Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Blog

Cinsel ilişkide boşalma olmazsa gusül abdesti gerekir mi?

Gusül abdesti alması gerekir. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de: “Eğer cünüp iseniz boy abdesti alın” (Maide, 5/6 ) buyurulmaktadır. Arap dilinde cünüplük, boşalma olsun olmasın cinsel ilişki anlamına gelmektedir. Konu ile ilgili hadis şöyledir:

“Biriniz eşinin dört uzvunun ortasında oturup sonra onunla ilişkide bulunursa boşalsın boşalmasın ona gusül vacip olur.” (Müslim, Hayz, 22)

Müslim’in Sahîh‘inde bu hadisin sizin bahsettiğiniz “boşalma olmazsa gusül gerekmez” hadisini neshettiği rivayet edilmiştir.

Gusül abdestine nasıl niyet etmek gerekir?

Gusül abdestinde niyet etmek Hanefi mezhebine göre farz veya vacip değil; sünnettir. Bunda da niyetin tayini şart değildir. Bir kadın ister âdetten sonra isterse de cinsel ilişkiden sonra gusül abdesti alsın, bunu özellikle belirtmesi gerekmez. Yani “niyet ettim âdetten temizlenmek için gusül abdesti almaya” ya da “niyet ettim cünüplükten dolayı gusül abdesti almaya” demesi gerekmez. Hiçbir şey demese bile guslü sahih olur.

Gusülde küpe deliklerinin de yıkanması şart mı?

Gusül abdestinde küpe deliklerine su girmesi için kesinlikle iğne vs. gibi bir şey kullanmayınız! Bu, dinen gerekli bir şey değildir. Çünkü kulak delikleri vücudun dışından sayılmaz. Yapmanız gereken şey gayet basittir. Gusülde kulaklarınızı yıkarken kulak yumuşaklarını elinizle hafifçe ovarsınız. Bundan fazlasını yapmanız gerekmez. Dinimiz kolaylık dinidir. Allah Teala abdest ve guslü tarif ettiği ayetin sonunda şöyle buyurmaktadır:

“Allah size (abdest ve guslü emretmekle) bir güçlük çıkarmak istemiyor. Ama sizi arındırmak ve size olan nimetini tamamlamak istiyor. Belki şükredersiniz.” (Maide, 5/6)

Bu ayet, Allah’ın güçlük çıkarmak istemediğini ama bizi arındırmak istediğini bildirmektedir. Kulaktaki küpe deliklerinin ıslatılması ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmadığı için gusülde bu işlemin yapılması güçlük doğurur.

Cünüpken giyilen elbise gusül abdesti aldıktan sonra tekrar giyilir mi?

Çarşafa veya yorgana meni gibi herhangi bir pislik bulaşmışsa onu temizlemek gerekir. Bunun için bütün çarşafı veya battaniyeyi yıkamak gerekmez. Bulaşan kısım kurumuşsa ovmak veya kazımak, ıslak ise yıkamak yeterlidir. Başka bir işleme gerek yoktur.

Konuyla ilgili hadisler şunlardır:

Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor:

“Ben Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın elbisesine bulaşan meniyi yıkıyordum. O, elbisesinde ıslak kısım (kurumamış) olduğu halde namaza giderdi.” (Buhari, Vudû’ 64, 65; Müslim, Taharet 108, (289); Ebu Davud, Taharet 136; Tirmizi, Taharet 85, 86; Nesai, Taharet 187, 188).

Müslim’in bir diğer rivâyetinde şöyle gelmiştir: “Hz. Aişe radıyallahu anhâ’ya bir zât misafir oldu. Adam sabahleyin, elbisesini yıkamaya başladı. Hz. Aişe ona:

“Sana, (meni) bulaşan yeri (gördüysen) orasını yıkaman kâfi idi, göremediğin takdirde etrafını yıkardın. Ben, Resülullah aleyhissalâtu vesselâm’ın elbisesinden (meni bulaşığını) ovalamak suretiyle çıkardığımı biliyorum. O, (bir de yıkamaksızın) onun içinde namaz kılardı.”

Bir diğer rivâyette şöyle gelmiştir:

“İyi biliyorum kurumuş meni bulaşığını Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın çamaşırından tırnağımla kazıyarak çıkarıyordum.” (Müslim, Tahâret 105, 109, (288, 290).

