Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Tag: duada vesile edinmek

Âmâ bir sahabi Peygamberimizi vesile ederek mi Allah’a dua etmiştir?

Sorunuzla ilgili olarak Kur’an Işığında Tarikatçılığa Bakış kitabımızda şu bilgiler bulunmaktadır.

ŞEYH EFENDİ – Sen vesileyi kabul etmi­yor­sun. Vesileye dair delilimiz vardır. Bir zatın göz­leri âmâ olmuştu.  Muhammed sallal­lahu aleyhi ve selleme geldi, ona dua etmesini söy­ledi. O da:

“Abdest al, iki rekât namaz kıl ve ‘Ya Rabbi! Elçini ve­sile ede­rek senden şifa istiyo­rum.’ diye dua et, buyurdu.

O şahıs bu dua ile beraber “Ya Rabbi peygambe­rini hak­kımda şefaatçi kıl.” dedi. Bu sahih ha­distir. Bu hadisi kabul etmezsen biz de seni kabul etme­yiz.

BAYINDIR– Bu hadis, Tirmîzî’de, İbn Mâce’de ve Ahmed b. Han­bel’in Müsned’inde geçer.

“Gözleri kör bir adam Muhammed sallallahu aleyhi ve sel­leme gelir ve şöyle der:

– ‘Allah’a dua et, bana şifa versin.’ Allah’ın Elçisi buyurur ki:

– ‘İstersen dua ederim, istersen durumuna sab­redersin daha iyi olur.’ Adam:

– ‘Dua et’ der.

Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ona, güzelce abdest al­masını, iki rekât namaz kılmasını ve şöyle dua etme­sini emreder:

Allah’ım! Senden istiyorum, rahmet peygam­beri Muhammed ile birlikte sana yö­neliyorum.’

– Ya Muhammed, şu ihtiyacımın görülmesi için seninle Al­lah’a yö­neldim. Ya Rabb! Onu benim hakkımda şefaatçi kıl.”[1]

“… Onu benim hakkımda şefaatçi kıl…” demek, “onun benimle ilgili duasını kabul et” demektir. Çünkü şefaat, yardımcı olmak ve istekte bulunmak için birine eşlik etmektir.[2] O,  Peygamberden, duasına eşlik etmesini istemiş, O da dua etmeye söz ve­rmiş ve onun da kendisiyle birlikte şöyle demesini istemiştir:

اللهم إني أسألك وأتوجه إليك بنبيك محمد نبي الرحمة

Allah’ım senden istiyorum, rahmet peygam­beri Muhammed ile birlikte sana yö­neliyorum.”

“Nebi” keli­mesinin başındaki bâ harf-i cerri, yanıl­tıcı olabilir. Bu harf “ilsâq” anlamı verir. İlsâq, yapış­tırmak ve bir şeyi öbürünün parçası haline getirmek demektir. Bu se­beple duanın doğru ma­nası yukarıda yazıldığı gibidir.

Aksini düşünmek şu ayete aykırı olur:

“(Ya Muhammed) De ki: Allah’ın dilemesi dışında ben ken­dime bile bir fayda ve zarar verecek durumda değilim.” (A’râf, 7/188)

KAYNAK: Abdulaziz Bayındır, Kur’an Işığında Tarikatçılığa Bakış, Süleymaniye Vakfı Yayınları, 6. Baskı, İstanbul, 2010, s: 22-24.


[1] Tirmizî, Daavât, 119. Hadis no 3578. Tirmizi hadisin sonuna şu notu düşmüştür: “Bu hasen, sahih, ga­rib bir hadistir. Hadisi sadece bu vecih­ten biliyoruz, Hatmî’li Ebu Cafer hadisinden.

İbn Mace, İkâmet’us-salât (hacet namazı), 189, no 1385; Ah­med b. Hanbel, c. IV s.138.

[2]  الشفاعة: الإنضمام إلى آخر ناصرا له وسائلا عنه Rağıb el-İsfahânî, el-Müfredât, Safvân Adnan Davudî’nin tahkikiyle) Dımaşk ve Beyrut 1412/1992, ş-f-a maddesi.