağlam bir gerekçeye dayanmaz. Kendini savunmak zorunda kaldı mı, gerçekleri saptırır. İblis’in yoldan çıkması ile ilgili ayetler bunun için iyi bir örnektir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Sizi yaratmıştık, sonra şekil vermiştik; sonra meleklere: “Âdem’e secde edin” demiştik. Hemen secde ettiler, İblis öyle yapmadı. O secde edenler arasında yoktu.

Allah dedi ki: “Emrettiğim zaman seni secdeden alıkoyan neydi?” “Beni ateşten, onu çamurdan yarattın. Ben ondan üstünüm” diye cevap verdi.” (A’râf, 7/11-12)

İblis, Âdem’e secde etme emrinden hoşlanmamıştı. Emri verenin Allah olduğunu görmezlikten gelerek Âdem’e karşıymış gibi davrandı. Doğrudan Allah’a karşı çıkma cesaretini gösteremedi. Çünkü her şeyi Allah’a borçlu olduğunu ve kendini onun yarattığını biliyordu. Bunlar, İblis’in şu sözlerinde gizlidir:

“Ben ondan üstünüm. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın.” (Sâd, 38/76)

“Balçıktan, işlenebilen kara topraktan yarattığın insana secde edemem.” (Hicr, 15/33)

Hak ettiği ceza gecikmedi. Allah ona şöyle dedi:

“İn oradan! Orada büyüklenmeye hakkın yok. Defol! Sen alçağın tekisin.” (A’râf, 7/13)

İblis böyle kâfir olmuştu. Hâlbuki Allah’ın varlığından ve birliğinden şüphe etmiyordu. Ahiretin varlığını da kabul ediyordu. Çünkü kovulmasından sonra şöyle yalvarmıştı:

“Rabbim! İnsanların tekrar dirilecekleri güne kadar bana süre tanı.” (Sâd, 38/79)

Allah’ın bir tek emrini görmezlikten gelmesi, İblis’in kâfir olması için yetmişti. İnsan da öyledir; bilmediği için değil, Allah’ın emirlerini görmek istemediği için kâfir olur.