Yahya b. Abdurrahman İbn Hatıb’ın anlattığına göre, Hz. Ömer radıyallahu anh’la -içerisinde Amr İbnu’l-As radıyallahu anh’ın da bulunduğu bir cemaatle birlikte umre yapmıştır -sefer esnasında su kaynaklarından birine yakın olan bir yolda Hz. Ömer, sabaha doğru mola verdi. (Herkes gibi kendisi de yattı. Bu esnada) ihtilam oldu. Sabah olunca kafilede, (yıkanması için yeterli) su bulunamadı. Hayvanına binip (yakınındaki) suya kadar geldi. Derhal bu ihtilamdan kalan meni bulaşığını yıkamaya başladı. Derken ortalık ağardı. Amr İbnu’l-Âs radıyallahu anh, Hz. Ömer’e:

“Sabah oldu. Yanımızda temiz elbise var, şu elbiseni (yıkamayı) bırak, bilahare yıkanır” dedi. Ancak Hz. Ömer kendisine:

“İbnu’l-Âs, hayret doğrusu! Yani sen elbise buldun diye herkes elbise mi bulacak? Allah’a yemin olsun ben senin söylediğini yapsam bu bir sünnet olur. Hayır, ben gördüğüm (meniyi) yıkarım ve görmediğime de su çiler (temizlenmiş addeder)im!” dedi.” (Muvatta, Tahâret 83).

Kadınlar da ihtilam olur mu?

Bu konu ile alakalı hadisler şöyledir:

Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Resulullah’a, “bir kimse elbisesinde ıslaklık bulsa, ancak ihtilam olduğunu hatırlamasa (yıkanması gerekir mi?)” diye sorulmuştu.

“Evet, yıkanmalıdır!” diye cevap verdi.

Sonra, ihtilam olduğunu görüp de, yaşlık göremeyen kimseden soruldu:

“Ona gusül gerekmez” dedi. Ümmü Süleym radıyallahu anhâ sordu:

“Bunu kadın görecek olursa, kadına gusül gerekir mi?” Buna da:

“Evet! Kadınlar, erkeklerin emsalleridir!” diye cevap verdi.” (Ebu Dâvud, Tahâret 95; Tirmizi, Tahâret 82)

Yine Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: “Ümmü Süleym radıyallahu anhâ, Resulullah aleyhissalâtu vesselam’a “Rüyasında, erkeğin gördüğünü gören kadın hakkında sorarak, gusül gerekip gerekmeyeceğini öğrenmek istedi. Aleyhissalatu vesselam:

“Evet! Suyu görürse!” cevabını verdi.

Aişe radıyallahu anhâ, Ümmü Süleym”e yönelip: “Allah hayrını versin (neler söylüyorsun)?” diye ayıpladı. Resulullah aleyhissalâtu vesselâm (Aişe’ye yönelerek):

“Aişe, bırak onu, (dilediğini sorsun!) Öyle olmasa (çocuklarda anne tarafına) benzerlik olur mu? Kadının suyu erkeğin suyuna üstün gelirse, çocuk dayılarına benzer; erkeğin suyu kadınınkine üstün gelirse, çocuk amcalarına benzer” buyurdular.” (Müslim, Hayz 33; Muvatta, Tahâret 84; Ebu Dâvud, Tahâret 96; Nesâi, Tahâret, 131)

Müslim’in bir diğer rivayetinde şu ziyade vardır:

“… Erkeğin suyu koyu ve beyazdır. Kadının suyu sarı ve akışkandır. Bunlardan hangisi üstün olur veya öne geçerse, benzerlik hâsıl olur.” (Müslim, Hayz 30)

Her kılın altında cünüplük vardır deniyor. Doğru mu?

“Her kılın altında cünüplük vardır” şeklinde Ebu Davud (Taharet, 99), Tirmizi (Taharet, 78) ve İbn Mace (Taharet, 106)’de bir hadis bulunmaktadır. Bu hadis, cünüplükten temizlenme ile ilgilidir. Abdest ile ilgisi yoktur.

Ebu Davud ve Tirmizi, bu hadisin zayıf olduğunu belirtmektedirler. Zayıf da olsa hadiste anlatılmak istenen husus, cünüp bir kişinin, kıl diplerine varıncaya kadar bütün vücudun yıkaması gereğidir. Yoksa kıl koparmakla ne gusül bozulur ne de abdest.

Meni, mezi ve vedi nedir?

Tenasül uzvundan gelen sıvılar meni, mezi ve vedi olmak üzere üç çeşittir.

a) Meni: Şehvetle yerinden ayrılıp, şehvetli veya şehvetsiz olarak tenasül uzvundan dışarıya çıkan ve kendine mahsus kokusu olan beyaz renkli koyu bir sıvıdır.

b) Mezi: Tenasül uzvunun intişarından sonra, şehvetsiz olarak gelen beyaz renkli ince sıvıya denir.

c) Vedi: Küçük abdestten sonra gelen, kokusuz, beyazımsı bulanık yapışkan sıvıdır.

