Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Blog

Akupunktur bantları gusül abdestine engel midir?

Akupunktur bantlarının takılması gusül abdesti alınmasını gerektirmediği gibi, onlar kulağa veya vücudun herhangi bir yerine yapıştırılmış bir şekilde gusül alınmasında da bir sakınca bulunmamaktadır. Zira bu, bir tedavi yöntemidir.

Dinin emrettiği konular hususunda Allah Teala insanlara hiçbir zorluk yüklememiştir. O, şöyle buyurmuştur:

“Allah, sizi sıkıntıya sokmak istemiyor. Onun isteği sizi arındırmak ve size olan nimetini tamamlamaktır. Belki şükredesiniz.” (Mâide, 5/6)

“O, Din konusunda size hiçbir zorluk yüklememiştir.” (Hacc, 22/78)

Ezan duasını camide cemaatle birlikte toplu olarak yapmak doğru mu?

Ezan duasında sünnete uygun olan, ezanı dinleyen her bireyin duayı tek başına yapmasıdır.

Peygamberimizin ezan okunurken müezzinin söylediklerini tekrarladığı ve ezan bittikten sonra da ezan duasını yaptığı (Bkz. Buhari, Ezan, 8) kaydedilirken toplu olarak cemaate dua yaptırdığına ilişkin herhangi bir rivayet yoktur.

Cemaatle yapılan toplu dualar hakkında bilgi edinmek için aşağıdaki linkte bulunan cevabımızı okumanızı tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/toplu-duanin-islamiyetteki-yeri-nedir.html

Cuma namazı kılabilmek için en az kaç kişilik cemaat bulunmalı?

Hanefî mezhebine göre cuma namazı için cemaatin en az miktarı, imam haricinde üç kişinin bulunmasıdır. İmam Ebû Yusuf’a göre imamdan başka en az iki kişi olması da yeterlidir.

Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinin meşhur görüşüne göre cuma için en az kırk kişi bulunmalıdır.

Mâlikîler imamdan başka en az on iki kişiden oluşan cemaatle cuma namazı kılınabileceği görüşüyle birlikte mezhebe hâkim olan kanaat cemaatin sayı ile değil asgari bir köy nüfusuna göre belirlenmesidir. (Hayreddin Karaman, “Cuma”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, c: 8, s: 86.)

Cuma namazıyla ilgili ayet şöyledir:

“Müminler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında hemen Allah’ı anmaya yönelin ve alım satımı bırakın. Bilseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Namaz bitince hemen yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan isteyin. Allah’ın adını çokça anın ki umduğunuza kavuşanız.” (Cuma 62/9–10)

Bu ayette ve Hz. Peygamberden nakledilen hadislerde cuma namazının kılınabilmesi için asgari cemaat sayısı belirtilmemiştir. Fakat ayet-i kerimede “alım satımı bırakın” ifadesinden cumanın kılınacağı yerin pazarı da olan bir yerleşim yeri olması gerektiği anlaşılmaktadır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem zamanında da Medine çevresindeki küçük yerleşim yerlerinde cuma kılınmamış olması, yerleşim yerlerinden uzak yerlerde çok az bir cemaat sayısıyla cuma kılınamayacağını göstermektedir. Dolayısıyla cuma namazı kılınması için en az şu kadar cemaat olmalıdır şeklinde tam bir sayı belirtmek mümkün değildir.

Bununla ilgili görüntülü bir cevabımız için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/dag-koylerinde-uc-bes-kisi-bir-araya-gelerek-cuma-namazi-kilabilirler-mi.html

Cuma namazı ile ilgili geniş bilgi edinmek için aşağıdaki linkte bulunan “Delillerle Cuma Namazı” başlıklı yazıyı okumanızı tavsiye ederiz:

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/delillerle-cuma-namazi.html

Devlet kurumunda işe girmek için torpil yaptırmak caiz midir?

