Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Oruç

Oruçluyken âdet gören kadının orucu bozulur mu?

Hayır, bozulmaz. Oruçluyken âdet olan bir kadın orucuna devam etmelidir. Eğer gerçek manada hasta oluyorsa yani âdeti ciddi manada kendisine sıkıntı veriyorsa o takdirde orucunu bozabilir, daha sonra gününe gün kaza eder. Ama böyle bir durum yoksa orucuna devam etmelidir. Yaygın kanaatin aksine âdet hali oruca engel değildir.

Ramazanda bütün bir ayı oruçlu geçirmek için âdet geciktirici ilaç kullanılmasına kesinlikle gerek yoktur. Zira ilaç kullanıp âdeti geciktirmek kadının bünyesine zarar verir, fıtratını bozar.

YAYIMLANDIĞI YER: Yahya Şenol, Ramazan ve Oruç, 3. Baskı, Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2017, s. 106-107.

Geniş bilgiye aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/adetli-kadinlar-ramazanda-oruc-tutabilirler-mi.html

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/iftara-10-dakika-kala-adet-goren-kadinin-orucu-bozulur-mu.html

Banyo yaparken yanlışlıkla su yutulursa oruç bozulur mu?

Banyo yaparken bilerek su yutulmadığı sürece oruç bozulmaz. Cenâb-ı Hak kimseye gücünün yetmediği şeyler yüklemeyeceğini ve hatayla yapılan şeylerden dolayı sorumlu tutmayacağını bildirmiştir. O, şöyle buyurmuştur:

“Allah, kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemez. Kişinin bazı kazancı lehine, bazı kazancı da aleyhinedir. (Siz şöyle dua edin:) “Rabbimiz! Eğer unutur veya hata edersek bizi sorumlu tutma…” (Bakara, 2/286)

Dinin emrettiği konular hususunda Allah Teâlâ insanlara hiçbir zorluk yüklememiştir. O şöyle buyurmaktadır:

“… Allah, sizi sıkıntıya sokmak istemez…” (Mâide, 5/6)

“… Allah bu dinde size bir güçlük yüklememiştir…” (Hacc, 22/78)

YAYIMLANDIĞI YER: Yahya Şenol, Ramazan ve Oruç, 3. Baskı, Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2017, s. 97-98.

Lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/abdest-alirken-bogazdan-asagi-su-kacarsa-oruc-bozulur-mu.html

Sürekli seyahatte olan gemi çalışanları oruçlarını kazaya bırakabilirler mi?

Gemide çalışıp sürekli seyahat halinde olmak, seferilik hükümlerinden istifade etmenizi sağlar. Bu durumda oruç tutmama ruhsatınız vardır. Her ne kadar tutmanız daha hayırlı olsa da tutamadığınız günleri Ramazan ayından sonra kaza edersiniz.

Lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/yolculukta-oruc-tutmak-caiz-midir.html

Susuzluktan dolayı güçsüz düşenler oruçlarını bozabilirler mi?

Allah Teâlâ sadece hasta ve yolcuların oruç tutamayacağını bildirmiştir. Bunun dışında kalan kimlerin oruç tutmaması veya tuttukları orucu bozması diye bir şey söz konusu olamaz.

Sıcaktan, açıklık veya susuzluktan dolayı gün içinde hastalanan olursa onlar Ramazandan sonra gününe gün kaza etmek şartıyla oruçlarını bozabilirler.

YAYIMLANDIĞI YER: Yahya Şenol, Ramazan ve Oruç, 3. Baskı, Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2017, s. 106.

Aşağıdaki linklerde bulunan soru-cevapları da okumanızı tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/asiri-sicak-ve-uzun-gunler-oruc-tutmaya-engel-midir.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/hastaliktan-dolayi-bozulan-orucun-yerine-kac-gun-oruc-tutulur.html

Gusül alması gerektiği halde almayan kişinin orucu kabul olur mu?

Bu kişinin orucu geçerli olur. Fakat bile bile namazlarını kılmadığı için büyük günah işlemiş olur. Asla böyle bir şey yapmaması gerekir. Gün içinde böyle bir durumla karşılaşan kişi, derhal gusül abdesti almalı ve hem orucuna hem de namazlarına devam etmelidir.

Lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/ruyada-ihtilam-olsam-orucum-bozulur-mu.html

Oruçluyken günü uykuda geçirmekte bir sakınca var mıdır?

Oruçluyken uyumakta bir sakınca yoktur. Fakat uykuda olduğunuz zaman sabah, öğle ve ikindi namazlarını kılmazsanız büyük günah işlemiş olursunuz! Bu yüzden sahurdan sonra namazları kaçıracak şekilde kesintisiz uyumanız caiz değildir. Ama arada kalkar, namazları vaktinde kılarsanız günü uykuda geçirmenizde bir sakınca olmaz.

YAYIMLANDIĞI YER: Yahya Şenol, Ramazan ve Oruç, 3. Baskı, Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2017, s. 110-11.

Ramazanda niyetlenmeyip oruç tutmayanlar bunu nasıl telafi edebilirler?

Kendisini Müslüman olarak tanımlayan ve hastalık veya yolculuk gibi meşru bir mazereti olmayan bir kimsenin Ramazan günü oruca niyetlenmemek gibi bir hakkı ve yetkisi yoktur! Bu davranış haramdır. Ve mazeretsiz yere Allah’ın kesin bir emrini yerine getirmemek, Allah’a isyan etmektir. İsyan söz dinlememek, emri tutmamaktır. Allah’ın “yapma” dediklerini yapanlar nasıl günah işliyorlarsa “yap” dediklerini yapmayanlar da günah işlemiş olmaktadırlar.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/mazeretsiz-yere-oruc-tutmayanlar-allaha-isyan-mi-etmis-oluyorlar.html

Ayrıca oruçla ilgili hükümlerin en ince ayrıntısına kadar anlatıldığı ayetlerin sonuncusunda Allah Teâlâ: “Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır (hudûdullâh); onlara yaklaşmayın.” (Bakara, 2/187) buyurmuştur. Hiçbir mazereti olmadığı halde oruç tutmayanlar, bu sınırlara yaklaşmakla kalmayıp onları aşmış olurlar.

Hasta veya yolcu olmadığı halde keyfi olarak oruç tutmayan Müslüman, bu yanlış davranışından dolayı derhal tevbe etmeli, Allah’tan bağışlanma dilemeli ve bir daha asla bu yanlışını tekrar etmemelidir. Bu kişinin tutmadığı oruçlarını daha sonra kaza etmesi gerekmez. Zira Bakara sûresinin 184 ve 185. ayetlerinde yalnızca hasta ve yolcuların oruç tutmamaları durumunda bu oruçlarını kaza edebilecekleri bildirilmiştir. Bu, onlar için bir lütuftur, hiçbir mazereti olmadığı halde oruç tutmayanlar için böyle bir lütuf söz konusu değildir.

YAYIMLANDIĞI YER: Yahya Şenol, Ramazan ve Oruç, 3. Bs., Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2017, s. 89-90.

Lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/keyfi-olarak-tutulmayan-ramazan-orucunun-cezasi-nedir.html

Tedavi görmekte olan hastaların oruç tutmaları sakıncalı mıdır?

Kızınızın oruç tutmasının sakıncalı olup olmadığına biz karar veremeyiz. Bu karar, tedavisini yürütmekte olan doktorlarına aittir. Fakat şu anda tedavi görmekte olduğuna göre orucunu tutmama ruhsatı vardır. Bu ruhsatı kullanarak oruçlarını tutmayabilir. Tedavisi bitip iyileştiğinde de tutamadığı oruçlarını kaza etmekle yükümlüdür.

Benzer soru-cevaplar için lütfen aşağıdaki linkleri tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/reflu-hastasiyim-ilac-icmem-gerekiyor-oruc-tutmasam-olur-mu.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/diyabet-hastalarinin-ramazan-ayinda-oruc-tutmalari-gerekir-mi.html

Mazereti sebebiyle oruç tutamayanlar para mı vermelidirler?

Oruç tutmamak için meşru mazeretler, hastalık ve yolculuktur. Bunun dışında herhangi bir mazeret kabul edilmemektedir.

