Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Blog

İmam Hatip inşaatına zekat veriliyor da Türk okullarına niçin verilmesin?

İmam Hatip Liseleri, Kur’an Kursları, bazı vakıf veya dernekler kendi öz kaynakları ile değil de halktan topladıkları bağışlar ile hayatiyetlerini sürdürüyorlar. Özel okullar veya kolejler ise bağış kabul edemezler; çünkü öğrencilerinden aldıkları yıllık ücretler hem kendi ihtiyaçlarını karşılarlar hem de sahiplerine kâr sağlarlar. Yani onlar birer ticari kurumdurlar. Bu yüzden ihtiyaçlarını karşılasınlar diye onlara zekât verilemez. Aradaki fark budur.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/zekatimi-yardim-amaciyla-imam-hatibe-versem-olur-mu.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/yurtdisindaki-turk-okullarina-fitre-ve-zekat-verilebilir-mi.html

Bir ailede sadece kocanın zekat vermesi yeterli midir?

Zekât, namaz gibi bireysel bir ibadettir, farz-ı ayındır. Mükellef olan iki kişiden birinin zekât vermesi, diğerinden bu sorumluluğu kaldırmaz. Eğer erkek gibi kadının da zekâtla mükellef olacak kadar kendisine ait parası, ticaret malı varsa onun da kocası gibi zekât vermesi gerekmektedir.

Ev hanımları eşlerinden alıp biriktirdikleri paranın zekatını verirler mi?

Zekât verecek kimse, temel ihtiyaçlarından ve borçlarından başka nisap miktarı veya daha fazla bir mala sahip bulunmalıdır. Bu miktar malı bulunmayana zekât farz olmaz.

Nisap, şeriatın bir şey için koymuş olduğu belli bir ölçü ve miktar demektir. Bu miktar altın için 85 gram ve üzeridir. Eğer temel ihtiyaçlarınızı giderdikten sonra (kiranızı, kredi kartı borcunu, aylık fatura ödemelerinizi, varsa çocuğunuzun okul masraflarını düştükten sonra) elinizde bu miktar altın veya buna denk bir para ya da mal bulunursa bunun kırkta birini yani yüzde iki buçuğunu zekât olarak vermeniz gerekir.

“Eğer harcasaydım biriktiremezdim” sözü sadece sizin için değil tüm zenginler için geçerlidir. Onlar da elindeki paraları harcasalar ellerinde avuçlarında hiçbir şeyleri kalmaz! Siz öyle veya böyle “biriktirme” yapabildiyseniz ihtiyaçlarınızı gidermiş sayılırsınız. Dolayısıyla zekâtınızı vermelisiniz.

Görüntülü cevabımız için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/ev-hanimlari-zekat-vermeli-midirler.html

Ramazanda oruç tutamayan hasta ve yolcular da fitre verecek mi?

Hasta ve yolcu olanlar da oruçtan sorumludurlar. Yani oruç onlara da farzdır ama mazeretlerinden dolayı onlara tutmama ruhsatı verilmiştir. Bununla birlikte tutarlarsa daha hayırlı olacağı bildirilmiştir. Dolayısıyla onlar da fitre vermek durumundadırlar.

Lütfen aşağıdaki linkte yer alan cevabı da okuyunuz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/oruc-tutamayan-hastayasli-ve-gucsuz-olanlar-ne-yapmali.html

Ramazandan önce yapılan yardım fitre yerine geçer mi?

Fitre, Ramazan ayında oruç tutmaya gücü yeten her Müslümanın bir yoksulu doyurmasıdır. Ramazan ayı bitmeden bu durum ortaya çıkmayacağı için, bu ay gelmeden önce fitre veremezsiniz.

Aldığınız elbise fitre yerine geçmez; ama sadaka yerine geçer.

Lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayın:

www.fetva.net/fitre/fitre-en-erken-ve-en-gec-ne-zaman-verilebilir.html

www.suleymaniyevakfi.org/ramazan/fitir-sadakasi-fitre.html

Fitrenin yiyecek olarak mı verilmesi şarttır? Para olarak verilemez mi?

Fitre ile ilgili olarak Bakara sûresinin 184. ayetinde “bir yoksul doyumu yiyecek” ifadesi kullanılmıştır. Yoksulu, yiyecek vererek doyurabileceğiniz gibi onun parasını vererek yiyecek almasını sağlamakla da görevinizi yapmış olursunuz.

