Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Evlilik

Evlenmeden önceki günahımız evlilikle affedilir mi?

Dinimizde birbirine nikâh düşen kadın ile erkek nikâh olana kadar yabancı kabul edildiği gibi flört, sevgili olmak ve arkadaşlık gibi şeyler de bulunmamaktadır. Zinaya yaklaştıran her şey haram kılınmıştır. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, çok çirkin bir iş ve kötü bir yoldur.” (İsrâ, 17/32)

“Mümin erkeklere söyle, gözlerini önlerine indirsinler ve edep yerlerini korusunlar….” (Nur, 24/30)

“Mümin kadınlara da söyle, gözlerini önlerine indirsinler ve edep yerlerini korusunlar….” (Nur, 24/31)

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/bir-erkegin-kiz-arkadasi-olabilir-mi.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/flort-zina-midir.html

Allah’a kesin söz verir, tevbe eder, evleninceye kadar birbirinizden uzak kalırsanız Allah Teala sizleri affeder. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Ancak, bunun ardından tevbe edip düzelen kimseler için söz yoktur. Çünkü Allah bağışlayıcıdır, merhametlidir.” (Nur 24/5)

“… Ancak tevbe eden, inanan ve iyi iş yapan başka. Allah onların kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah bağışlar, ikram eder. Kim tevbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesiz o, tövbesi kabul edilmiş olarak Allah’a döner.” (Furkan 25/68–71)

İslam’da mut’a nikâhı var mıdır?

Mut’a, erkeğin kadına vereceği bir mala karşılık, sadece onun cinselliğinden yararlanmasına imkân veren sözleşmedir. Bununla taraflar karı-koca sayılmaz, aralarında nafaka, miras, boşanma vs. hükümler geçerli olmaz. Süre dolunca ayrılık gerçekleşir.

Mut’anın, Resûlullâh döneminde uygulandığı iddia edilir. Ehl-i Sünnete göre daha sonra yasaklanmıştır; ama Caferîlere göre geçerliliği devam etmektedir.

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/muta-nikahinin-dinimizdeki-yeri-nedir.html

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/muta-nikahi-islamin-ilk-yillarinda-serbestti-de-sonradan-mi-yasaklandi.html

Her iki iddia da kabul edilemez. Çünkü. Mekke’de inen ayetlerde Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Müminler, ferclerini koruyan kimselerdir[1]. Onlar sadece eşlerine veya hâkimiyetleri altındaki esirlere karşı kınanmazlar.” (Mü’minûn, 23/1-6)

Ferc, iki bacak arasına ve çevresine; erkek, kadın ve gençlerin avret yerlerine verilen isimdir[2].  Mut’a, taraflardan birini diğerinin eşi yapmayacağı için âyet, onun yanında avret yerlerini açmayı yasaklamıştır. Yanında avret yerlerini açmanın yasak olduğu kişiyle de cinsel ilişkiye girilemez.

Yazının devamı için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.suleymaniyevakfi.org/nikah-evlilik/muta-nikahi.html


[1] Burada cinsel ilişki kast edilemez. Çünkü o manadaki ayetler, “fuhuş çeşitlerinden uzak duranlar” şeklinde ifade edilir. Buradaki anlam, edep yerlerinin örtülmesinden başka bir şey değildir.

[2] İbn Manzur, Cemalüddin Muhammed b. Mukerrem, Lisânu’l-Arab, Beyrut trs. فرج maddesi.

Aişe Validemiz dokuz yaşındayken mi Resûlullâh ile evlendi?

Öncelikle bu gibi konuda onlarla tartışmaya girmemenizi tavsiye ederiz. Zira onlar bu gibi konuları anlayamadıkları için iman etmiyor değiller ki! Onların amacı, bu gibi tuzak sorularla iman etmiş bireylerin akıllarını karıştırmak ve onları imandan çevirmektir. Siz ne kadar izah etmeye çalışırsanız çalışın, onlar sizin dediklerinizi dinlemezler.

Kur’an’a göre Nebîmizin eşlerinin, mü’minlerin “anneleri” olduğu ve onlarla kimsenin evlenemeyeceği hükme bağlanmıştır. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Bu Nebi, müminler için kendi canlarından önce gelir; eşleri de onların anneleridir…” (Ahzâb, 33/6)

“… Allah’ın elçisini üzmeye ve onun arkasından eşlerini nikâhlamaya asla hakkınız yoktur. Böyle yapmanız Allah katında ağır bir kusur olur.” (Ahzâb, 33/53)

