Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Blog

Allah Teala bazı Yahudileri bu dünyada öldürüp tekrar diriltmiş midir?

Bakara suresinin 56. ayetini öncesi ve sonrası ile bir bütün olarak okursanız muhatabın, Hz. Peygamber döneminde yaşayan Yahudiler olduğunu göreceksiniz. Onlara hitap edilerek atalarının başından geçenler “Böyle yapmıştınız”, “Şöyle demiştiniz”, “Birbirinizi öldürüyordunuz” gibi ifadeler kullanılmaktadır.

“Bir gün de şöyle demiştiniz: ‘Bak, Musa! Allah‘ı apaçık görene kadar sana inanacak değiliz!’ Hemen şiddetli bir gürültü sizi çarpmış da gözü açık gitmiştiniz.

Sonra ölümünüzün ardından size yeniden can vermiştik. Belki teşekkür ederdiniz.” (Bakara, 2/55-56)

Ayetteki “Ölümünüzden sonra tekrar sizi dirilttik” ifadesi de böyledir. Atalarının o olaydan (yıldırım çarpması) sonra tarih sahnesinden tamamen silinmediği, tekrar hayat buldukları ve nesillerinin ayetin nazil olduğu Medine günlerine kadar ulaşabildiği onlara izah edilmiştir.

Allah Teâlâ’nın Rab ismi Esmâ-i Hüsnâ’da yer almıyor mu?

‘Sahip’, ‘efendi’, ‘idare eden’, ‘yetiştiren’, ‘terbiye eden’, ‘nimet veren’ gibi manaları olan Rab, Allah Teâlâ’nın isimlerinden biridir.

Rab, Kur’ân-ı Kerim’de Allah lafzından sonra en çok kullanılan ilahi isimdir. Hadislerde de Allah’ın isimlerinden biri olarak geçmektedir.

İslam dünyasında yaygın olan 99 Esmâ-i Hüsnâ listesi, Ebû Hureyre’den rivayetle Kütüb-ü Sitte’den sadece Tirmîzî ve İbn Mâce’de geçmektedir. Buhârî, Müslim, Nesâî ve Ahmed b. Hanbel böyle bir listeye yer vermemişlerdir.

“Birçok âlim, Ebû Hureyre hadisinin ikinci kısmındaki doksan dokuz ismin asıl metinde bulunmayıp râvi tarafın­dan eklendiği görüşündedir. Listenin Buhârî ile Müslim’de yer almayışı da bu­nunla açıklanmıştır. Nitekim listeye yer veren iki muhaddisten Tirmîzî’de bulunan yirmi beş isim İbn Mâce’de, onda bulunan 100 isimden yirmi altısı Tirmîzî’de mevcut değildir. İki listenin topla­mı ise 125 isme çıkmaktadır.

Bununla birlikte Kur’ân’da yer aldığı halde bu iki rivayette görülmeyen isim­ler bulunduğu gibi aynı kökten türeyen veya ayrı kökten olmakla birlikte aynı manaya gelen isimler de listede mevcut­tur (…)

Bazı âlimler meşhur ha­diste bulunup da Kur’ân’da yer almadı­ğını tespit ettikleri isimleri oradan ta­mamlamaya çalışmışlar, bazıları da ken­dilerinin koyduğu ölçüler çerçevesinde yeni tespitler yapmışlardır. İbn Hacer, Tirmizî’nin listesinde yer aldığı halde Kur’­ân’da bulunmayan isim sayısını yirmi ye­di olarak belirlemiş ve bunların yerine Kur’ân-ı Kerim’den aynı sayıda isim bu­larak yeni bir liste düzenlemiştir.” (Bekir Topaloğlu, “Esmâ-i Hüsnâ,” Diyanet İslam Ansiklopedisi, c: 11, s: 407-408; Aynı müellif, “Rab”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, c: 34, s: 372)

İşte İbn Hacer’in düzenlediği bu listede Rab ismi, Esmâ-i Hüsnâ arasında yer almaktadır.

Reyyan isminin anlamı nedir, isim olarak koymakta bir sakınca var mıdır?

Reyyan ismini tavsiye ederiz.

Reyyan; “suya kanmış”, “suya doymuş”, “dolgun”, “semiz” gibi manalara gelmektedir. Bu, aynı zamanda sadece oruçluların gireceği bir cennet kapısının da ismidir.

Sehl İbn Sa’d (radıyallahu anh) anlatıyor:  Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık o kapı kapanır, kimse oradan giremez.” (Buhari, Savm 4, Bed’ül-Halk 9; Müslim, Sıyâm, 166 (1152); Nesâî, Sıyâm, 43; Tirmizî, Savm 55.)

Kur’an Allah’ın varlığına inanmayanlara mı kâfir diyor?

İlgili ayete tarafımızdan verilen meal şöyledir:

“Allah’ı nasıl görmezlikten gelebilirsiniz ki! Cansız haldeydiniz, size o can verdi. Sizi tekrar cansız hale getirecek, sonra yeniden can verecek ve onun huzuruna çıkarılacaksınız.” (Bakara, 2/28)

Türkçe meallere genelde “inkâr etmek” olarak çevrilen kelime, küfürdür.  Küfür, Arapça’da “örtmek” anlamına gelir. Türkçe’de buna “nankörlük etmek, görmezden gelmek” denir.

Örtmek, bir şeyi göstermemek içindir. Olmayan şeyin örtülmesi ise mümkün değildir. Kâfir de aslında kendisinde olan imanı örten, gizleyen kimsedir.

Dolayısıyla bir insanın kâfir olması için Allah’ın emirlerinden bir veya birkaç tanesini kabul etmemesi, beğenmemesi veya yerinde bulmaması yeterlidir. Kâfirlik budur.

Daha geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/seytan-neden-kafir-oldu.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/seytan-akilsiz-bir-varlik-miydi-da-allah%e2%80%99a-isyan-etti.html