Blog
Miras bırakanın karısı yani anneniz terekenin sekizde birini alır. Kalan ise çocuklar arasında erkek çocuğun iki kız çocuk hissesi alacağı şekilde pay edilir. Buna göre taksim şöyle olur:
Terekenin tamamı 48 hisse kabul edilirse, anneniz sekizde biri olan 6 hisseyi alır. Kalan 42 hisse, çocukları arasında erkek çocuğun 14 hisse, kız çocukların her birinin 7’şer hisse alacağı şekilde paylaştırılır. 6+14+7+7+7+7=48
Bu tetkiklerin hiçbiri orucu bozmaz. Ancak bazı röntgen ve tomografi filmleri ilaçlı çekilir. Yani işlem öncesinde damardan bazı ilaçlar verilir. Eğer bu ilaçlar tek başına değil de serum ile birlikte verilirse oruç bozulur. Ama serum ile değil de tek başına verilirse (besleyici olmadıkları için) orucu bozmaz.
KAYNAK: Zeki Bayraktar, “Oruçlu Hastalar İçin Bazı Tıbbi Öneriler”, Kitap ve Hikmet Dergisi, Temmuz-Eylül 2015, Sayı: 10, s: 22.
Diş çekimi ve/veya tedavisi orucu bozmaz.
Lokal anestezi amacıyla diş etlerine (çeneye) yapılan iğneler de orucu bozmaz. Ancak bu hastalar eğer tedavi esnasında ve/veya tedavi sonrasında bir miktar sıvı yutabilirler. Bu durumda oruç tabi ki bozulur. Aksi halde bozulmaz. Eğer tedavi sonrasında ağrı kesici veya antibiyotik gibi ilaçlar kullanılacaksa günlük olarak ağızdan tek doz halinde alınan ilaçlar veya parenteral preparatlar (damara veya kasa yapılan iğneler) tercih edilebilir.
KAYNAK: Zeki Bayraktar, “Oruçlu Hastalar İçin Bazı Tıbbi Öneriler”, Kitap ve Hikmet Dergisi, Temmuz-Eylül 2015, Sayı: 10, s: 22.
Sonda takma işlemi orucu bozmaz. Çünkü bu işlem ile vücuda verilen herhangi bir besleyici madde yoktur.
Sondanın rahat geçmesi için idrar kanalına verilen kayganlaştırıcı madde de orucu bozmaz. Çünkü bu madde hem besleyici değildir hem de kana karışmaz.
Sonda takıldıktan sonra sondanın balonunu şişirmek için verilen 15-20 ml civarındaki sıvı da orucu bozmaz. Çünkü bu sıvı sondanın içinde kalır.
Bazı hallerde idrar kesesini (mesaneyi) yıkamak için takılan sondanın içinden verilen fizyolojik serumlar da orucu bozmaz. Çünkü bu sıvı mesaneye girer. Bu şekilde mideye veya kana karışan herhangi bir sıvı olmaz.
KAYNAK: Zeki Bayraktar, “Oruçlu Hastalar İçin Bazı Tıbbi Öneriler”, Kitap ve Hikmet Dergisi, Temmuz-Eylül 2015, Sayı: 10, s: 22.
Kanser hastalarına tatbik edilen kemoterapi ilaçları, sıklıkla belli bir miktar sıvı (serum) ile birlikte verilir. Dolayısıyla kemoterapi ilaçları değil ama onlarla birlikte verilen bu serumlar orucu bozar. Ayrıca kanser ve kemoterapi tedavisi nedeniyle zaten dirençleri düşük olan bu hastaların oruç tutması dirençlerini daha da düşürebilir. Bu nedenle kemoterapi seansları döneminde bu hastaların oruçlarını ertelemeleri caizdir.
KAYNAK: Zeki Bayraktar, “Oruçlu Hastalar İçin Bazı Tıbbi Öneriler”, Kitap ve Hikmet Dergisi, Temmuz-Eylül 2015, Sayı: 10, s: 21-22.
Kalın bağırsakların son bölümünde yer alan içeriği (gaytayı) dışarı almak için tatbik edilen maddelere lavman denilir. Genelde sıvı olan bu maddeler özel apareylerle makattan içeriye tatbik edilirler. Bunların kana karışması söz konusu değildir. Zaten bağırsak içeriği ile birlikte tekrar dışarı çıkarlar. Dolayısıyla besleyici bir mahiyeti yoktur ve orucu bozmazlar.
KAYNAK: Zeki Bayraktar, “Oruçlu Hastalar İçin Bazı Tıbbi Öneriler”, Kitap ve Hikmet Dergisi, Temmuz-Eylül 2015, Sayı: 10, s: 21.
Hayır. Çünkü bu ilaçlar mideye ulaşmaz. Hatta bu ilaçların çoğu kana bile karışmaz. Sadece burun damlalarının bir miktar kana karışması mümkün olabilir. Ama bu da orucu bozmaz. Göz ve kulak damlaları ise (tıpkı cilde uygulanan bir merhem gibi) daha çok tatbik edildikleri bölgelere etki ederler. Bu şekildeki topikal (bölgesel) ilaçların kana karışan kısımları yok denecek kadar azdır. Özetle bu ilaçlar orucu bozmaz.
KAYNAK: Zeki Bayraktar, “Oruçlu Hastalar İçin Bazı Tıbbi Öneriler”, Kitap ve Hikmet Dergisi, Temmuz-Eylül 2015, Sayı: 10, s: 21.