Bu üçünden sadece meni gusül abdestini gerektirir. Diğer ikisi sadece abdesti bozar. Birine bakmak veya birine dokunmak neticesinde eğer şehvetle meni gelirse bu, guslü gerektirir. Akan şeyin rengi ve kokusundan meni olup olmadığını anlayabilirsiniz. Eğer akan şey beyaz renkli ince bir sıvıysa bu meni değil, mezidir. Dolayısıyla boy abdestini gerektirmez, sadece abdestinizi bozar. (Geniş bilgi için Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam İlmihali’nin Abdest ve Gusül bölümlerine bakabilirsiniz.)

Banyoda uzun süre kalmak günah mı?

Gusül abdestinde evhama düşmek şeytan vesvesesidir. Bundan korunmak için Eûzu-Besmele çekmeli, Felak ve Nas surelerini sık sık okumalı ve temizlendikten sonra hemen banyodan çıkmalısınız.

“Abdestim olmadı” gibi kuruntulara asla itibar etmeyiniz. Ancak o zaman şeytana galip gelebilirsiniz.

Ahirette günahkâr mü’minlerin durumu ne olacak?

Bu konuyla ilgili geniş açıklama için lütfen aşağıdaki linkte bulunan “Müslüman Cehenneme Gider mi?” başlıklı yazımızı okuyunuz:

www.suleymaniyevakfi.org/kuran-arastirmalari/musluman-cehenneme-gider-mi.html

Bunun yanı sıra aşağıdaki linkte bulunan görüntülü cevabımızı da izleyebilirsiniz:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/bakara-suresi-24-ayete-gore-cehenneme-sadece-kafirler-mi-gidecek.html

NOT: Bu konuyla alakalı geniş bilgi edinmek için aşağıdaki linklerde bulunan Mukayeseli Fıkıh Müzakelerini izlemenizi tavsiye ederiz:

www.kurandersi.com/mukayeseli-fikih-dersleri/muminler-cehenneme-girecekler-mi/

www.kurandersi.com/mukayeseli-fikih-dersleri/muminler-cehenneme-girecekler-mi/

Eşim açılmamı istiyor, ne yapmalıyım?

Örtünmek Allah’ın açık emridir. Hiçbir sebep Allah’ın emrinin terk edilmesini gerektirmez. Dinimize göre Allah’a isyan olan bir konuda yaratılmışlara itaat edilmez. Sabırlı olun, direnin ve bu durumun Allah’ın emri olduğunu ona her defasında anlatmaya çalışın. Eğer bundan dolayı sizi boşarsa o zaman Allah’tan daha hayırlısını isteyin. Göreceksiniz, hakkınızda daha hayırlısı olacaktır. Bir ayette Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Eğer kadın, kocasının başkasına yönelmesinden veya yüz çevirmesinden korkarsa karşılıklı uzlaşmalarında bir günah yoktur. Uzlaşmak hayırlıdır. Nefisler ise kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi davranır ve korunursanız bilin ki, Allah yaptığınız şeylerin iç yüzünü bilir.

Çok kararlı olsanız bile kadınlar arasında adil davranmaya güç yetiremezsiniz. Öyleyse bir tarafa büsbütün meyledip diğerini ortada bırakmayın. Eğer uzlaşır ve çekinirseniz bilin ki Allah bağışlar ve ikramda bulunur.

Eşler boşanacak olurlarsa, Allah her birine bir imkân vererek onu diğerine muhtaç olmaktan kurtarır. Allah’ın imkânları geniştir ve yerinde karar verir.” (Nisa 4/128-130)

14 yaşındayım, kapanmak istiyorum. Nasıl hareket etmem gerekiyor?

Ergenlik çağına girmiş Müslüman bir genç kız artık örtünmek zorundadır. O andan itibaren dinin bütün emir ve yasaklarından sorumludur. Bu yaştan sonra anne ve babanızın dinin emrettiği hususlarda size yasak koymaları yanlıştır. Fakat onlara bu durumu güzelce izah etmelisiniz. Örtünme ile ilgili ayetleri onlara okumalı, bu ayetlerin ergenlik çağına girmiş olan bütün genç kızlara ve kadınlara hitap ettiğini anlatmaya çalışmalısınız. Allah’ın emrettiği hususları yerine getirme konusunda anne ve babanın çocuklarına destek olmaları gerektiğini de anlatmaya çalışın.

