Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Oruç

Günde üç kez ilaç almak zorunda olan hastalar oruç tutmasalar olur mu?

İlaç kullanmak zorundaysanız iyileşinceye kadar oruç tutmayabilirsiniz. Böyle bir ruhsatınız vardır. Ramazandan sonra tutamadığınız günleri kaza eder, borçlarınızı tamamlarsınız.

Lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayınız:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/hasta-veya-yolcu-oldugu-icin-oruc-tutamayanlar-ne-yapmali.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/reflu-hastasiyim-ilac-icmem-gerekiyor-oruc-tutmasam-olur-mu.html

Hiperbarik oksijen tedavisi orucu bozar mı?

Aşağıdaki linkte verilen bilgilere göre medikal bir tedavi sayılan hiperbarik oksijenin, boğazdan geçen sıvı veya katı ilaçlar gibi olmadığı, bu yüzden orucu bozmayacağı anlaşılmaktadır.

www.itf.istanbul.edu.tr/sualtihekimligi/index_dosyalar/Page394.htm

NOT: Hiperbarik Oksijen Tedavisi, bir basınç odasında tümüyle basınç altına alınan hastaya aralıklı olarak % 100 oksijen solutmak suretiyle uygulanan medikal bir tedavi yöntemidir. Bu konuda geniş bilgiye yukarıdaki linkten ulaşılabilir.

Ramazanda bilerek orucumu bozdum? Ne gerekir?

Ramazan ayında akıl-bâliğ her Müslümanın orucunu tutması gerekir. Mazeretsiz olarak oruç tutmaması haram olup büyük günahtır. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Onu (orucu) sayılı günlerde tutun. Sizden kim hasta veya yolculukta olursa tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde tutsun (…) Sizden kim Ramazanı yaşarsa onu oruçlu geçirsin. Kim o ayda hasta yahut yolculukta olursa o günler sayısınca diğer günlerde oruç tutsun. (Bakara, 2/184-185)

Ayetlerde sadece hasta ve yolcuların oruç tutmamaları halinde kaza edebilecekleri bildirilmiştir. Ramazan ayında mazeretsiz olarak oruç tutmayan kişi, ömrünü oruçla geçirse o eksiği kapatamaz.  Peygamberimizin şöyle dediği rivayet edilmiştir:

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ‏”‏ مَنْ أَفْطَرَ يَوْمًا مِنْ رَمَضَانَ مِنْ غَيْرِ رُخْصَةٍ وَلاَ مَرَضٍ لَمْ يَقْضِ عَنْهُ صَوْمُ الدَّهْرِ كُلِّهِ وَإِنْ صَامَهُ ‏”

“Kim Ramazan günü bir özrü ve hastalığı olmadan yiyip içerse bütün zamanlarını oruçlu geçirse bile o günün eksiğini kapatamaz.” (‏Buhârî, Savm, 29; Tirmizî, Savm ,27;  İbn Mâce, Sıyâm, 14; Dârimî, Savm, 18; Ahmed b. Hanbel, 2/458, 470.)

Onun yapacağı tek şey, tevbe edip bir daha o işi tekrarlamamaktır.

Benzer soruya cevabımız için lütfen aşağıdaki adresi inceleyiniz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/keyfi-olarak-tutulmayan-ramazan-orucunun-cezasi-nedir.html

Pazartesi ve perşembe oruçlarını tutarken sahura kalkmak şart mıdır?

Sahura kalkmak orucun şartlarından değildir. Tavsiye edilir, sünnettir, sağlık açısından da son derece faydalıdır. Bununla ilgili olarak Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

“Sahur yemeği yiyin. Çünkü sahurda bereket vardır.” (Buhari, Savm, 20; Müslim, Sıyâm, 45 (1095)

Fakat sahura kalkmayanlar, kalkamayanlar da oruç tutabilirler. Yeter ki imsak vakti başladıktan sonra bir şeyler yenilip içilmesin.

Tutulacak orucun farz oruç, kaza orucu veya nafile oruç olması arasında herhangi bir fark yoktur.

Ramazanda jinekolojik muayene orucu bozar mı?

Orucu bozan şeyler, yemek, içmek ve cinsel ilişkidir. Jinekolojik muayenede kadın herhangi bir ilaç içmediği sürece orucu bozulmaz.

Lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayın:

www.fetva.net/oruc/jinekolojik-muayene-orucu-bozar-mi.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/jinekolojik-muayeneden-sonra-gusul-abdesti-almak-gerekir-mi.html

Oruç tutamayan bir kadının iş yerinde yemek yemesi caiz midir?

Kadınlar âdetli oldukları günlerde oruç tutmalıdırlar. Çünkü âdet, oruca engel değildir. Fakat âdetli olduklarında kendilerini oruç tutamayacak kadar rahatsız hissedenler hasta hükmünde olurlar. Onlar, hastalara tanınan ruhsatı kullanarak oruç tutmazlarsa Ramazandan sonra bu oruçlarını kaza ederler.

Âdet döneminde oruç tutamayacak kadar kendini hasta hisseden bir kadın, hastalara tanınan ruhsattan yararlanarak işyerinin yemekhanesinde yemeğini yiyebilir. Bunda herhangi bir sakınca olmaz.

YAYIMLANDIĞI YER: Yahya Şenol, Ramazan ve Oruç, 3. Baskı, Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2017, s. 112-113.

Ayrıntılı bilgi için lütfen aşağıdaki linki de tıklayın:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/adetli-kadinlar-ramazanda-oruc-tutabilirler-mi.html

Ağız dolusu da olsa kusmak orucu bozar mı?

Kusmak orucu bozmaz. Zira orucu bozan şeyler; yeme, içme, cinsel ilişki ve bu kapsama dâhil olan şeylerdir. Kusmak bunlardan hiçbirine girmez.

Buhârî’de yer alan bir kayda göre Abdullah İbn Abbâs ve İkrime (ra) “Oruç, vücuttan içeri girecek şeylere karşı kendini tutmaktır; dışarı çıkacak şeylere değil” diyerek kusmanın orucu bozmayacağını söylemişlerdir. (Buhârî, Savm, 32)

Fıkıh kitaplarında ise kasten kusmanın oruç bozacağı; fakat istemeden kusmanın bozmayacağı belirtilmektedir. Bu görüşte olanlar, Ebû Hureyre’nin naklettiği şu hadisi delil getirmektedirler:

Allah’ın Elçisi şöyle buyurmuştur:

“Oruçlu iken istemeyerek kusan kimseye kaza gerekmez. (Ama) Kendi isteği ile kusarsa orucunu kaza etsin.” (Ebû Dâvûd, Sıyâm, 33; Tirmizî, Savm, 25; İbn Mâce, Sıyâm, 15)

Bu hadise kitabında yer veren İmam Tirmizî şu açıklamalarda bulunmuştur:

“Muhammed (İmam Buhârî) diyor ki: Bu hadis Ebû Hureyre’den değişik şekillerde rivayet edilmiş olup senedi pek sağlam değildir. Ebû’d Derdâ, Sevbân, Fedâle b. Ubeyd’den de Resûlullâh (s.a.v.)’in kusarak orucunu bozduğu rivayet edilmiştir. Bunun anlamı şudur: Resûlullâh nafile oruç tutuyordu, kustu. Zayıf ve güçsüz kaldığı için orucunu devam ettirmedi. Bu konudaki bazı hadisler bu şekilde yorumlanmıştır.” (Tirmizî, Savm, 25)

Oruçla ilgili ayetlere bakıldığında ağız dolusu da olsa kusmanın orucu bozmayacağı anlaşılmaktadır.

YAYIMLANDIĞI YER: Yahya Şenol, Ramazan ve Oruç, 3. Baskı, Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2017, s. 99-100.

Ramazanda av yapmak yasak mıdır?

Devlet av yasağı uygulamıyorsa Ramazan ayında avlanmanın bir sakıncası yoktur.

Yasak zamanı avlanmak konusunda daha önce verdiğimiz cevabımızı okumak için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/yasak-zamani-avlanmak-caiz-midir.html

Hz. Ömer’in “bu ne güzel bidat oldu” sözünü açıklar mısınız?

Cevaba geçmeden önce bid’at’ın ne manaya geldiğini bir görelim:

Bid’at, İslam’dan olmadığı halde sonradan ortaya çıkan ve ibadet kabul edilen görüş ve ameller, sünnete aykırı davranışlara denilir.

