Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Blog

Allah’ın Zâhir ve Bâtın olması ne demek?

İlgili ayet şöyledir:

هُوَ الْأَوَّلُ وَالْآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

O, ilktir, sondur, zâhirdir, bâtındır. O her şeyi bilendir.” (Hadîd, 57/3)

ez-Zâhir isminin masdarı olan “zuhûr” sözlükte ‘açık olmak’, ‘aşikâr olmak’, ‘görülmek’, ‘muttali olmak’ anlamına geldiği gibi el-Bâtın kelimesinin masdarı olan “butûn” da sözlükte, ‘gizli olmak’, ‘bilmek’, ‘bir şeyin iç yüzü ve sırlarına vâkıf olmak’ gibi anlamlara gelir. (Bkz. İbn Manzûr, Lisânu’l-Arab,  (ظهر maddesi) c: 4, s: 520; (بطن maddesi) c: 13, s: 52)

Zâhir ve bâtınla aynı kökten türemiş kelimelerin Kur’an’da geçtiği ayetlerden bazıları için bkz: En’am, 6/151; A’râf, 7/33; Tevbe, 9/33; Kehf, 18/20, 22, 97; Rum, 30/7, 41; Lokman, 31/20; Sebe, 34/18; Hadîd, 57/13; Cinn, 72/26.

Ebû Hureyre (r.a.)’den, Peygamber (sav)’in yatmadan önce yapılmasını tavsiye ettiği bir dua nakledilmektedir. Nakledilen bu duadaki Peygamber (sav)’in ifadeleri de ez-Zâhir ve el-Bâtın isimlerinin anlaşılması açısından önemlidir. İlgili ifadeler şöyledir:

“Allah’ım! Sen Evvelsin, senden önce hiçbir şey yoktur; sen Âhirsin, senden sonra da hiçbir şey yoktur. Sen Zâhirsin, fevkinde/üstünde hiçbir şey yoktur; sen Bâtınsın, dûnunda (senden öte/senden yakın) hiçbir şey yoktur.” (Müslim, Zikir, 17 (61/2713); Ebû Dâvud, Edeb, 107)

Müslim’in Sahîh’ini şerh eden İmâm Nevevî’nin açıklamaları da dikkat çekicidir. O, Allah’ın Zâhir olmasından maksadın kahhâr, güçlü, galip, tam kudret sahibi olması; Bâtın olmasından maksadın da gizli saklı her şeyi ve yaratılmışların her şeyini bilmesi olduğunu söylemektedir  (Bkz. İmam Nevevî, Sahihi Müslim bi-Şerhi’n-Nevevî, 2. bs., Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, 1392, c: 17, s. 36).

Bu konuda çeşitli görüş ve açıklamalar için de bakınız. Topaloğlu, Bekir, “Bâtın”, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c: 5, s. 187.

Adam öldü. Annesi, bir oğlu, üç kızı kaldı. Miras nasıl taksim edilir?

Ülkemizde yürürlükte bulunan Medeni Kanun’da kişinin çocuklarının veya torunlarının olması halinde anne ve babası mirasçı olamasa da İslam’a göre, ölüp de geriye miras bırakan kişinin anne ve babası her durumda (yani ölenin çocukları olsa da olmasa da) çocuklarına mirasçı olurlar.

Bununla ilgili ayet-i kerime şöyledir:

“…Ölenin çocuğu varsa anne ve babasının her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Ölenin çocuğu olmaz, anası babası ona varis olursa anasına üçte bir pay verilir. Kardeşleri varsa, altıda biri annesinindir…” (Nisâ, 4/11)

Bu ayete göre soruda yer alan miras altıya bölünür; bir hisse ölenin annesine, birer hisse kızlarına, iki hisse de erkek çocuğuna verilir. 1+ (1+1+1)+2= 6

Bir kız öğrencinin erkek hocanın evinde ders alması caiz midir?

Allah Teâlâ kadınlarla ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

“Mümin kadınlara da söyle gözlerini sakınsınlar; edep yerlerini ve çevresini örtsünler. Görünen kısım dışındaki süslerini açmasınlar.  Başörtülerini yakaları üstüne kadar indirsinler. Kocaları,  babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları, elleri altında bulunan esirler, ele bakar hale gelmiş ve erkekliği kalmamış kimselerle kadınların edep yerlerinin farkına varamamış çocuklar dışında hiç kimseye süslerini açmasınlar…” (Nûr, 24/31)

Buna göre bir kadın ancak yukarıda belirtilen erkeklerin yanında oturabilir. Bu sayılanların dışında kalan akrabalar da olsa yabancı sayılırlar ve bir kadın o erkeklerin yanında mahrem yerlerini açamaz ve onlarla asla kapalı bir yerde baş başa kalamaz. Ama umuma açık yerlerde konuşması, selamlaşması yasak değildir. Bu kişilerin yanına tesettürlü kıyafetlerle de çıkabilir.

Peygamberimizden rivayet edilen bir hadis şöyledir:

“Hiç bir erkek yalnız başına bulunan bir kadının yanına girmesin, yanında bir iki kişi olursa girebilir.” (Müslim, Selam 8 (2173).

Müslümanların haramdan kaçınmaları gerektiği gibi harama götüren yollardan da kaçınmaları gerekir. Allah Teâlâ özellikle büyük günahları haram kılarken “onlara yaklaşmayın”, “onlardan uzak durun” buyurmuştur.

Zina ile ilgili Allah şöyle buyurmuştur:

“Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, çok çirkin bir iş ve kötü bir yoldur.” (İsrâ, 17/32)

Buna göre ders esnasında yanınızda mutlaka hocanın eşi veya çocukları bulunmalıdır. Aksi takdirde sadece hocanın bulunduğu bir odada ders yapmanız caiz olmaz.

Bununla ilgili görüntülü cevaplarımızı aşağıdaki linklerden izlemenizi tavsiye ederiz:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/bir-kadinin-erkekten-bir-erkegin-de-kadindan-ders-almasi-caiz-midir.html

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/bir-kadinin-erkek-hocadan-ozel-ders-almasi-caiz-midir.html