Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Blog

Susuz içilen haplar orucu bozar mı?

Susuz da olsa hap içmek orucu bozar. Oruçla ilgili ayetlere bakıldığında hasta olanların oruçlarını tutmayabilecekleri, daha sonra iyileştiklerinde tutabilecekleri belirtilmiştir. Siz de öyle yapın. Doktorunuzun talimatı ile mutlaka hap içmeniz gerekiyorsa oruç tutmaz, iyileştiğinizde tutamadığınız oruçları gününe gün tutarsınız. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“(Size yazılan o oruç) sayılı günlerde tutulur. Sizden kim hasta veya yolculuk halinde olursa tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde tutsun. Orucu tutabilecek olanların bir çaresizi doyuracak kadar fidye (fitre) vermesi de gerekir. Kim bir iyiliğin fazlasını yaparsa onun için iyi olur. Oruç tutmanızın ne kadar iyi olduğunu bilseniz, (hasta ve yolcu olmanıza rağmen) tutarsınız.” (Bakara, 2/184)

YAYIMLANDIĞI YER: Yahya Şenol, Ramazan ve Oruç, 3. Baskı, Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2017, s. 101.

Aileden habersiz nikâh geçerli olur mu?

İmam nikâhı, yapılacak olan nikâhın yetkili bir kişi veya kurumun denetlemesi demektir. Tıpkı bugün nikâhların belediyede kıyılması gibi.

Dinimize göre nikâhı denetleme yetkisi olan ilk kişi; kızın ailesidir. Dolayısıyla öncelikle onların rızası alınmak zorundadır. Nebîmiz şöyle buyurmuştur:

“Hangi kız/kadın, velisinin izni olmadan nikahlanırsa onun nikahı geçersizdir!” (Buhârî, Nikâh, 16)

Fakat aile sebepsiz yere sorun çıkarırsa o zaman denetim, bölgenin yetkili amirine geçer. Yani bugünkü anlamı ile belediyeye.

İmam nikâhı için sadece kız ve erkeğin anlaşmaları yeterli değildir. Nikâh, bir denetim altında yapılan ve halka ilan edilen bir anlaşma türüdür. Asla gizli ve denetimsiz olarak yapılamaz.

Yapılması gereken ilk şey, kızı ailesinden istemektir. Razı oldukları taktirde usulüne uygun bir şekilde düğün yapılır, evlilik gerçekleşir. Haksız gerekçelerle buna karşı çıkarlarsa ve kızın yaşı 18’den büyükse Evlendirme Dairesi’ne başvurulur, resmi olarak evlenilir.

Nikâh bir sözleşmedir. İmam nikâhı kavramı, Hıristiyanların Kilise Nikâhı kavramına karşılık icat edilmiştir. Dinimizde böyle bir kavram yoktur. Nikâh, mutlaka “yetkili” birileri tarafından bir kayıt ve “denetim” altında kıyılmalıdır. Bugün bu denetimi belediyeler yapmaktadır.

Hanefi mezhebinde sadece iki şahit ile yetinilen nikâhın geçerli oluşu YANLIŞTIR! Bu konuda Hanefi mezhebinin görüşü ile amel edilemez! Kaldı ki Hanefi mezhebi iki şahidi yeterli görmekte; fakat nikâhın gizli olmasını kabul etmemektedir.

Bu konuda sitemizde bulunan VELİSİZ NİKÂH ve NİŞANLILARIN NİKÂHI adlı yazılarımızı okuyunuz.

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/velisiz-nikah.html

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/nisanlilarin-nikahi.html

İmam nikâhının şartları nelerdir?

Nebîmiz sallallâhu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

“Veli ve iki güvenilir şahit olmadan nikâh olmaz. Bu şekilde kıyılmayan nikâh batıldır. Eğer anlaşamazlarsa sultan, velisi olmayanın velisidir.” (Ebû Dâvûd, Nikâh, 20; Tirmîzî, Nikâh, 14; İbn Mâce, Nikâh, 15; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/66)

Hadiste geçen “sultan”, yetkili amir demektir.

Veli; baba, dede, oğullar, erkek kardeşler amca vs. dir. Bunlar bulunmaz veya bulunur da görevini yapmazsa görev yetkili amire geçer.

Bugün dünyanın hiçbir yerinde velisiz nikâh kıyılmaz. Belediye başkanlarının, kilisenin, havranın veya bir başka makamın nikâhı onaylamaya veya redde yetkili olması, bunların velilik yetkisini kullanmaları demektir.

Nebîmizin erkekler için veli aramaması, kadınlar için de velinin onayını yeterli görmesi evliliği kolaylaştırmakta ve sağlıklı yuvaların kurulmasına sebep olmaktadır.

Ayrıntılı bilgi için lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız:

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/velisiz-nikah.html

Bana verdiği nimetler için Rabbime nasıl şükredeyim?

Öncelikle Allah Teâlâ hamd-u senalar ediniz. Elinizdeki imkânları sizi imtihan etmek için verdiğini aklınızdan çıkarmayın. Bu yüzden vaktiniz varken mutlaka sadaka verin. Şu ayet hep gözünüzün önünde olsun:

“Ey iman edenler! Gerek mallarınız, gerek evlatlarınız sizi Allah’ı zikretmekten alıkoymasın! Bilin ki böyle yapanlar, en büyük kayba uğrarlar.

