Blog
Miras bırakanın karısı öncelikle terekenin sekizde birini alır. Geri kalan ise diğer mirasçılar arasında pay edilir. Buna göre:
A. Terekenin tamamı 96 hisseye ayrılır. Miras bırakanın karısı sekizde biri olan 12 hisseyi alır.
B. Kalan 84 hisseden 21’er hisse iki kızına verilir. 42 hisse de daha önce ölen oğlunun hayatta bulunan bir kız bir erkek oğlu arasında erkeğin iki kız hissesi alacağı şekilde (erkek çocuğa 28, kız çocuğa 14 hisse) pay edilir.
Mirasla ilgili ayette “Allah çocuklarınız hakkında terekeden erkek çocuğun iki kız çocuk hissesi almasını emreder.” (Nisâ 4/11) buyrulmaktadır. Babaları veya anneleri daha önce ölmüş torunlar da ayetteki çocuk kapsamındadırlar.
Zina edenlerin hem bu dünyada hem de ahirette cezası vardır. Bununla ilgili olarak Allah Teala şöyle buyurmuştur:
“Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun. Eğer Allah’a ve son güne inanıyorsanız, Allah’ın verdiği cezayı yerine getirirken onlara karşı yumuşamayın. İnananlardan bir takımı da onlara yapılan azabı gözleriyle görsün” (Nûr, 24/2)
Zina edene 100 sopa vurulması imgesel değil, gerçek bir cezadır. Aksi takdirde ayette belirtilen “İnananlardan bir kısmı da onlara yapılan azabı gözleriyle görsün” ifadesinin bir anlamı olmazdı.
Zina edenlere vurulan 100 sopa cezası dünyadaki cezadır. Kişi tövbe etmediyse bunun ahiretteki cezası ayrıdır.
www.suleymaniyevakfi.org/kuran-arastirmalari/nesih-ve-recim-cezasi.html
Allah Teâlâ zinayı büyük günahlar arasında sayarak ahiretteki cezasıyla ilgili de şöyle buyurmaktadır:
“Onlar, Allah’la beraber bir başka tanrı oluşturarak ondan yardım dilemezler. Allah’ın dokunulmaz kıldığı bir cana haklı sebep olmadan kıymazlar. Zina da etmezler. Her kim bunları yaparsa şerre yaklaşmış olur ve kıyamet günü onun azabı katlanır. O azap içinde alçalmış olarak ölümsüzleşir. Ancak tövbe eden, inanan ve iyi iş yapan başkadır. Allah onların günahlarını sevaba / iyiliğe çevirir. Allah bağışlar, ikram eder. Kim tövbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesiz o, tövbesi kabul edilmiş olarak Allah’a döner. Çünkü Allah Teâlâ bağışlar ve ikramda bulunur.” (Furkân, 25/68-70).
Şartlar gerçekleştiğinde bu ceza aynen günümüzde de uygulanır. Bununla ilgili olarak daha önce gelen bir soruya verdiğimiz cevabı aşağıdaki linkten okumanızı tavsiye ederiz:
www.fetva.net/yazili-fetvalar/gunumuzde-zina-sucu-isleyen-kisilerin-cezasi-ne-olmalidir.html
Buğlem ismi hakkında birçok internet sitesinde “cenneti müjdeleyen melek” anlamı verilse de bunu doğrulatabilmek mümkün değildir. Arapça kökenli olduğu söylendiği halde biz bunun kökeninin ve ne manaya geldiğini Arapça sözlüklerden tespit edemedik.
Daha önce birçok isim için söylediğimiz gibi biz hem kaynağı belli hem de anlamı dinimize ve örfümüze uygun düşen isimler bulmanızı tavsiye ederiz.
Ayrıca isimlerle ilgili olarak hiçbir kaynak belirtmeyen, kulaktan dolma bilgilerle hazırlanan ve yüzlerce isim için “cennette bir melek”, “cennete düşen ilk yağmur damlası”, “cennette şu”, “cennette bu” vs. gibi asılsız tanımlamalarda bulunan internet sitelerine itibar etmemenizi tavsiye ederiz.
Çocuk isimleri ve tavsiye ettiğimiz isimler hakkında geniş bilgi edinmek için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz:
Dinimizde erkeklerin saçlarını uzatmalarını yasaklayan bir hüküm bulunmamaktadır. Sahih hadislerde Nebîmizin saçlarının kulak yumuşağına, kulağının yarısına veya omuzlarına kadar vardığı belirtilmektedir.
“Nevevî’nin belirttiğine göre hadisler arasındaki bu farklılıklar Resûlullah Efendimiz’in saçlarının değişik zamanlarda değişik uzunlukta oluşudur. Yani saçları uzadığı zaman omuzlarına doğru sarkardı, kısalttığında da kulak yumuşağına veya kulağının yarısına kadar varırdı. Değişik durumlardaki görünüşü farklı rivayetlerin gelişine sebep olmuştur.
Peygamber Efendimiz’in saçlarının her zaman aynı düzeyde olmayışı saç şeklinin, uyulacak bir sünnet olmadığına delâlet eder.” (Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Necati Yeniel, Hüseyin Kayapınar, Necat Akdeniz, Şamil Yayınevi, İstanbul, 1989, c: 14, s: 257.)
Giyim kuşam, saç ve sakal gibi hususlarda Nebîmizin bizlere öğrettiği iki husus vardır:
Birincisi temizliktir. Yani saç uzatılacaksa mutlaka temiz tutulmalı, yani bakımlı olmalıdır.
İkincisi de gayrimüslimlere benzememektir. Özellikle saçın kesim şekli Müslümanı gayrimüslime benzetiyorsa ondan da sakınmak gerekir.