Uygun değildir. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt verir. Allah işitir ve görür.” (Nisâ, 4/58)

Dolayısıyla devlet kurumunda işe alım için mülakatı yapacak kişilerin adil olmaları gerektiği gibi işe müracaat edenlerin de adil ve ehliyete uygun şekilde yerleştirmeyi etkileyecek davranışlardan uzak durmaları gerekir.

Caminin sağ tarafında namaz kılmak daha mı faziletlidir?

Caminin kıbleye göre sağ tarafında namaz kılmanın faziletli olduğuna dair herhangi bir ayet ve sahih hadis bulunmamaktadır.

Cemaatle namazla kılarken sağ ve sol ayırt etmeden önce ön safları doldurmak, safları da düzgün ve sık tutmak gerekir. Bu konuda nakledilen hadislerden bir kısmı şöyledir:

Enes radıyallahu anh anlatıyor: Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Saflarınızı düzgün tutun, zira safların düzeltilmesi namazın kemalini (sağlayan şartlar)dandır.” (Buharî, Ezân 132, 72, 74, 76; Müslim, Salât 124, (433, 434); Ebû Dâvûd, Salât 94; Nesâî, İmâmet 27, 28, 30.)

Abdullah İbn Ömer radıyallahu anhumâ anlatıyor: Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Safları düz tutun, omuzları bir hizaya getirin, aradaki boşlukları kapatın, (safları düzeltmeye çalışan) kardeşlerinizin ellerine karşı nezaketli olun. Arada şeytan gedikleri bırakmayın. Kim safa kavuşursa Allah ona kavuşur. Kim de saftan koparsa Allah da ondan kopar.” (Ebû Dâvûd, Salât 94; Nesâî, İmâmet 31).

Câbir b. Semüre radıyallahu anh anlatıyor: Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Meleklerin Rabbleri indinde saf tutmaları gibi siz de saf tutmaz mısınız?” Biz: “Melekler nasıl saf tutarlar?” dedik.

Onlar dedi, ön safları tamamlarlar ve safta muntazam dururlar.” (Müslim, Salât 119, (430); Ebû Dâvûd, Salât 94)

Namazda saf düzeni ile alakalı bir cevabımız için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/saflar-dolmadigi-halde-muezzin-mahfilinde-namaz-kilmak-dogru-mudur.html

“Üç şeyden dolayı Arapları seviniz” diye bir hadis var mı?

Bazı hadis kitaplarında geçen rivayet şöyledir:

أحبوا العرب لثلاث لأني عربي والقرآن عربي وكلام أهل الجنة عربي

 “Şu üç şeyden dolayı Arapları seviniz: Çünkü ben Arap’ım, Kur’an Arapçadır ve Cennetliklerin dili Arapçadır.” (Hâkim, el-Müstedrek, c: 4, s: 87; Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, c: 3, s: 34).

Ahmed b. Hanbel’in bu rivayeti “zayıf” gördüğü, Ukaylî’nin “münker” ve “aslı yoktur” ve Zehebî’nin ise “uydurma” dediği kaydedilmiştir.

Muhaddislerin gerek bu ifadeleri ve gerekse rivayetin farklı geliş yolları ve râvileriyle ilgili değerlendirmeleri hakkında geniş bilgi için bkz: Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, c: 10, s: 25; Zehebî, Telhîsu Kitâbi’l-Mevzûât, c: 1, s: 92; Suyûtî, el-Leâli’l-Masnûa, c: 1, s: 404-405; Fettenî, Tezkiretu’l-Mevzûât, c: 1, s:112; İbn Arrâk, Tenzihü’ş-Şeria, c: 2, s: 30-31; Şevkânî, el-Fevâidü’l-Mecmûa, s: 413; Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, c: 1, s: 54-55.

Ayrıca cennette hangi dilin konuşulacağı konusunda Kur’an’da ve sahih sünnette bir delil yoktur. Dolayısıyla yukarıdaki rivayete bakarak bu konu hakkında konuşmak doğru değildir.