Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Blog

Kadir gecesinde melekler ve ruhun yeryüzüne inmesinin sebebi ne?

Kadir suresinin tarafımızdan yapılan meali şöyledir:

İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla

1) Biz Kur’ân’ı kadir gecesinde indirdik.

2) Kadir gecesi nedir, nereden bileceksin?

3) Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.

4) O gece melekler, yanlarında o ruh (emir) olduğu halde Rablerinin izniyle her bir emir için inerler.

5) O, tanyeri ağarıncaya kadar esenlik gecesidir.

 

Meleklerin ve ruhun ineceğinin belirtildiği 4. ayetle ilgili açıklamamız ise şöyledir:

“Hâ, Mîm. Her şeyi açıklayan Kitaba yemin olsun,

Biz onu mübarek bir gecede indirdik, biz insanları uyarırız.

Karara bağlanmış görevler o gece taksim edilir.

Tarafımızdan verilmiş bir emre göre elçileri (melekleri) yerlerine göndeririz.

Bu, Rabbinin bir ikramıdır, o işitir ve bilir.” (Duhân, 44/1-6)

O gece meleklere görev taksimatı yapılır ve her biri, aldığı emirle görev yerine gitmek için Arş’tan ayrılırlar.

Ruh 20 âyette geçer ve oldukça kapsamlı bilgiler verilir. Bu suredeki ruh, emir kelimesiyle birlikte geçmiştir. Bu şekilde üç âyet daha vardır. İlk âyet şöyledir:

“Sana o ruhu soruyorlar. De ki: ‘Ruh Rabbimin emridir. Size ilimden sadece az bir şey verilmiştir.'” (İsrâ, 17/85)

Bize verilen az ilim ile ilgili olarak şöyle buyurulur:

“… Onlar Allah’ın bilgisinden onun imkân verdiği kadarı dışında bir şey kavrayamazlar…” (Bakara, 2/255)

“De ki: ‘Rabbimin sözleri için denizler mürekkep olsaydı; bir o kadarını daha katsaydık, Rabbimin sözleri tükenmeden denizler tükenirdi.'” (Kehf, 18/109)

Allah’ın emri olan ruhun bir kısmı Allah’ın indirdiği kitaplardır. Bunu Nahl suresinin ikinci âyeti bildirmektedir.

“Allah, kendi emrinden olan o ruhu meleklerle kullarından seçtiği kimseye indirir ve der ki, “İnsanları uyarın; benden başka ilah yoktur. Öyleyse benden çekinin.” (Nahl, 16/2)

Kadir gecesi Cebrail aleyhisselamın Muhammed aleyhisselama getirdiği de Allah’ın emrinden bir ruh yani Kur’ân âyetleri idi. Bunu konunun üçüncü âyeti açıkça ifade etmektedir.

“İşte bu şekilde sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Yoksa sen bu Kitap nedir, o iman nedir, bilmezdin. Ama onu bir nur yaptık, düzenimize uyduğunu gördüğümüz kullarımızı onunla yola getiririz. Elbette sen doğru yolu gösterirsin.” (Şûrâ, 42/52)

Allah’ın emrinden olan ruh, Allah’ın kitaplarıyla sınırlı değildir. Çünkü Cebrail aleyhisselam, Kadir Gecesi inen ve sayısını bilmediğimiz meleklerden sadece bir tanesidir. Meryem örneğinde olduğu gibi melekler Peygamber olmayana da inerler. Konuyla ilgili dördüncü âyet böyle bir durumu bildirir.

“Bütün katların üstünde olan, hâkimiyeti elinde tutan Allah, insanlara yüzleşme günü uyarısı yapmak için emrinden olan o ruhu kullarından düzenine uyanın içine atar.” (Mü’min, 40/15)

O ruh ile kişi güçlenir ve her konuda Allah’tan yana tavır koymaya başlar. Bu kişilerin özellikleri şu âyette açıklanmıştır:

“Tek bir toplum bulamazsın ki hem Allah’a ve ahiret gününe iman etmiş olsunlar hem de Allah’a ve Elçisine sınır koyan kimseleri sevsinler. Onlar isterse babaları, oğulları, kardeşleri veya aşiretleri olsun. Bunlar Allah’ın kalplerine iman yazdığı ve kendisinden bir ruh ile desteklediği kimselerdir. Onları ebedi kalmak üzere içinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Allah onlardan razı, onlar da ondan razı olmuştur. İşte onlar, Allah’tan yana olanlardır. Bilin ki, Allah’tan yana olanlar umduklarına kavuşurlar.” (Mücâdele, 58/22)

Bütün bu âyetlerden anlaşıldığına göre emir kelimesiyle birlikte zikredilen ruh o emrin içeriğidir. Kadir gecesinde indirilen emirlerden birinin içeriğinin de Kur’ân âyetleri olduğunu gördüğümüze göre Kadr suresinin 4. Âyetinin meali şöyle olur:

تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَ (معهم) الرُّوحُ ( مِّن كُلِّ أَمْر) فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم

“O gece melekler, yanlarında o ruh (emir) olduğu halde Rablerinin izniyle her bir emir için inerler.”

