Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Blog

Akîka kurbanının dini hükmü nedir? Kesilmesi gerekli midir, değil midir?

Çocuğun doğumu sebebiyle Allah’a şükür için kesilen kurbana “akîka kurbanı” denir.

Akîka (العقيقة), Arapçada yeni doğan çocuğun başındaki saçın adıdır. Akîka kurbanı kesildiği gün çocuğun başı tıraş edildiği için kurban bu adı almıştır. Nebîmiz, bir şükür ifadesi olarak kesilen bu kurban için “itaat ve ibadet” anlamına gelen “nüsük” kökünden türetilmiş “nesîke” tabirini kullanmayı tercih etmiştir. (Muvatta, Akika, 1; Nesâî, Akika, 1; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/182)

Âişe validemizin rivayetine göre, Resûlullâh, torunları Hasan ile Hüseyin’in doğumlarının yedinci günü akîka kurbanlarını kesmiş ve adlarını koymuştur.  (Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, c: 11, s: 401)

O, Cahiliye döneminde sadece erkek çocukları için kesilen bu kurbanın kız çocukları için de kesilmesini tavsiye etmiştir.

Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre bu kurbanı kesmek sünnettir. Hanefi mezhebine göre mubah, bazı kaynaklara göre ise mendubtur. Bu bilgilere göre akîka kurbanını kestirmeyen kişi günahkar olmaz.

Akîka kurbanı çocuk doğduğu günden bulûğ çağına kadar kesilebilirse de ilk günlerde özellikle de doğumunun yedinci gününde kesilmesi müstehab kabul edilmiştir.

Akîka kurbanı, eşe-dosta, konu-komşuya dağıtılabileceği gibi kesen kişi ve ailesi tarafından da yenilebilir.

Allah Teala sevmediği yöneticilere dalkavuklar mı musallat eder?

Belirttiğiniz anlama gelen bir rivayet, kaynaklarda aşağıdaki metinle geçmektedir:

إِذَا أَرَادَ اللَّهُ بِالأَمِيرِ خَيْرًا جَعَلَ لَهُ وَزِيرَ صِدْقٍ إِنْ نَسِىَ ذَكَّرَهُ وَإِنْ ذَكَرَ أَعَانَهُ وَإِذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهِ غَيْرَ ذَلِكَ جَعَلَ لَهُ وَزِيرَ سُوءٍ إِنْ نَسِىَ لَمْ يُذَكِّرْهُ وَإِنْ ذَكَرَ لَمْ يُعِنْهُ

Aişe validemiz, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

“Allah bir başkan/yönetici hakkında hayır dilediği zaman ona doğru (konuşan ve doğru iş yapan) bir yardımcı verir. Eğer o (başkan yapılması gereken bir işi) unutursa (bu yardımcı, unutulan işi) ona ha­tırlatır. Eğer başkan bu işi kendisi hatırlarsa (o zaman da bu yardımcı o işin yapılması hususunda) başkana yardımcı olur.

Eğer Allah onun hakkında başka bir şey dilemişse ona kötü (huy­lu) bir yardımcı verir. Eğer (yapılması gereken bir işi) unutursa (vezir bu işi) ona hatırlatmaz. Eğer (başkan bu işi kendiliğinden) hatırlarsa (o zaman da bu yardımcı o işin yapılmasında) ona yardımcı olmaz.” (Ebû Dâvûd, Harac, 4; Nesâî, Bey’at, 33; Ahmed b. Hanbel, 6/70)

Azra isminin anlamı nedir? Bu ismi koymakta bir sakınca var mıdır?

Azra (العذراء) ismi, Arapça kökenli bir isim olup “el değmemiş bakire kız, delinmemiş inci, ayak basılmamış kum” gibi anlamlara gelir.

Kız çocuklarına bu ismin verilmesinde herhangi bir sakınca yoktur.

Kredi kullanan bir iş yerinde çalışan işçinin maaşı haram mı olur?

Asıl olan, hiç bir şekilde faiz vb. haram işlere bulaşmamaktır. Ancak soruda belirtilen kazanç kaynağının karışık olduğu durumlarda elde edilen kazancın asıl hangi kanaldan geldiğine bakılır.

Şayet kazancın önemli bir bölümü haram nitelikli işlerin yapılmasından geliyorsa bunun terki gerekir. Yok, kazancın büyük kısmı helal nitelikli işlerden olduğu halde, az bir kısmı haram nitelikli işlerden ise buna umum-u belvâ gereği katlanılır ve fakat bu meblağın hesaplanıp elden çıkarılması tavsiye olunur.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/dinimize-gore-muhasebecilik-yapmak-caiz-midir.html

Bankadan kredi kullanan bir iş yeri, faiz yemiş değil yedirmiş olacağı için bundan dolayı sizin kazancınıza faiz parası karışmış olmaz.

Doç. Dr. Servet Bayındır

İblis, Âdem’i kandırdığında Âdem o zaman nebî miydi?

Âdem Aleyhisselama nebîlik, İblis’in onu kandırmasından ve hep birlikte yaşadıkları yerden (dünyadaki bahçeden) çıkarılmalarından sonra verilmiştir.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/seytan-adem-ve-havvayi-kandirmak-icin-cennete-nasil-girdi.html

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Meleklere ‘Âdem’e secde edin.’ dediğimizde hemen secde ettiler; ama İblis öyle yapmadı. Kendini büyük görerek direndi ve kâfirlerden oldu.

Dedik ki ‘Âdem! Sen eşinle birlikte şu bahçeye yerleş. Beğendiğiniz yerlerden bolca yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa yanlış yapmış olursunuz.’

Sonra Şeytan, o ağaç yüzünden onların ayaklarını kaydırdı da bulundukları yerden çıkardı. Onlara şöyle dedik: ‘İnin oradan! Biriniz diğerinin düşmanıdır. Sizin için yeryüzünde yerleşecek bir yer, bir süreye kadar da geçimlik bulunmaktadır.’

Âdem Rabbinden uyarılar aldı. Sonra Rabbi tevbesini kabul etti. O, tevbeleri kabul eder, ikramı boldur.

‘Oradan birlikte inin.’ dedik. ‘Benim tarafımdan size bir yol gösteren gelir de kim benim yol göstericime uyarsa, onlar üstünde ne bir korku olur, ne de üzülürler.’

Ayetlerimiz karşısında yalan söyleyerek onları görmezlikten gelenler ise cehennemin halkıdır. Orada ölümsüz olacaklardır.” (Bakara, 2/34-39)

38. ayette altı çizili olan yerden Âdem’in o zaman nebî olmadığı anlaşılmaktadır.

Bir kızla evlenmek maksadıyla uzun seneler arkadaşlık yapılabilir mi?

8 senedir konuşuyor olmak “evlilik maksadı ile birbirine tanıma” tarifine girmez. Evlilik niyetinde olduğunuz bir kişi ile birbirinizi tanıyacak miktarda zaman geçirdikten sonra -duruma göre- ya hemen evlilik hazırlıklarına başlar ya da bu birlikteliğe son verirsiniz. Çünkü bu birliktelik artık flörte dönmüş olur ki -sizin durumunuz budur- İslam dininde flört etmek haramdır.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/flort-zina-midir.html

Bu yüzden ulema, kişilerin birbirini tanıma süresinin birkaç ayla sınırlandırılması gerektiğini söylemişlerdir. Bu iki durumu birbirine karıştırmamak gerekir.

Bu durumda olan gençlerin nasıl davranmaları gerektiği ile alakalı geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linklerde bulunan soru-cevapları da tıklayın:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/birbirimizi-seviyoruz-bundan-sonra-ne-yapmamiz-gerekiyor.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/gunah-islememek-icin-nikah-kiymak-istiyoruz-olur-mu.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/kiz-arkadasla-yakinlasmalar-zina-kapsamina-girer-mi.html

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/kredi-cekmezsek-evlenemiyoruz-bile-peki-ne-yapacagiz.html

“Recep Allah’ın ayı, Şa’ban ise benim ayımdır.” hadisi sahih midir?