Her ne kadar bazı hadis kitaplarında Aişe Validemizin Nebîmizle dokuz yaşındayken evlendiği ve onun vefatında 18 yaşında olduğu bildirilmekte ise de (Bkz: Buhârî, Nikâh, 38,39; Müslim, Nikâh, 70; Tirmizî, Nikâh, 18; Ebû Dâvûd, Nikâh, 32; Nesâî, Nikâh, 29; İbn Mâce, Nikâh, 13) farklı rivayetler, tarihi olaylar arası mukayese ve çıkarımlar ve tarihi kaynaklardan hareketle Aişe Validemizin zifaf yaşının 18-21 aralığında olduğuna dair tespitler vardır. Kur’an’a uygun olan da budur. Çünkü Kur’an, Arap halkının konuştuğu dil ile inmiştir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

Biz, her resûlü kendi halkının dili ile gönderdik ki onlar için her şeyi ortaya koysun. Bundan sonra Allah, sapıklığı tercih edeni sapık sayar, hidayeti tercih edeni de yoluna kabul eder. Daima üstün ve bütün kararları doğru olan O’dur.” (İbrahim, 14/4)

Arap halkının dilinde “nikâh çağı” kavramı vardı. O kavram, buluğa ermiş ve reşit olmuş kişileri ifade ediyordu. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Yetimleri, evlenme çağına gelene kadar deneyin. Onlarda olgunlaşma (rüşd) görürseniz mallarını kendilerine verin; büyüyüp geri alacaklar diye onları israf ederek ve tez elden yemeyin..” (Nisâ, 4/6)

Evlenmek için erkeğin kadına mehir vermesi gerekir. Bu, Araplarda da uygulanmaktaydı. Kadının da mehri teslim alacak durumda olması gerekir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Kadınlara mehirlerini cömertçe verin. Eğer mehir olarak verdiğinizden bir şeyi gönül hoşluğu ile size bağışlarlarsa onu da gönül rahatlığıyla yiyin.” (Nisâ, 4/4)

Buna göre Arap kültüründe de evlenmek için reşit olmak gerektiği anlaşılmaktadır. Nebîmizin Aişe Validemiz ile evlenmesi, o çağda dedikodu sebebi olmadığına göre Aişe Validemizin reşit olması gerekirdi. Reşit bir kız, bugün de istediği kişi ile evlenebilir.

Hem Aişe Validemizin evlilik yaşı hem de küçüklerin evlendirilmesi konusunda geniş bilgi edinmek için aşağıdaki linkte bulunan dersimizi izlemenizi tavsiye ederiz:

www.kurandersi.com/mukayeseli-fikih-dersleri/cocuklarin-evlendirilmesi/

Küçüklerin evlendirilmesi konusunda daha önce verdiğimiz cevabı da aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/kiz-cocugunun-evlendirilme-yasi-minimum-kac-olabilir.html

Kardeş torunlarının birbirleriyle evlenmesi caiz midir?

Eğer aranızda süt kardeşliği yoksa evlenebilirsiniz.

Süt kardeşi olmadıkları sürece sadece kardeş torunları değil, kardeş çocukları yani amca, hala, dayı ve teyze çocukları da birbirleriyle evlenebilirler.

Akraba evlilikleri hakkında geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/akraba-evlilikleri-hangi-batna-kadar-haramdir.html

Bir kadın hamile olduğunu eşe dosta ne zaman duyurmalıdır?

Hamileliği açıklamanın belirli bir süresi yoktur. Bu gibi konularda toplumda oluşan âdâb-ı muâşeret yani görgü kurallarına göre hareket etmek uygun olur.

Bir kadının kendisine dinen yabancı olan erkek akrabalarına kaçıncı ayda olursa olsun “hamileyim” şeklinde bir açıklama yapması, genelde ayıp karşılansa da günah değildir. Zaten hamilelik birkaç ay sonra gizlenemeyecek bir hal aldığında bunu öğrenmeyen de kalmayacaktır.

Erkek kardeş, ölen abisinin hanımını eş olarak alabilir mi?

Bekâr olan erkek kardeş, ölen abisinin hanımı ile evlenebilir. Bunun dinen bir sakıncası yoktur.

Evlilikte tarafların rızası aranır. Bu, olmazsa olmaz bir şarttır. Yani kocası ölen kadın veya kayınbiraderi, böyle bir evlilik yapmak istemiyorlarsa kimse onları böyle bir evliliğe zorlayamaz. Bu konuda örfe/âdete/töreye itibar edilmez. Fakat hem erkek hem de kadın isterlerse evlenebilirler.

Benzer bir soru-cevap için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/yenge-ile-imam-nikahi.html

7 aylık bebeğim var. Dinen ne kadar emzirmem gerekiyor?

Çocukların emzirilmesi ile ilgili olarak Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Bu, emzirmeyi tamamlamak isteyenler içindir. Onların marufa uygun yiyecek ve giyeceği, çocuğun babasına aittir. Kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklenmez. Çocuğu yüzünden ne ana ne de baba zarara sokulur…” (Bakara, 2/233)

Buna göre en güzeli, çocuğu iki yaşını dolduruncaya yani 24 aylık olana kadar emzirmektir. Ayette de görüldüğü gibi iki yaşından önce çocuğunu memeden kesmek isteyen anne, bu kararı tek başına veremez; ancak kocası ile karşılıklı anlaşmak suretiyle çocuğunu erken bir zamanda sütten kesebilir.