Kadir gecesinde hakkımızda iyi ölçülerin belirlenmesi için Allah’a çok dua etmeliyiz. İtikâfın Ramazan’da olması ve onun son on gününe tahsis edilmesi de bu tür duaların o günlerde yoğunlaşmasının önemini gösterir. Peygamberimiz her yıl bu günlerde itikâfa girerek bunu yapmıştır. Fecr suresindeki 10 gece, Ramazan’daki itikâf geceleridir.

KAYNAK: Abdulaziz Bayındır, Fıtrat Kitabı Kur’an-ı Kerim Meali 30. Cüz, Süleymaniye Vakfı Yayınları, Genişletilmiş 2. Baskı, İstanbul, 2011, s: 78-79.

Kadir gecesi ile ilgili başka bir yazımızı aşağıdaki linkten okumanızı tavsiye ederiz:

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/kadir-gecesi.html

Oruçluyken abdest alındığında ağız ve buruna su verilmese olur mu?

O bir vesvesedir; ağzınızdaki suyu boşalttıktan sonra hemen yutkunun ve yutkunmaya devam edin; yoksa şeytan sizi rahat bırakmaz. Kısacası vesvese yapmanıza gerek yoktur.

Ağız ve buruna su vermek abdestin farzlarından değil, sünnetlerindendir. Dolayısıyla bunları terk etmeniz halinde abdestiniz yine de tamam olur. Fakat Peygamberimizin oruçlu iken de abdest esnasında ağzına ve burnuna su verdiğini hatırlatmamız gerekir.

Kendi isteği dışında istifra eden kişi orucunu bozabilir mi?

Kusmak orucu bozmaz. Dolayısıyla sadece bu sebepten dolayı yemek-içmek caiz değildir. Fakat kustuktan sonra hastalanmış olursanız o takdirde orucunuzu bozabilir, Ramazandan sonra da kaza edersiniz.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/orucluyken-ilac-alan-kisiye-ne-lazim-gelir.html

Kusmanın orucu bozup bozmayacağına dair daha geniş bir cevap için lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/agiz-dolusu-da-olsa-kusmak-orucu-bozar-mi.html

İş kurmak için kredi çekme niyetinde olan biri ile ortaklık yapılabilir mi?

Böyle bir kişiyle ortak olmamanızı tavsiye ederiz. Her ne kadar faiz borcuna ortak değilseniz de bir kişinin faizli borç almasına sebep olacaksınız. Zamanı gelince o borcun ödenmesiyle ilgili sıkıntıları sizin de çekeceğiniz muhakkaktır.

Kadir gecesinin Ramazanın kaçıncı gecesi olduğu tespit edilebilir mi?

Böyle bir şeyin doğruluk payı olamaz; çünkü hiçbir delile dayanmamaktadır. Aşağıdaki hadiste Nebîmiz sallallâhu aleyhi ve sellem, kadir gecesinin kendisine UNUTTURULDUĞUNU açık bir şekilde beyan etmiştir.

Ebû Saîd radıyallâhu anh anlatıyor: Biz Resûlullâh ile birlikte Ramazan’ın orta on gününde itikâfa girmiştik. Yirminci günün sabahı olunca eşyalarımızı (evlerimize) taşıdık. Sonra Resûlullah şöyle söyledi:

“İtikâfa girmiş olanlar, itikâf mahallerine dönsünler. Zira bu gece bana Kadir gecesinin hangi gece olduğu gösterilmişti, sonra unutturuldu. Siz, onu son on günde ve tek gecelerde arayın…” (Buhârî, Fadlu Leyleti’l-Kadr 2, 3, İtikâf 1, 9, 13; Müslim, Sıyâm 213, (1167)

Nebîmizin bu açıklaması üzerine kimsenin herhangi bir ilave yapması ve kadir gecesini tespit ettiğini iddia etmesi doğru olmayacaktır.

Kadir gecesi ile ilgili geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.suleymaniyevakfi.org/kandil-geceleri/kadir-gecesi.html

İslam dinine göre büyü yapan ve yaptıranın günahı nedir?

