Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Tag: Büyük İslam İlmihali

Adağımızı mutlaka adak esnasında belirlediğimiz fakire mi vermeliyiz?

Adadığınız miktarı ihtiyacı olan başka birisine/birilerine verirseniz adağınız yerine gelir. O çocukları arayıp bulmak zorunda değilsiniz.

Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam İlmihali‘nde konuyla ilgili şu bilgiler yer almaktadır:

“Şarta bağlanarak yapılan bir adak, zamanla, mekânla, belli bir para ve belli bir fakirle kayıtlanmaz.

Örnek: “Falan işim olursa cuma günü oruç tutayım, şu yerdeki falan fakire şu parayı vereyim” şeklinde nezir (adak) yapan kimse, o iş olduktan sonra herhangi bir günde o orucu tutabilir veya herhangi bir yerdeki başka bir fakire o paranın karşılığını verebilir.” (Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, “Belirli ve Belirsiz, Mutlak ve Muallak Adaklar”, 241. paragraf)

Meni, mezi ve vedi nedir?

Tenasül uzvundan gelen sıvılar meni, mezi ve vedi olmak üzere üç çeşittir.

a) Meni: Şehvetle yerinden ayrılıp, şehvetli veya şehvetsiz olarak tenasül uzvundan dışarıya çıkan ve kendine mahsus kokusu olan beyaz renkli koyu bir sıvıdır.

b) Mezi: Tenasül uzvunun intişarından sonra, şehvetsiz olarak gelen beyaz renkli ince sıvıya denir.

c) Vedi: Küçük abdestten sonra gelen, kokusuz, beyazımsı bulanık yapışkan sıvıdır.

Bu üçünden sadece meni gusül abdestini gerektirir. Diğer ikisi sadece abdesti bozar. Birine bakmak veya birine dokunmak neticesinde eğer şehvetle meni gelirse bu, guslü gerektirir. Akan şeyin rengi ve kokusundan meni olup olmadığını anlayabilirsiniz. Eğer akan şey beyaz renkli ince bir sıvıysa bu meni değil, mezidir. Dolayısıyla boy abdestini gerektirmez, sadece abdestinizi bozar. (Geniş bilgi için Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam İlmihali’nin Abdest ve Gusül bölümlerine bakabilirsiniz.)