Hasta ve yolcu olanlar da tutamadıkları oruçlarını Ramazandan sonra kaza etmekle mükelleftirler. Bunun yerine herhangi bir ödeme yapılması söz konusu değildir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Orucu sayılı günlerde tutun. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan tutamadığı günler sayısınca başka günlerde oruç tutsun…

Ramazan öyle bir aydır ki Kur’an o zaman indirilmiştir. O insanlara yol gösterir. Onda doğru yolun açık belgeleri vardır, iyiyi kötüden ayırır. Sizden kim bu aya erişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta olur veya yolculukta bulunursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde oruç tutsun. Allah size kolaylık ister, zorluk istemez. Bu kolaylıkları, sayıyı tamamlamanız ve size yol gösterdiğine karşılık onu ululamanız için meşru kılmıştır; ola ki şükredersiniz.” (Bakara, 2/184-185)

Daha geniş bilgi için aşağıdaki linkte bulunan soru-cevabı da okumanızı tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/oruc-tutamayan-hastayasli-ve-gucsuz-olanlar-ne-yapmali.html

2013 yılı Ramazan hangi gün başlayacak, bayram hangi gün olacaktır?

Dini günler, hesapla belirlenir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Ay ve güneş, bir hesaba göredir.” (Rahmân, 55/5)

“Güneşi ziyâ, Ayı nûr yapan odur. Yılların sayısını ve hesabı bilesiniz diye ziyâya iniş yerleri belirlemiştir. Allah bunları, doğruyu gösterir biçimde yaratmış ve âyetlerini, bilen bir topluluk için ayrıntılı olarak açıklamıştır.” (Yunus, 10/5)

Ziyâ, Güneş ışını; nûr da insanı rahatsız etmeyen ışıktır. Güneşin kendini göremeyiz; bizim Güneş dediğimiz ondan gelen ışınlardır.

Ay’ı da göremeyiz. Bizim için Ay, ona inen Güneş ışınlarının bize yansıyan kısmıdır. Yansımadaki daralma ve genişlemeye göre ona; hilal, yarımay ve dolunay deriz. İlgili âyetlerden biri şudur:

“Aya (ziyânın) iniş yerleri için ölçü koyduk; sonunda kuru hurma dalı gibi olur.” (Yasin 36/39)

Kameri ayın ilk günü, Güneşin batmasından sonra battığı görülen hilali takip eden gündür. O ay Ramazan ise onu oruçlu geçirmek gerekir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“… Sizden kim Ramazanı yaşarsa, onu oruçlu geçirsin…” (Bakara 2/185)

Yukarıdaki âyetlere göre kameri ayların hesapla belirlenmesi gerekir. Ancak Nebimizin yanında bu hesabı yapacak bir kimse olmadığı için şöyle demişti:

“Biz ümmi bir toplumuz; yazı yazamaz, hesap yapamayız.”

Sonra 10 parmağını üç kere açıp üçüncüsünde başparmağını kapayarak “ay; şöyle, şöyle ve şöyledir” demiş  (29 güne işaret etmiş); arkasından, “ay, şöyle, şöyle ve şöyledir”, demiş, 30 günü kast etmişti. (Müslim, Sıyâm, 1080)

Böylece o, işaret diliyle kameri ayın 29 günden az, 30’dan fazla olamayacağını bildirmiştir. Onun bir sözü de şöyledir:

“Hilali görünce oruç tutun, tekrar görünce orucu bırakın, hava size bulutlu geldiyse ayı otuza tamamlayın.” (Müslim, Sıyâm, 1081)

Hesap yapacak uzman olmayınca tek çare hilali gözlemekti. Nebîmiz de onu söylemiş ve onu yapmıştı. Artık uzmanlarımız olduğu için bir yeri merkez alıp Kur’ân’ın emrettiği hesaba geçmek gerekir.

Oruca, ikinci fecrin doğması ile başlandığından Ümmü’l-Kurâ olan Mekke’yi merkez almalı, Mekke’de ikinci fecir doğuncaya kadar Dünyanın herhangi bir yerinde, Güneşin batmasından sonra batan hilalin görülmesiyle birlikte yeni kameri ayı başlatılmalıdır.

Hesaba yönelmek, kutup bölgesinde yaşayan Müslümanlar için de bir zorunluluktur. Çünkü orada, bazı zamanlarda Güneş doğmamakta, bazen de batmamaktadır. Güneşin batmadığı zamanlarda hilali görmek imkânsızdır.

Kur’ân-Sünnet bütünlüğü, hesaba geçmemizi gerektirir. Böylece her yerde, aynı günde oruca başlama ve aynı günde bayram etme imkânına kavuşmuş oluruz.