Sizden birinize ölüm gelip çatmadan önce, size nasip ettiğimiz imkânlardan Allah yolunda harcayın! Ölüm gelip çatınca: «Ya Rabbi, az mühlet ver bana, bak nasıl hayırlar yapacağım, tam takva ehlinden olacağım!» diyecek olsa da Allah, vâdesi gelen hiçbir kimsenin ecelini ertelemez. Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.” (Münafikûn, 63/9-11)

Sizin durumunuz şu surede belirtilen duruma uygun düşmektedir.

“Senin içini ferahlattık değil mi?

Yükünü de kaldırdık.

O yük senin belini bükmüştü.

Bir de şanını yücelttik.

Demek ki, her güçlüğün yanında bir kolaylık varmış.

Unutma ki, o güçlüğün yanında bir kolaylık daha vardır. ((Bu ayet indiği zaman Peygamberimizin ashabına şu müjdeyi verdiği rivayet edilmiştir: “Bir güçlük iki kolaylığı asla yenemez.” Taberi.))

Öyleyse boş kalınca kalk, onun için yorul.

Ve yalnız Rabbine giden yola sarıl.” (İnşirâh, 94/1-8)

Eğer İstanbul’da iseniz vakfımızda her hafta Salı günleri saat 19-21 arasında yaptığımız Kur’an sohbetlerine, Cumartesi günleri saat 11-12:30 arasında yaptığımız Hikmet Çalışmaları programına katılabilirsiniz. Sohbetleri internetten www.kurandersi.com adresinden de takip edebilirsiniz.

Umreye gidene hac farz olur mu?

Hac ibadeti, gerekli şartları taşıyan her Müslüman’a farzdır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

Oraya yol bulabilenlerin Kâbe’yi haccetmeleri, Allah’ın insanlar üzerinde hakkıdır…” (Al-i İmran 3/97)

Oraya yol bulabilenler, hac günlerinde orada bulunabilenlerdir. Umreye gidenler, bugünlerde orada bulunamayacakları için onlara hac farz olmaz.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/umreye-giden-kisiye-haccin-farz-oldugu-soyleniyor-bu-dogrumu.html

Bir kadın bir hafta arayla iki kez âdet olabilir mi?

İki âdet arasındaki temizlik haline Tuhr (Temizlik) hali denir. Bunun müddeti on beş günden az olamaz.

Âdet görmekte olan bir kadından bir hastalık sebebi ile devamlı olarak kan gelecek olsa, onun hayız ve temizlik hallerindeki belli günlerine göre hüküm verilir.

Dolayısıyla siz daha önceki zamanlarınızda belli olan âdet günlerinize itibar edin. Diğer günlerde kan gelecek olsa bu, özür kanı olur, namaz kılmaya devam edersiniz.

Kadınların özel halleri ile ilgili geniş bilgi edinmek için lütfen aşağıdaki linkte yer alan konuşmayı izleyiniz:

www.kurandersi.com/vakif-etkinlikleri/kadinin-ozel-halleri-2/

Cennet anaların ayakları altındadır hadisi uydurma mıdır?

Muâviye İbn Câhime’nin anlattığına göre; Câhime radıyallahu anh Peygamber aleyhissalâtu vesselâma gelir ve: “Ey Allah’ın Resulü, ben gazveye (cihad) katılmak istiyorum, bu konuda sizinle istişare etmeye geldim” der. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: “Annen var mı?” diye sorar. “Evet” deyince, “Öyleyse ondan ayrılma, zira cennet onun ayağının altındadır” buyurur. (Nesâî, Cihâd, 12)
 
Görüldüğü gibi hadis Kütüb-ü Sitte’de yer almaktadır. Mevzu/uydurma değildir. Fakat hadis âlimlerinden Hâkim bu hadisin muzdarip* olduğunu belirtmektedir. (Bkz.: İsmail b. Muhammed el-Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, 3. bs., Beyrut, 1988, c. 1 s. 335, hadis no: 1078)
 
Hadis senet yönünden zayıf olsa da mana yönünden sahih görünmektedir. Zira Kur’an-ı Kerim’e bakıldığında birçok ayette Allah’a imandan sonra ana-babaya iyilik etmek emredilmektedir. Dolayısıyla cennete giden yol da onların önünden geçmektedir.
 
* Muzdarip Hadis: Birbirine metin veya senet itibarıyla bir ya da daha fazla ravi tarafından, aralarını cem ve telif etme imkânı olmayacak şekilde farklı biçimde rivayet edilen hadis.

Yaşını doldurmamış keçiden kurban olur mu?

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemden rivayet edilen bir hadis şöyledir:
 
“Bir yıllık hayvandan başkasını kesmeyiniz. An­cak böylesini bulmak size güç gelirse, o başka bu durumda altı ay­lık bir koyun yavrusu kesiverin.” (Müslim, Edâhi 13 (1963); Nesaî, Dahaya 13; İbn Mâce, Edâhi 7; Ebu Davud, Edâhî, 4-5)
 
Kurbanlık hayvanları bulmakta güçlükle karşılaşıldığı zaman müsinne (yaşını doldurmuş) olma şartı aranmadan kesilebilmek sadece koyunlara mahsustur. Bunların dışındaki semiz hayvanlar gösterişli de olsalar “müsinne” sayılacakları ça­ğa gelmeden kurban edilemezler. Hadis-i şerifte bu mevzudaki ruhsat sadece koyun cinsine verilmiştir.