Hadislerde sadaka-i fıtrın miktarı, buğday, arpa, hurma veya üzümden bir sâ’ (Resûlullâh döneminde kullanılmakta olan bir ölçü birimi olup yaklaşık 3 kg) olarak belirlenmiştir. Sadaka-i fıtrın bu sayılan maddelerden belirlenmesi, o günkü toplumun ekonomik şartları ve beslenme alışkanlıklarından kaynaklanmaktadır. Buna göre her Müslüman kendi yöresinde en çok tüketilen temel yiyecek maddesi üzerinden fitre verebilir.

Lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız:

www.fetva.net/fitre/fitre-yiyecek-maddesi-mi-olmak-zorunda-bedeli-de-olur-mu.html

İslami hizmet veren vakıf veya derneklere fitre verilir mi?

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“(Size yazılan oruç) sayılı günlerde tutulur. Sizden kim, hasta veya yolculuk halinde olursa tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde tutsun. Orucu tutabilecek olanların bir çaresizi doyuracak kadar fidye (fitre) vermesi de gerekir. Kim bir iyiliğin fazlasını yaparsa onun için iyi olur. Oruç tutmanızın ne kadar iyi olduğunu bilseniz, (hasta ve yolcu olmanıza rağmen) tutarsınız.” (Bakara, 2/184)

Bu konuda Resûlullâh’tan nakledilen rivayet şöyledir:

“Resulullah fitreyi, oruç tutanı anlamsız ve çirkin davranışlardan temizlesin; muhtaçlara da yiyecek bir lokma olsun diye farz kılmıştır.” (Ebû Dâvûd, Zekât, 17; İbn Mace, Zekât, 21)

Ayet ve hadisten açıkça görüldüğü gibi fitre, bir “yoksulu” doyuracak miktarda yiyecektir. Bu açıdan kendi ihtiyaçlarını karşılamak üzere vakıflara veya derneklere verilmesi uygun olmaz. Bizzat fakirlere verilmesi gerekir. Ama bahsettiğiniz vakıf ve dernekler topladıkları fitreleri kendi ihtiyaçları için kullanmak yerine bizzat fakirlere ulaştırırlarsa o zaman onlara verebilirsiniz.

Lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız:

www.fetva.net/fitre/vakif-ve-derneklere-fitre-verilir-mi.html

Bir fitreyi üç, dört fakire bölüştürerek verebilir miyiz?

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Sayılı günlerde… Sizden kim hasta veya yolculukta olursa, o günler sayısınca diğer günlerde oruç tutsun. Onu tutabilenlere bir yoksulu doyuracak fidye de gerekir. Kim bir hayrı içten gelerek yaparsa onun için daha hayırlı olur. Oruç tutmanız sizin için daha iyidir. Bir bilseydiniz!” (Bakara, 2/184)

Burada emredilen bir yoksulu doyurmaktır. Birkaç kişiye pay ettiğiniz zaman hiçbirini doyurmuş olmayacağınızdan emredildiği şekilde, yalnız bir kişiye vermeniz gerekir.

Ramazanda yardım amaçlı verdiğim para fitre yerine geçer mi?

Fitre, Ramazan ayında oruç tutabilenlerin vermesi gereken bir sadakadır. Diğer ibadetlerde olduğu gibi bunda da “niyet” esastır. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem “ameller niyetlere göredir” buyurmuştur. (Bkz: Buhârî, Bed’ül-Vahy, 1, İman, 41; Müslim İmaret, 155)

Dolayısıyla yardım amaçlı verdiğiniz para sadaka yerine geçer ama fitrenizi Ramazanın sonunda “fitre niyetiyle” ayrıca vermeniz gerekir.

Oruçlu bir kadının yemeğin tadına bakması mekruh mu?

Bakara sûresinin 187. ayetine göre orucu bozan şeyler; yemek, içmek ve cinsel ilişkidir. Yemeğin tadına bakmak ise ne yemek sayılır ne de içmek. Bu yüzden orucu bozmaz. Fakat bunun sebepsiz yere olması mekruhtur. Çünkü aynı ayette yukarıda “sınır” olarak belirlenen şeylere yaklaşılmaması gerektiği de belirtilmiştir. Hiçbir sebep yokken yemeğin tadına tuzuna bakmak bu sınırlara yaklaşmak olur. Yemeğin tadına tuzuna bakılmaması halinde evde huzursuzluk çıkması ihtimali zaruret kapsamında değerlendirilir. Bu ise mekruhluğu da ortadan kaldırır.

İlgili cevap için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/orucluyken-yemegin-tadina-bakmak-orucu-bozar-mi.html