Astronom Prof. Dr. Adnan Ökten Bey’in yaptığı tespitlere göre Ay’ın insan gözü ile görülebilmesi için belirlenen Güneş’ten 8° açılma ve ufuktan da 5° yükseklikte olma şartı 8 Temmuz 2013 günü Güney Amerika’nın batı sahillerinde oluşacağından 09 Temmuz 2013 Salı günü Ramazan’ın ilk günüdür.

Bayram hilali 7 Ağustos’ta Afrika’nın güneyinde görülecektir. Madagaskar’da yaşayanlar, akşam Güneşin batmasından sonra batan hilali görebileceklerinden 8 Ağustos Perşembe günü Ramazan Bayramıdır.

Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda, doğru bir uygulama yapmaktadır. Kur’ân, namaz vakitleri konusunda gözlemi emrettiği için kameri takvim konusunu bilim adamları heyetince yapılacak hesaplara bırakmaktadır.

Hiçbir ayette hilalin gözlemlenmesi emredilmemiş ve insanlar hesaba yönlendirilmiştir. Hesabı yapacak kişilerin bulunmadığı dönemde Nebîmizin tek çare olarak uyguladığı, hilalin çıplak gözle görülmesi uygulamasını, tek emir gibi saymak, kabul edilebilir bir şey değildir.

KAYNAK: Abdulaziz Bayındır, “2013 Yılı Ramazan ve Bayram Hilali Tespiti”, Kitap ve Hikmet Dergisi, Yıl: 1, Sayı: 2, 2013 (Temmuz-Eylül), s: 14-16.

Nafile oruç tutmak isteyenler en geç ne zamana kadar niyet edebilirler?

Sorunuzla ilgili şöyle bir hadis bulunmaktadır:

Mü’minlerin annesi Âişe radıyallâhu anhâ’dan rivayete göre o, şöyle demiştir:

“Resûlullah bir gün yanıma geldi ve ‘yanımızda yiyecek bir şey var mı?’ Dedi. Ben de yok dedim. O da ‘O halde ben oruçluyum’ buyurdular. (Buhârî, Savm 21, 51; Müslim, Sıyâm 169 (1154)-170)

Bu hadise göre “nafile oruç” tutan kişiler, eğer imsak vaktinden sonra yemek, içmek ve cinsel ilişki gibi orucu bozacak herhangi bir şey yapmamışlarsa kaba kuşluk vakti denilen vakte yani öğle namazı vaktinden 5-10 dakika öncesine kadar oruca niyetlenebilirler.

Ağır işlerde çalışan kişiler oruçlarını kazaya bıraksalar olur mu?

Zor işlerde çalışıyor olmak orucu tutmaya engel değildir. Dinimizde sadece hasta ve yolculara oruç tutmama ruhsatı verilmiştir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Onu (orucu) sayılı günlerde tutun. Sizden kim hasta veya yolculukta olursa tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde tutsun. (…) Sizden kim Ramazanı yaşarsa onu oruçlu geçirsin. Kim o ayda hasta yahut yolculukta olursa o günler sayısınca diğer günlerde oruç tutsun. (Bakara, 2/184-185)

Sıcakta çalışma, oruç saatlerinin uzun olması, ağır işte çalışma vb. gibi durumlar oruç tutmamak için meşru mazeret değildir. Fakat bu gibi kişiler hastalanırlarsa o takdirde oruçlarını bozabilirler.

Zaten orucun hikmetlerinden biri de (sıcak, soğuk, uzun günler vs. gibi) her türlü şart ve ortam altında kişilerin Allah’ın emirlerini yerine getirip getirmeyeceklerinin belirlenmesidir. Yukarıda meali verilen ayetlerden görülebileceği gibi dinimizin oruç ibadetindeki kolaylık prensibi, sadece hasta ve yolcuları kapsamaktadır. Yoksa oruç tutmak istemeyen herkes kendince haklı bir sebep bulabilir ve kolaylık prensibinden yararlanabilirdi.

Lütfen aşağıdaki linklerde bulunan soru-cevapları da gözden geçiriniz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/doktorluk-itfaiyecilik-vs-gibi-zor-meslek-erbabi-nasil-oruc-tutacaklar.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/asiri-sicak-ve-uzun-gunler-oruc-tutmaya-engel-midir.html

 

Ramazan ayında tatile gidenler oruçlarını kazaya bırakabilirler mi?