Bahsi geçen yazıda belirtildiği üzere Aclûnî de diğer imamlar gibi Keşfü’l-Hafâ adlı kitabında bu rivayete eserinde yer vermiş, Deylemî ve başkalarının bunu Enes’ten merfû (senedi Hz. Peygambere ulaşan rivayet) olarak rivayet ettiklerini; ama İbnü’l-Cevzî’nin bu rivayete el-Mevdûat (Uydurmalar) kitabında yer verdiğini söylemiştir. (bkz: Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, c: 1, s: 423-424, hadis no: 1358. ayrıca bkz: İbnü’l-Cevzî, Kitâbu’l-Mevdûat, c: 2, s: 47-48.)

Her ne kadar açık bir şekilde söylemese de buradan sanki Aclûnî’nin de bu rivayetin uydurma olduğu kanaatinde olduğu anlaşılmaktadır.

“Recep Allah’ın, Şa’ban benim Ramazan ise ümmetimin ayıdır.”, “Recep’in ilk Cuma gecesinden gafil olmayasınız. Zira o gece, meleklerin “Regâib” ismini verdikleri gecedir.” Ve “Her kim Recep ayında bir gün oruç tutar ve dört rekâtlık bir namaz kılarsa ve bu namazın ilk rekâtında yüz defa Ayete’l-Kürsî, ikinci rekâtında yüz defa İhlâs suresini okursa o kişi Cennetteki yerini görmeden ölmez.” vb. gibi rivayetlerin sıhhati hakkında geniş bilgi edinmek için aşağıdaki linkte bulunan araştırmayı okumanızı tavsiye ederiz.

www.suleymaniyevakfi.org/kandil-geceleri/recep-ayi-hakkinda-uydurulmus-hadisler.html

Ayrıca aşağıdaki linklerden Recep ayı ile ilgili olarak daha önce sitemize eklediğimiz soru-cevapları da okuyabilirsiniz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/hz-ebu-bekir-ve-hz-omer-recep-ayinda-oruc-tutanlara-kizmislar-midir.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/regaip-kandilinde-kilinmasi-gereken-bir-namaz-var-midir.html

Teheccüd namazı hangi vakitte ve nasıl kılınmalıdır?

Yatsı namazı ile fecr-i sâdık arasında bir müddet uyuyup uyandıktan sonra kılınan nafile gece namazına “teheccüd namazı” denir.

İsra suresinin 79. ayetinin delaletine göre teheccüd namazı, sadece Peygamberimize farz olup diğer mü’minler için “sünnet-i müekkede” yani kuvvetli sünnettir. Tüm mü’minlere farz olan ise beş vakit namazdır ve bu, ayetlerle sabittir. Peygamberimiz “Farz namazdan sonra en faziletli namaz, gece na­mazıdır.” (Müslim, Sıyâm, 202 (1163), 203)   buyurarak bu gerçeğe işaret etmiştir.

Fazileti oldukça büyük olan bu namaz, bizden önceki salih kulların devam ettiği, Allah’a yaklaşmaya vesilen olan, günahları örten ve engelleyen bir ibadettir. (Bkz: Tirmizi, Daavât, 115)

Ebû Hureyre’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamberimiz, teheccüd namazının en faziletli vaktini şöyle belirtmiştir:

“Farz namazdan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır. Geceyi iki kısma bölersen son kısmı namaz için en faziletli vakittir. Eğer geceyi üçe bölersen ortası en faziletli vakittir.” (Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, c: 4, s: 16)

Teheccüt namazı, diğer nafile/sünnet namazlar gibi kılınır. Yalnız kıraatin sesli veya sessiz olması hususunda kişi serbesttir. Dilerse tek başına kılmasına rağmen kıraati sesli yapabilir.

İki rekâttan fazla kılınacaksa ikinci rekâtta bir selam vermek tavsiye edilir. Fakat tek selamla 4 rekât kılınacaksa birinci oturuşta sadece Tahiyyat okunur, Salli-Barik duaları okunmaz.