Bu konuda sitemizde BAŞÖRTÜSÜ VE ÖRTÜNME başlıklı bir yazı bulunmaktadır. Oradaki yazıyı anne ve babanızla birlikte okuyun. Onlar itiraz etseler de siz Allah’ın emrettiği konularda kesin kararlılık göstermelisiniz. Sizdeki kararlılığı görünce zamanla sizi anlayacak ve takdir etmeye başlayacaklardır.

Bir de anne ve babanızla birlikte Kur’an-ı Kerim’in 31. suresi olan Lokman suresinin 13-19. ayetlerini okumanızı tavsiye ederiz. Orada bir anne babanın çocuklarına bu gibi konularda nasıl davranacaklarına dair ayetler bulunmaktadır.

BAŞÖRTÜSÜ VE ÖRTÜNME yazısını okumak için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.suleymaniyevakfi.org/diger-arastirmalar/basortusu-ve-ortunme.html

Müslüman bir bayan spor yapabilir mi?

Bir bayan spor faaliyetlerine katılabilir. Kılık kıyafete ve erkeklerle bir arada spor yapmamaya dikkat etmek gerekir. Sadece bayanların bulunduğu bir spor salonunda Müslüman bir bayan rahatlıkla spor yapabilir.

Başörtüsü nasıl bağlanmalıdır?

Nur Suresinin 31. ayetinde başın örtülmesi özellikle emredilmiş ve örtünmenin na­sıl yapılacağı da belirtilmiştir.

“Başörtülerinin bir kısmını yakalarının üstüne vursunlar….” (Nur 24/31)

Eskiden kadınlar yakaları açık elbiseler giyinirler, boyunları ve göğüs kısmı gözükürdü. Bu emirle başörtülerinin bir bölümüyle boyunlarını ve yakalarını örtmeleri istenmiştir.

Boyun, boğaz ve gerdan kısmı zaten örtülü olanların başörtüsü ile bir kez daha buraları örtmesi gerekmez. Ama dar bir elbise giymiş de göğüsleri belli oluyorsa geniş bir başörtüsü ile buraları da örtüp gizlemesi gerekir.

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/basortusu-nasil-baglanmalidir-bunun-bir-olcusu-var-midir.html

Geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linkte bulunan Başörtüsü ve Örtünme başlıklı yazıyı okuyunuz:

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/basortusu-ve-ortunme.html

Boynuma haç işaretli kolye takabilir miyim?

Haç işareti takılamaz. Çünkü haç bir dinin, Hristiyanlığın, sembolüdür. Müslüman bir insan hangi niyetle olursa olsun başka bir dinin sembollerini takamaz.

Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem döneminde sahabeden Adiyy b. Hatim radıyallâhu anh boynuna takılı altın bir haçla Peygamberimizin yanına girince, Peygamberimiz ona: “Adiyy! At o putu” dedi.” (Tirmizî, Tefsîr’ul-Kur’ân, 10)

Peygamberimizin şu hadislerini de unutmamak gerekir:

“Kim bir kavme benzerse artık o onlardandır.” (Ebu Davud, Libas, 4)

“Bizden başkasına benzeyen bizden değildir.” (Tirmizi, İsti’zan, 7)

Kravat takmanın bir sakıncası var mıdır?

Peygamberimizin hadislerinde yer alan “Yahudi ve Hristiyanlara benzemeyin” ifadesi giyim kuşamda değil, dini uygulamalardadır.

Kur’an’da ve sünnette erkek ve kadın Müslümanlar için bir kıyafet tipi belirlenmemiştir. Her Müslüman kendi yaşadığı çevrenin örfüne göre giyinir. Yeter ki bu kıyafetler avret yerlerini örtsün ve ince olup altını göstermesin. Papaz kıyafeti veya haham kıyafeti gibi simge olmuş kıyafetleri giymek caiz değildir. Çünkü o kıyafetleri giyenler onlara benzemek istediklerini göstermiş olurlar. Fakat kravat, ceket ve pantolon gibi giysiler bir dinin sembolü olan giysiler değildir. Dolayısıyla kravat takmanın bir sakıncası yoktur.

Lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız:

Bir Müslümanın kravat takmasının hükmü nedir?

Yetişkin çocuklarla beraber uyumanın hükmü nedir?