Ayrıntılı bilgi için lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız:
www.fetva.net/suslenme/resulullahin-saclari-nasildi-uzun-muydu-kisa-mi.html
Sahih hadis kaynaklarında geçmeyen rivayet çeşitli kaynaklarda İbn Abbas ve Ebû Hureyre gibi sahabilere isnad edilerek şöyle yer almaktadır:
مَن تَمَسَّكَ بِسُنَّتِي عِندَ فَسادِ أُمَّتِي فَلهُ أَجْرُ مِائِةِ شَهيدٍ
“Kim ümmetimin fesadı zamanında sünnetime sarılırsa ona yüz şehit sevabı vardır.”
اَلْمُتَمَسِّكُ بِسُنَّتِى عِنْدَ فَسَادِ اُمَّتِى لَهُ اَجْرُ شَهِيدٍ
“Ümmetimin fesadı zamanında sünnetime sarılana bir şehit sevabı vardır.” (Taberanî, el-Mu’cemu’l-Evsat, c: 5, s: 315, hadis no: 5414; Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, c: 6, s: 339, hadis no: 9171)
Bu rivayetler, hadis âlimlerince senet açısından “zayıf” ve râvileri de “mechûl” (tanınmaz) bulunmuştur. Bkz. (İbn Adiy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, Beyrut: Dârü’l-Fikr, 1998/1409, c. 2, s. 327; İbn Hacer el-Askalânî, Lisânü’l-Mîzan, Beyrut: Müessesetü’l-İlmiyye li’l-Matbûât, 1986/1406, c. 2, s. 246)
Yukarıdaki rivayetlerde “sünnet” ile kast edilen, Hz. Peygamber’in takip ettiği yol, yani Kur’an yolu, İslam yoludur. Dolayısıyla biz Müslümanların sadece zor zamanlarda değil, her zaman o yola sımsıkı sarılmamız icap eder ki kurtuluşa erebilmemiz mümkün olsun.
Taşıyıcı annelik yoluyla çocuk sahibi olmak caiz değildir.
Allah Teâlâ çocuğun annesinin, onu doğuran kadın olduğunu hükme bağlamıştır. O şöyle buyurmuştur:
“İçinizden eşlerini analarına benzetenlerin eşleri, onların anaları olmazlar. Onların anaları, onları doğuranlardan başkaları olamaz. İşte onlar uygunsuz, yalan sözler söylüyorlar. Gerçekten Allah affedicidir, bağışlayıcıdır.” (Mücâdele, 58/2)
Allah Teâlâ birçok ayette de annenin çocuğunu karnında taşımasına vurgu yapmaktadır. (İlgili ayetler için bkz. Lokman, 31/14; Ahkâf, 46/15). Günümüzdeki tıbbî ve ilmî araştırmalar da rahimdeki çocuğun, kendisini karnında taşıyan annesinin yediğinden içtiğine kadar her türlü halinin kendisi üzerinde etkide bulunabildiğini göstermektedir.
Bir de bu konuda Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 05.01.2002 tarihli bir kararı bulunmaktadır. O karara biz de katılıyoruz. Kararı aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:
Tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olmakta dinen bir sakınca var mıdır?
NOT: Bu konuda geniş bilgi edinmek isteyenler için ilmi bir makale tavsiye edebiliriz:
Ülfet Görgülü, “Taşıyıcı Annelik-Fıkhi Bir Bakış”, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, 2010, sayı: 15, s. 197-208.
Makaleye İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi veya İSAM Kütüphanesi web sayfalarından ulaşılabilir.
Kadının âdetli iken tırnak kesmesinde veya vücut temizliği yapmasında dinen herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
Kadının âdetli iken yapamayacağı tek şey eşi ile cinsel ilişkiye girmektir. Bunun dışında herhangi bir yasak yoktur.
Lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayınız:
www.suleymaniyevakfi.org/ramazan-ve-oruc/detli-kadinin-orucu-ve-namazi.html
www.fetva.net/yazili-fetvalar/adetli-kadinlar-camiye-girebilirler-mi.html
www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/adetli-kadinlar-kuran-okuyabilir-dua-edebilirler-mi.html
Bazı kaynaklarda bu rivayet şu şekilde geçmektedir:
من جلس إلى قينة يسمع منها صب في أذنيه الآنك يوم القيامة
“Kim bir kadın şarkıcının yanında oturarak ondan şarkı dinlerse kulaklarına kıyamette bakır dökülecektir.” (İbnü’l-Arabî, Ahkâmü’l-Kur’ân, c. 3, s. 525).
Sahih hadis kaynaklarında yer almayan bu rivayet hadis âlimlerince “uydurma” olarak değerlendirilmiştir. Büyük muhaddislerden Ahmed b. Hanbel’in de bu rivayete “bâtıl” dediği kaydedilmiştir. (Bkz. İbnü’l-Cevzî, el-İlelü’l-Mütenâhiye, Beyrut, Dârü’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1403, c. 2, s. 786)
Dolayısıyla aslı-astarı olmayan bu rivayete bakılarak kadın bir şarkıcıdan şarkı, türkü dinleyenlerin kulaklarına kıyamet günü bakır döküleceğini söylemek mümkün değildir.
www.fetva.net/yazili-fetvalar/kadin-sesi-haram-midir.html
İslam’da müziğin yeri, hangi durumlarda müzik yapma ve dinlemenin caiz olup olmayacağıyla ilgili geniş bilgiye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
www.fetva.net/yazili-fetvalar/islama-gore-muzik-ve-ilahi-icra-etme-ve-dinleme-caiz-midir.html