Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Blog

Namazda iki secde arasındaki oturuşta edilebilecek bir dua var mı?

İki secde arasındaki oturuşta Peygamberimizin çeşitli dualar yaptığı rivayet edilmiştir. Bu duaları okuyacak kadar beklemek de sünnettir.

Birkaç rivayet şöyledir:

Abdullah İbn Abbâs radıyallâhu anh’tan rivâyet edildiğine göre: Resulullah sallallâhu aleyhi ve sellem, iki secde arasında:

اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي وَارْحَمْنِي وَاجْبُرْنِي وَاهْدِنِي وَارْزُقْنِي

“Allahümmağfir lî verhamnî vecburnî vehdinî verzuknî = Ey Allah’ım beni bağışla bana ikramda bulun, afiyet ver, beni doğru yoluna hidayet et ve bana rızık ihsan eyle” derdi. (Tirmizî, Salât, 211; İbn Mâce, İkâmet, 23.)

Huzeyfe radıyallâhu anh’ın rivayetine göre Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem  iki secde arasındaki oturuşta):

رَبِّ اغْفِرْ لِي رَبِّ اغْفِرْ لِي

“Rabbi’ğfir lî Rabbi’ğfir lî = Rabbim! Beni bağışla, beni bağışla Rabbim.” derdi. (İbn Mâce, İkâmet, 23)

Konuyla ilgili olarak bir de secde esnasından edilebilecek dualar vardır. Bununla ilgili cevabımızı ise aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/secdede-turkce-olarak-dua-etmek-namaza-zarar-verir-mi.html

Nebîmiz çocukların da namaz kıldırabileceğini söylemiş midir?

Sahabeden Amr b. Selîme/Seleme (ö. 85-704) ile ilgili olarak nakledilen bu rivayet şöyledir:

“Mekke’nin fethinden sonra Cerm ka­bilesi İslâmiyet’i kabul etmek üzere Nebî’mize bir heyet gönderdi. Amr b. Selime’nin Sahîh-i Buhârî’deki rivaye­tine göre bu heyette Amr’ın babası Selime de bulunuyordu. Nebîmiz on­lara namaz hakkında gerekli bilgileri verdikten sonra içlerinde Kur’ân’ı en iyi bi­len kimseyi imam yapmalarını söyledi. Kabilede Kur’ân’ı en iyi bilen Amr oldu­ğu için, o sıralarda altı veya yedi (Buhârî, “Meğâzî”, 53.) bir rivayete göre yedi veya sekiz (Ebû Dâvûd, “Salât”, 60.) yaşlarında bulunmasına rağmen imam­lığa geçirildi.” (Ahmet Önkal, “Amr b. Selîme”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, c: 3, s: 91)

Buhârî ve Ebû Dâvûd’da geçen bu rivayetlerden yola çıkan Ebû Sevr, İshâk b. Râhûye ve İmam Şâfiî gibi âlimler, henüz buluğa ermemiş çocukların buluğa ermiş olan büyüklerine imamlık yapabileceğini söylemişlerdir.

Diğer mezhep imamları ise buluğa ermemiş bir çocuğun imamlık yapamayacağını, bu rivayette Nebîmizin, çocuğun imamlı­ğının caiz olduğunu ifade eden bir emri ve takdiri olmadığını, bunun o kavmin kendi tasarrufu olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Kandil gecelerinde nişan veya düğün yapılır mı?

Regaip Kandilinde nişan veya düğün yapmanın herhangi bir sakıncası yoktur. Fakat bundan ziyade, salonda yapılacak olan düğün önemlidir.

Dinen birbirlerine yabancı olan erkeklerle kadınlar açık-saçık kıyafetlerle bir arada bulunur, birlikte oynar veya dans ederlerse işte buna Allah Teâlâ asla rıza göstermez! Dikkat edilmesi gereken husus budur. Yoksa düğünün Regaip Kandili veya diğer kandillerde olmasında bir sakınca yoktur.

Kandil geceleri ve düğün hakkında geniş bilgi edinmek için aşağıdaki linkte bulunan soru-cevapları gözden geçirmenizi tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/kandil-geceleri

www.fetva.net/yazili-fetvalar/dugun

Demet isminin kız çocuklara verilmesinde bir sakınca var mıdır?

Türk Dil Kurumu Kişi Adları Sözlüğü ve Hakkı Açıkalın’ın Türkçedeki Yunanca Kelimeler Lugatı’na göre Yunanca kökenli olan Demet ismi; “Bitki veya çiçek destesi”, “bağlanarak oluşturulmuş deste”, “tutam”, “avuç dolusu”, “bir avuç”, “bağ” ve “koçan” gibi anlamlara gelir.

Bu ismin köken itibariyle Yunanca olmasının herhangi bir sakıncası yoktur. Kız çocuklarına isim olarak konulabilir.

Borcunu zamanında ödemeyenlerden zararımızı talep edebilir miyiz?

Malın satışında hangi fiyattan anlaşılmışsa onun ödenmesi gerekir. Alacağın geciktirilmesinden dolayı eğer bir enflasyon farkı olmuşsa o da borçludan talep edilebilir. Zira borçlanmalarda esas kaide, alacaklının da borçlunun da zarara uğramamasıdır.

Daha geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linkleri tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/esnaf-acik-hesapla-is-yaparken-nelere-dikkat-etmeli.html

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/islam-fikhi-acisindan-borclanmalarda-enflasyon-farki.html

Kutlu Doğum Haftası dinin bir emri veya tavsiyesi midir?

İlk defa Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1989 yılında Kameri Takvim, 1994 yılından itibaren de Nebîmizin miladi doğum günü olan 20 Nisan tarihi esas alınarak Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri yapılmaya başlanmıştır. Bu çerçevede bütün il ve ilçelerde değişik konularda panel ve konferanslar düzenlenmiş, 1994 yılından itibaren de hafta içerisinde sempozyum düzenlenmeye başlamıştır.

Görüldüğü gibi kutlu doğum haftası etkinlikleri Türkiye’de son zamanlarda ortaya çıkan ve Diyanet’in organize ettiği sosyal bir faaliyettir. İçinde bulunduğumuz hafta dinen mübarek sayılmış bir hafta değildir. Nebîmizin miladi doğum yılının 20 Nisan’a denk gelmesi münasebetiyle yurt genelinde kutlamalar, anma programları yapılmaktadır o kadar. Programda eğer tanıdığınız, bildiğiniz bir konuşmacı varsa gidip onu dinleyebilirsiniz.

Konuyla ilgili daha geniş bilgi için lütfen aşağıda bulunan KUTLU DOĞUM HAFTASI ETKİNLİKLERİ başlıklı yazıyı okuyunuz:

www.suleymaniyevakfi.org/Arastirmalar/kutlu-dogum-haftasi-etkinlikleri.html