Bir annenin, ergenlik çağına varmış erkek veya kız evladına sarılıp yatması caiz değildir. Aşağıdaki ayetlerden, küçük çocuklarla dahi aynı odada yatmanın uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Müminler! Ellerinizin altında olan esirler ile ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar, sabah namazından önce, öğle sıcağında soyunduğunuzda ve yatsı namazından sonra yanınıza gireceklerinde üç defa izin istesinler. Bunlar, sizin açık bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında birbirinizin yanına girip çıkmakta size de, onlara da bir sorumluluk yoktur. Böyle yapın; Allah size bu ayetleri açıklıyor. Allah bilir, doğru karar verir.

Kendi çocuklarınız ergenlik çağına erdiklerinde tıpkı kendilerinden öncekilerin izin istedikleri gibi her defasında izin istesinler. Böyle yapın. Allah size ayetlerini açıklıyor. Allah bilir, doğru karar verir.” (Nur, 24/58-59)

Ergenlik çağına girmiş bir evladın, annesinin veya babasının bulunduğu odaya her girişinde izin isteme zorunluluğu, onları çıplak görmemek içindir. Sarılıp yatma bunun ileri safhasıdır. Dolayısıyla bahsettiğiniz annenin, ergenlik çağına varmış evlatlarıyla sarılıp yatma işini derhal terk etmesi gerekir.

Örtünmenin farz olduğunu inkar eden dinden çıkar mı?

Allah Teala’nın emir ve yasaklarını kullar her zaman yerine getirmeyebilirler. Bunlar günahkârdırlar. Bazı kullar da bilgisizliklerinden dolayı ilk başlarda bu emirleri sorgulamaya, tartışmaya açarlar ve hâşâ doğru bulmayabilirler kendi akıllarına göre. Cahilliklerinden dolayı yaptıkları bu iş de onları günahkâr yapar fakat dinden çıkarmaz. Lakin kendilerine doğrular anlatıldığı halde yani bu konuda cahillikleri giderildiği halde Allah’ın emir ve yasaklarını beğenmeyenler, inkâr edenler kâfir olurlar.

Bu konuda Kur’an’da bir kaç kez tekrar edilen Adem ve İblis kıssasını okumanızı tavsiye ederiz. Âdem aleyhisselam Allah’ı çok iyi tanıyordu. Ona her şeyi Allah öğretmişti. Bu bakımdan Allah Teala onun öğretmenliğini yapmıştır. Allah, Adem’e sadece bir yasak koymuştu: Bir ağacın meyvesinden yememek. Ama o gitti, yasağı çiğnedi. Buraya kadar onun yaptığı ile şeytanın yaptığı arasında hiçbir fark yoktur. Zira şeytan da Allah’ın bir emrini yerine getirmemiş; Adem’e secde etmemişti. Birisi Allah’ın emrini yerine getirmedi, diğeri ise Allah’ın yasağını çiğnedi. İkisi arasındaki fark sonra ortaya çıktı. Şeytan, yaptığının doğru olduğu konusunda inat etti, kibirlendi ve kâfir oldu Âdem ise yaptığının yanlış olduğunu anladı, hemen tevbe istiğfar etti ve bağışlandı. Daha detaylı bilgi için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/basortusu-yasakcilari.html

Siz bu şekilde davrananları uyarınız, uyarı görevini yerine getiriniz. Bundan başka yapacak herhangi bir göreviniz yoktur.

İslam’da “kardeş gibi büyümek” terimi var mı?

Mü’min kadınların kimlerin yanında başlarını açabilecekleri ayetle bildirilmiştir. Allah Teala şöyle buyurur:

“Mümin kadınlara da söyle gözlerini sakınsınlar; edep yerlerini ve çevresini örtsünler. Görünen kısım dışındaki süslerini açmasınlar.  Başörtülerini yakaları üstüne kadar indirsinler. Kocaları,  babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları, elleri altında bulunan esirler, ele bakar hale gelmiş ve erkekliği kalmamış kimselerle kadınların edep yerlerinin farkına varamamış çocuklar dışında hiç kimseye süslerini açmasınlar…” (Nûr, 24/31)

“Kardeş gibi büyümek” tabiri dinimizde yoktur. Bu, insanların ürettiği bir kavramdır. Kur’an’da Allah Teala bütün mü’minlerin kardeş olduğunu belirttiği halde yukarıdaki hükümleri koymuştur. Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem, yeğeni Ali radıyallâhu anh’ı kendi evinde büyütmüş ama sonra onu kızı Fatıma ile evlendirmiştir. Aralarında evlenme engeli bulunmayan amca çocukları arasında kardeş gibi büyüme olmaz. Bu gibi konularda dikkatli olmak lazımdır.