Büyü, hedef kitlenin bilmediği yöntemlerle olağanüstü güce sahip olduğu izlenimini vererek insanları etkileyip çıkar sağlamaya yönelik söz ve uygulamalardır. Yalana dayandığı için büyü yoluyla hiçbir sonuç alınamaz. Allah Teala şöyle buyurmuştur:

“Sihirbazlar ne yaparlarsa yapsınlar, hedefe ulaşamazlar.” (Tâhâ 20/69)

Büyücü, insanüstü güçlere sahip olduğu izlenimini vererek kendini tanrılaştırır. Nebimiz şöyle demiştir:

“Kim büyü yaparsa şirke düşer.” (Nesâî, Tahrîm, 19)

Gelecekten haber verdiğini söyleyen kişiler de vardır. Bunlarla ilgili olarak Nebimiz demiştir ki:

“Gelecekten haber veren kişiye giderek bir şey soran ve söylediğini doğru sayan kişinin kırk gün namazı kabul edilmez.” (Müslim, Selâm, 125, (2230))

Gelecekten haber verdiği iddia eden kişiye gidip bir şey soran ve onu tasdik edenlerin “namazlarının kabul olmaması” ile kast edilen, onların bu namazlardan herhangi bir sevap elde edemeyeceğidir. Yoksa bu namazlarını daha sonra tekrar kılmaları gerekmez.

Bir kadının dul olması zekât veya fitre alması için yeterli bir sebep mi?

Bir kadının zekât veya fitre alabilmesi için sadece dul olması yeterli değildir. Zekât veya fitre alabilmek için dinen fakir sayılmak, yani nisap miktarı mala sahip olmamak şarttır. Kişiyi dinen zengin kılan nisap ise zaruri ihtiyaçların giderilmesinin ardından 85 gr altın veya 595 gr gümüş ya da buna denk para veyahut ticaret malına sahip olmaktır. Eğer halanızın nisap miktarı varsa dul olsa dahi ona zekât verilmez. Ama bu kadar altını veya parası yoksa zekât veya fitrenizi verebilirsiniz.

Lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayınız:

www.fetva.net/zekat-fitre-yazili-fetvalar/bir-kadinin-dul-olmasi-zekat-almasi-icin-yeterli-bir-sebep-mi.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/nisap-miktari-parasi-olan-dul-kadina-zekat-verilir-mi.html

Günde üç kez ilaç almak zorunda olan hastalar oruç tutmasalar olur mu?

İlaç kullanmak zorundaysanız iyileşinceye kadar oruç tutmayabilirsiniz. Böyle bir ruhsatınız vardır. Ramazandan sonra tutamadığınız günleri kaza eder, borçlarınızı tamamlarsınız.

Lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayınız:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/hasta-veya-yolcu-oldugu-icin-oruc-tutamayanlar-ne-yapmali.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/reflu-hastasiyim-ilac-icmem-gerekiyor-oruc-tutmasam-olur-mu.html

Hiperbarik oksijen tedavisi orucu bozar mı?

Aşağıdaki linkte verilen bilgilere göre medikal bir tedavi sayılan hiperbarik oksijenin, boğazdan geçen sıvı veya katı ilaçlar gibi olmadığı, bu yüzden orucu bozmayacağı anlaşılmaktadır.

www.itf.istanbul.edu.tr/sualtihekimligi/index_dosyalar/Page394.htm

NOT: Hiperbarik Oksijen Tedavisi, bir basınç odasında tümüyle basınç altına alınan hastaya aralıklı olarak % 100 oksijen solutmak suretiyle uygulanan medikal bir tedavi yöntemidir. Bu konuda geniş bilgiye yukarıdaki linkten ulaşılabilir.

Anne ve babaların miras paylaşımını engelleme hakları var mıdır?

Geride miras bırakarak vefat eden kişinin ardından mirasçıların birbirlerine hakları geçmemesi için mirasın fazla vakit kaybetmeden taksim edilmesi gerekir. Eşleri ölen anne veya babalar miras taksimini talep eden çocuklarına darılmamalı, gücenmemelidirler. Zira miras taksimi, onların keyiflerine kalmış bir işlem değil, bizzat Allah’ın emridir.

Sizin durumunuza gelince: Terekenin/mirasın tamamı 40  hisse kabul edilirse 1/8’i olan 5 hisseyi anneniz alır. Kalan 35 hisseyi de her bir kız çocuk (evli-bekâr olmalarına bakmaksızın) 7 hisse alacak şekilde paylaşırlar.

Terekeye ev, araba, nakit para vs. mülkiyeti babanıza âit her şey dâhil edildikten sonra taksim yapılır. Fakat annenizin kocası sebebiyle devletten aldığı dul maaşı dâhil edilmez.