Bununla ilgili görüntülü bir cevabımızı aşağıdaki linkten izlemenizi tavsiye ederiz:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/kurana-gore-bebekler-24-ay-mi-30-ay-mi-emzirilir.html

Kur’an-ı Kerim’e göre çok eşlilik konusunu anlatır mısınız?

Karı kocanın dışarıda el ele, kol kola gezmesi caiz midir?

Karı kocanın dışarıda el ele, kol kola gezmesinde bir sakınca yoktur. Fakat ibadette bile orta yolu emreden İslam, karı koca da olsalar insanların dışarıdaki hal ve hareketlerine dikkat etmelerini ister. Buna göre normal bir şekilde kol kola girmekte bir sakınca olmaz ama etraftakilerin dikkatlerini çekecek derecede sarmaş dolaş yürümeleri de caiz olmaz.

Kürtaj yaptırmanın hükmü nedir?

Annenin sağlık durumunun ciddi bir tehlikeye maruz kalması gibi bir zaruret varsa anne ve evladını birlikte kaybetme yerine sadece evladı feda etmek caiz olur. Sadece bu amaçla kürtaj yaptırabilir. Aksi taktirde kürtaj yaptırmak yani cenini öldürmek, doğmuş bir çocuğu öldürmek gibi haramdır.

Doğacak çocuğun hasta, özürlü, kusurlu, geri zekâlı veya kısa ömürlü olması gibi nedenlerden dolayı cenine müdahale ederek hayatına son vermek de caiz değildir. Bu konuda genetik bilimine ve ultrasonografi yöntemine güvenirlik derecesi tartışmalıdır. Çünkü günümüzde ultrasonografi yöntemiyle özürlü doğacağı ve birtakım hayati riskler taşıdığı tespit edilen bir kısım ceninlerin kürtaj edilmeyip, doğumları gerçekleştiğinde sapasağlam doğdukları görülmektedir. Birçok hukukçu da bu gerçeği müşahede etmiştir.

Sonuç olarak hamileliğin ilk safhasından itibaren kesin ve meşru bir zaruret olmaksızın, düşürmek veya aldırmak yoluyla bir ceninin hayatına son vermek caiz değildir. Ceninde özürlülüğün tespit edilmesi, kürtaj nedeni olarak kabul edilmez. Sadece annenin hayatının kurtarılması, haklı ve meşru bir zaruret kabul edilmiştir.

Aşağıdaki linkte bir öğrencimize yaptırdığımız İslâm Hukukunda Cenine Müdahalenin Hükmü başlıklı yüksek lisans tezi bulunmaktadır. Konuyla ilgili delilleri oradan okumanızı tavsiye ederiz:

www.suleymaniyevakfi.org/fitrat-ve-tip-arastirmalari/kurtaj-ve-cenin.html

Alevi bir erkekle Sünni bir kız evlenebilir mi?

Cevap için lütfen aşağıdaki linkleri tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/bir-alevi-ile-bir-sunni-evlenebilir-mi.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/es-seciminde-nelere-dikkat-etmemiz-gerekiyor.html

Peygamberimiz ile Hz. Aişe validemizin evliliği hakkında bilgi verir misiniz?

Tüp bebek tedavisi mi, kaderimize razı olup sabretmek mi?

Tüp bebek bir tedavi yöntemidir. Normal yollardan çocuk sahibi olamayan çiftler aşağıdaki linkte belirtilen şartlara uymak kaydıyla tüp bebekle çocuk sahibi olabilirler. Tedavi olmayıp kaderlerine razı olmaları diye bir şey söz konusu değildir. Tedavi olmak da kaderin bir gereğidir.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/tup-bebek-yontemi-ile-cocuk-sahibi-olmakta-dinen-bir-sakinca-var-midir.html

Allah bir dert vermişse mutlaka devasını da vermiştir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

Üsâme b. Şerîk radıyallahu anh’ten rivâyete göre, o şöyle demiştir: Bedeviler (Peygamberimize gelerek): Ey Allah’ın Resûlü! Hastalanırsak tedavi yoluna gidelim mi? Dediler. Resûlullah da: “Evet tedavi görün. Ey Allah’ın kulları tedavi olunuz. Çünkü Allah yarattığı her bir hastalık için mutlaka şifasını ya da devasını yaratmıştır. Ancak bir hastalık müstesnadır” buyurdular. Bunun üzerine “o bir hastalık nedir ey Allah’ın Resûlü?” dediklerinde; “O, ihtiyarlıktır” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Tıp, 1; Tirmizi, Tıp, 2; İbn Mâce, Tıp, 1)