Oruç, tamamen kişi ile Allah arasında kalmış bir ibadettir. O, hasta veya yolcu olanların oruç tutmayabileceklerini bildirmiştir. Kişinin hangi amaçla yolculuğa çıktığını Allah Teâlâ mutlaka bilir. Eğer kişinin niyeti oruçtan kaçmak ise bunun hesabını Allah’a verir. Buna biz kullar karar veremeyiz. Bize göre zâhirde bu kişi yolculuğa çıkmışsa amacına bakmaksızın biz onun orucu kazaya bırakabileceğini söyleriz. Fakat seferi olmalarına rağmen oruçlarını tutarlarsa tabii ki daha iyi olur.

YAYIMLANDIĞI YER: Yahya Şenol, Ramazan ve Oruç, 3. Bs., Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2017, s. 91.

Seferlikte oruç tutulması ile ilgili başka bir cevabımız için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/yolculukta-oruc-tutmak-caiz-midir.html

Mazeretsiz yere oruç tutmayanlar Allah’a isyan mı etmiş oluyorlar?

Siz sadece büyük günahların anlatıldığı ayetlere bakmışsınız. Peki, Allah’ın yapılmasını kesin olarak emrettiği farzların terk edilmesinin hükmü nasıl küçük günah olabilir! Allah’ın kesin olan bir emrini yerine getirmemek, Allah’a isyan etmek demek değil de nedir? İsyan zaten ‘söz dinlememek, emri tutmamak’ demektir. Allah’ın “yapma” dediklerini yapanlar nasıl büyük günah işliyorlarsa “yap” dediklerini yapmayanlar da büyük günah işlemiş oluyorlar.

Namaz, oruç, hac, zekât vd… Bu ibadetlerle ilgili hükümleri bütüncül bir bakış açısıyla okursanız farzları mazeretsiz yere terk edenlerin Allah’a isyan etmiş olacaklarını gayet rahat bir şekilde anlayabilirsiniz.

Ayrıca oruçla ilgili hükümlerin en ince ayrıntısına kadar anlatıldığı ayetlerin sonuncusunda Allah Teâlâ: Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır (hudûdullâh); onlara yaklaşmayın.” (Bakara, 2/187) buyurmuştur. Hiçbir mazereti olmadığı halde oruç tutmayanlar, bu sınırlara yaklaşmakla kalmayıp onları aşmış olurlar. Allah, sınırlarına uyan ve uymayanlarla ilgili olarak ise şöyle buyurmuştur:

“Bunlar Allah’ın sınırlarıdır (hudûdullâh). Allah’a ve elçisine kim itaat ederse onu içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır, orada temellidirler. Büyük kurtuluş budur.

Kim de Allah’a ve elçisine baş kaldırır ve sınırlarını aşarsa onu temelli kalacağı cehenneme sokar. Alçaltıcı azap onadır.” (Nisâ, 4/13-14)

Oruçluyken abdest alındığında ağız ve buruna su verilmese olur mu?

O bir vesvesedir; ağzınızdaki suyu boşalttıktan sonra hemen yutkunun ve yutkunmaya devam edin; yoksa şeytan sizi rahat bırakmaz. Kısacası vesvese yapmanıza gerek yoktur.

Ağız ve buruna su vermek abdestin farzlarından değil, sünnetlerindendir. Dolayısıyla bunları terk etmeniz halinde abdestiniz yine de tamam olur. Fakat Peygamberimizin oruçlu iken de abdest esnasında ağzına ve burnuna su verdiğini hatırlatmamız gerekir.

Kendi isteği dışında istifra eden kişi orucunu bozabilir mi?

Kusmak orucu bozmaz. Dolayısıyla sadece bu sebepten dolayı yemek-içmek caiz değildir. Fakat kustuktan sonra hastalanmış olursanız o takdirde orucunuzu bozabilir, Ramazandan sonra da kaza edersiniz.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/orucluyken-ilac-alan-kisiye-ne-lazim-gelir.html

Kusmanın orucu bozup bozmayacağına dair daha geniş bir cevap için lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/agiz-dolusu-da-olsa-kusmak-orucu-bozar-mi.html