Hz. Ömer’in söylediği “bu ne güzel bid’at oldu(Buhari, Teravih, 1) cümlesindeki “bid’at” kelimesi, yukarıdaki anlamda kullanılmamıştır. Bu cümlenin “böylesi daha güzel oldu” şeklinde yani terim anlamıyla değil sözlük anlamıyla anlaşılması gerekiyor. Zira Hz. Ömer bu uygulamasıyla dinde bir yenilik ortaya çıkarmamıştır. Onun yaptığı, ashabın mescit içinde kiminin tek başına, kiminin de iki-üç kişilik küçük cemaatlerle kıldıkları nafile bir namazın tek bir cemaatle kılınmasını sağlamaktır. Nafile namazların cemaatle kılınması ise dinde bir yenilik değildir. Bunun örneği sünnette vardır. Şöyle ki:

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem itikâfta iken kendisine farz, ümmetine ise sünnet olan teheccüd namazını (yaygın olarak bilindiği gibi bu namaz teravih değildir!) kılarken Ashaptan ona katılanlar olmuştu. Üç gün süreyle bu böyle devam etmiş, dördüncü gün Nebimiz bu namazın farz gibi algılanmaması için ashaba evlerinde kılmaları gerektiğini söylemiş ama üç günlük namazlarının da geçersiz olduğunu söylememişti! Demek ki teheccüd namazı cemaatle de kılınabilen bir namazdır. Ancak bu namazı camide değil de evde ve bir miktar uyuyup uyandıktan sonra kılmak daha faziletlidir. Nebimizin bununla ilgili hadisi şöyledir:

(…) “Ey insanlar, bu namazı evinizde kılın. Çünkü bir kimsenin farz namaz dı­şında kıldığı namazın en değerlisi evinde kıldığıdır.” (Buhari, Ezan, 81; Müslim, Salâtü’l-Müsafirin, 213 (781))

Sorunuzda geçen sözün yer aldığı hadisin sonunda Hz. Ömer de şöyle söylemiştir:

“(…) Bu namazın bunların uyuduğu vakitte kılınanı, şu anda kıldıkların­dan daha faziletlidir.” (Buhari, Teravih, 1)

Teravih namazı hakkında geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linkleri tıklayınız:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/peygamberimiz-uc-gun-sureyle-teravih-namazi-kildirmis-midir.html

www.cerideiilmiyye.org/wp-content/uploads/2019/05/yahya-senol-21-sayi-teravih-namazi-sunneti-mekkede-mi.pdf

Orucun hikmeti açların halinden anlamak mı?

Yüce Allah, Bakara sûresinin 183. ayetinde orucun farz kılınmasının amacını şöyle belirtmiştir:

“Ey inanıp güvenenler! O oruç, sizden öncekilere yazıldığı şekliyle size de yazıldı ki kendinizi koruyasınız.(Bakara, 2/183)

Görüldüğü gibi orucun esas hikmeti, kişinin kendisini koruyabilmesidir. Esas korunma, Cehennemden korunmadır. Bu ise ancak şirke düşmemekle olur. Bununla birlikte günahlardan da korunmak gerekir. Oruç tutan kişi, canı çektiği ve imkânı olduğu halde Allah’ın emrini kendi arzularına tercih ederek yemeyi içmeyi ve eşiyle cinsel ilişkiyi terk edip böyle bir koruma altına girmiş olur.

Bununla ilgili bir yazımız için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/firsatlar-ayi-ramazan.html

Bununla beraber oruç insanın sağlığını korur, nimetlerin kıymetini bilmesini sağlar, sabırlı olmayı ve aç kalmanın ne demek olduğunu öğretir.

Oruçta daha nice hikmetler vardır. Onları tespit için uzmanlarıyla ekip çalışmaları yapmak gerekir. Faizin haram kılınmasının hikmetlerini, hiç kimse ekonomi uzmanları kadar bilemez. Orucun hikmetleri de tıp, sosyoloji, psikoloji gibi alanlarda uzmanlaşmış kişilerin yer aldığı ekip çalışmalarıyla tespit edilebilir. Bugün, tıpta oruçla tedavi yöntemi uygulanmakta ve çok ilginç sonuçlar alındığı söylenmektedir.

YAYIMLANDIĞI YER: Yahya Şenol, Ramazan ve Oruç, 3. Bs., Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2017, s. 85-86.

Bu sorunun görüntülü cevabını izlemek için lütfen tıklayınız: