Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Evlilik

Gerdek gecesi bakire olmadığı anlaşılan eşi boşama hakkı var mıdır?

Hayır isteyemez. Kadının cinsel organında, ilişkiye engel olacak şekilde kemik veya et parçası bulunması yahut ön ile arka arasındaki perdenin yırtık ol­ması gibi şeyler kadın için bir sorun sayılır. Erkek böyle bir şikayetle mahke­meye başvurduğu taktirde belli bir usûl içinde yürütülecek yargı sonunda ni­kah akdinin feshine karar verilebilir. Kızlık zarının olmaması bu sorunlar­dan değildir. Kızlık zarının yokluğu sebep gösterilerek nikahın feshi talep edilemez.

Bâkirelik her ne kadar çok önemli ise de kızlık zarı, sıçramak, düşmek, yüksekçe bir yerden atlamak gibi sebeplerle yırtılmış olabilir. Aksi sabit oluncaya kadar bir kişinin suçsuz sayılması, vazgeçilmez bir pren­sip olduğundan kızlık zarının böyle bir sebeple yırtıldığı varsayılarak değer­lendirmenin kadının lehinde yapılması gerekir. Kızlık zarının neden yırtıldığını ne kadının eşi, ne mahkeme, ne de bir başkası sorabilir. Kimseye böyle bir hak tanınmamıştır.

Bâkire olması şartıyla bir miktar mehir verilerek evlenilen kadının kız­lık zarının yırtık olduğu, kocasıyla ilişki esnasında ortaya çıksa mehirden bir eksiltme de yapılmaz. (Ömer Nasuhi BİLMEN, Hukukı İslamiyye ve Is­tılahatı Fıkhiyye Kâmusu, İst. 1985,II, 141.)

Bekâret kontrolü ancak şöyle olabilir: Kadın, eşinin kendisiyle cinsel ilişkiye giremediğini iddia ederek ayrılma talebiyle mahkemeye baş vurursa hakim bakar; eğer erkek, tedavi edilebilir bir durumda ise tedavi için bir yıl süre tanır ve tedavi olmasını tenbih eder. Bu süre sonunda kadın eşinin halâ kendi ile ilişkiye giremediğini iddia eder de erkek bu iddiayı reddederse bakılır; eğer kadın bakire ise bekaret kontrolü yapılabilir. Bu kontrol, kadının talebiyle boşanma kararı verebilmek içindir. (Ö. N. BİLMEN, Hukukı İslamiyye ve Is­tılahatı Fıkhiyye Kâmusu, c. II, s. 351.)

Bir erkek karısını boşayıp baldızını alabilir mi?

Nisâ suresinin 23. ayetine göre iki kız kardeş ile aynı anda evli olmak haramdır. Fakat kişi, karısının ölümü veya onu boşaması halinde karısının kız kardeşi ile evlenebilir. Nikâh için, boşadığı karısının iddet müddetinin bitmesini beklemesi gerekir. Onun iddeti bittiği andan itibaren baldızı ile evlenebilir. (Bkz: Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuk-ı İslamiye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu, cilt: 2, sayfa: 101.)

Bahsettiğiniz durum her ne kadar örfümüzde hoş karşılanmasa da bu konuda dinimizde herhangi bir yasak söz konusu değildir.

Kardeşimle birlikte annemden süt emen kız benim de kardeşim olur mu?

Dinimize göre evlenme engellerinden biri, süt hısımlığıdır. O kız sizin annenizden süt emdiğine göre sizin sütkardeşinizdir. Onunla evlenmeniz haramdır.

Evlilikte süt akrabalığı konusunda geniş bilgi için aşağıdaki linklerde yer alan dersimizi izlemenizi tavsiye ederiz:

www.kurandersi.com/konulu-kuran-sohbetleri/2009/sut-akrabaligi-1.html

www.kurandersi.com/konulu-kuran-sohbetleri/2009/sut-akrabaligi-2.html

Gerdek gecesi kılınan iki rekât namazın hükmü nedir?

Gerdek gecesi kılınan namaz ile alakalı olarak kaynaklarda herhangi bir emir yoktur. Sadece Ashab-ı Kiram’ın bazılarının bu namazı kıldıkları ve tavsiye ettiklerine dair bilgiler mevcuttur. Buna bakılarak bu namazın müstehap olduğu söylenebilir.

Bu namazı kılacak olan kişinin erkek, kız, dul olup olmamasının herhangi bir farkı yoktur.

Kılındığında sevap kazanılacak, kılınmadığında ise günah olmayacak olan bu namazı isteyen herkes kılabilir. Yükümlülük söz konusu değildir. İsteğe bağlıdır.

Evlilik yüzüğü caiz midir?

Evlilik yüzüğü, kişilerin evli olduğunu gösteren bir alamettir. Her toplum kendi örflerine göre evli veya nişanlı olduğunu belli eden bir alamet takar. Yüzük bunlardan biridir ve takılmasında dinen bir sakınca bulunmamaktadır.

Evlilik yüzüğüne bid’at denilemez. Zira bir şeye bid’at denilebilmesi için bunun dinin iman veya ibadet alanı ile ilgili bir yenilik olması gerekir. Yüzük bunlara dâhil değildir.

Nişandan sonra taraflar evlenmekten vazgeçebilirler mi?

Nişan, ileride evlenmek üzere verilen sözden ve yapılan bazı törenlerden ibarettir. Söz kesmek, ileri bir tarihte evlenmeyi kararlaştırmak demektir. Dolayısıyla nişanlanma ve söz kesme taraflar arasında bir nikâh bağı doğurmaz. Çünkü nikâh, tarafların birbirlerini karı koca olarak kabul ettiklerini, şahitler huzurunda usulüne uygun olarak ifade etmelerinden ibarettir. Nişan, nikâh sayılmadığı için nişanlılar baş başa kalamazlar, biri ölünce diğeri ona mirasçı olamaz. Taraflardan her biri evlenmekten vazgeçebilir.

Nişan bozulursa hediye ve altınlar iade edilir mi?

Nişan esnasında verilen hediyeler evlenmek maksadıyla verilen hediyelerdir. Dolayısıyla nişan bozulup evlenme maksadı ortadan kalkınca verilen hediye ve altınlar geri alınır. Fakat hediyelerden harcanan yani tüketilen olmuşsa bunların bedeli kız tarafından geri istenmez; harcanan harcanmıştır. Nişandan sonra nikahsız olarak meydana gelen halvet ise günahtır, buna her iki tarafın tevbe istiğfar etmesi gerekmektedir.

Hangi hallerde nikâh tazelenmesi gerekir?

Evli olanlar için nikâh tazeleme diye bir şey yoktur. Evlilik devam ederken nikâh tazelenmez. Nikâh sadece bir veya ikinci boşanmadan sonra yeniden kıyılabilir. Bunun da kadın ve erkek tarafından icap-kabul, denetim ve ilan gibi şartları vardır, sadece dua ile nikâh kıyılmaz. Bazı camilerde yapıldığı görülen bu uygulamanın ayet veya hadislerden herhangi bir delili bulunmamaktadır.

Evliliğin hangi hallerde sonlanacağı yani boşanmanın hangi hallerde gerçekleşeceğini sitemizde bulunan Talak (Erkeğin Boşaması) başlıklı yazıdan öğrenebilirsiniz. İlgili yazıya aşağıdaki linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.

www.suleymaniyevakfi.org/kuran-arastirmalari/talak-erkegin-bosama-hakki.html

Şakayla nikâh olur mu?

Bu yapılan, nikâh sayılmaz. Bu böyle olunca o iki kişiye söylenmesinin de hiçbir anlamı yoktur. Yapılan iş olsa olsa bir evlenme vaadidir. Nikâhın belirli şartları vardır; velinin onayı, kızın rızası, iki şahit gibi. Bu şartlar yerine getirilmeden kıyılan bir nikâh geçersizdir. Bu konuda daha detaylı bir bilgiye ulaşmak için lütfen aşağıdaki linkleri tıklayınız:

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/velisiz-nikah.html

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/nikahin-denetlenmesi.html

Bir kişi başka birisine baba diyebilir mi?

Sakınca yoktur. Çünkü “baba” kelimesi, insanın kendi babası için söylendiği gibi kendisine hürmet edilen büyükler için de söylenebilir. Yani örf ve adette, kişinin kendi babası yaşında olanlara baba demesi “bu benim öz babamdır” anlamında değil, aksine hürmet için söylenmiş bir sözdür. Dolayısıyla eşlerin birbirlerinin anne ve babalarına “baba”, “anne” demelerinde bir sakınca yoktur. Yasak olan, bir insanın öz babasını inkar ederek kendisinin bir başka kişinin evladı olduğunu iddia etmesidir.

Dayı oğlu ile hala kızı evlenebilir mi?

Eğer sorunuzda bahsettiğiniz dayı oğlu ile hala kızı süt kardeş değillerse evlenmelerinde dinen bir sakınca olmaz. Yakın akrabalardan evlenilmesi yasak olanlar şunlardır:

“Babalarınızın evlendikleri kadınlarla evlenmeyin, geçmişte olanlar artık geçmiştir çünkü bu bir fuhuş ve iğrenç bir şeydir, ne kötü yoldur!

Sizlere, analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren sütanneleriniz, sütkardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz kadınlarınızın yanınızda kalan üvey kızlarınız ki onlarla gerdeğe girmemişseniz size bir engel yoktur, öz oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir arada almak suretiyle evlenmek, -geçmişte olanlar artık geçmiştir- size haram kılındı. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder.” (Nisa, 4/22-23)

Bunların dışında kalan akrabalarla evlenmek helaldir.

Bir Alevi ile bir Sünni evlenebilir mi?

Alevilik başlı başına bir din değildir. Kendisini Müslüman olarak bilen, Allah’ı, Peygamberi tanıyan, Kur’an’ın bütün hükümlerini kabullenen ve elinden geldiği kadar bunları yerine getirmeye çalışan Aleviler vardır. Evlilikle ilgili diğer şartlar yerine getirildiği taktirde böyle bir kişi ile evlenmekte herhangi bir sakınca olmaz.

Fakat kendini Alevi olarak tanıtıp da İslam’ın koymuş olduğu hükümleri tanımayan, onları -hâşâ- gereksiz bulan ve Peygamberimiz hakkında, ashab-ı kiram hakkında ileri geri konuşan bir kişi Müslüman sayılmaz. Böyleleri ile ilgili olarak Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“İmana gelene kadar, müşrik kadınlarla evlenmeyin. Mümin cariye (kadın köle) müşrik kadından elbette iyidir; isterse gönlünüzü çelmiş olsun. İmana gelene kadar, müşrik erkeklere kız vermeyin. Mümin köle müşrikten elbette iyidir; isterse gönlünüzü çelmiş olsun. Onlar sizi ateşe çağırırlar; Allah ise kendi bildirmesiyle cennete ve affa çağırır. Allah âyetlerini insanlara açıklar, belki akıllarını başlarına toplarlar.” (Bakara 2/221)

www.suleymaniyevakfi.org sitemizde Alevilik başlıklı bir araştırmamız bulunmaktadır. Bu yazıyı okumanızı tavsiye ederiz.  Aşağıdaki linkten ilgili yazıya ulaşabilirsiniz:

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/tarih-arastirmalari/islamiyet-icinde-alevilik.html

Kadın Şafii, erkek Hanefi ise nikâh nasıl kıyılmalıdır?

Nikâh mezheplere göre değil Peygamber Efendimizin kıydığı şekle göredir. O nasıl kıymışsa Müslümanlar da öyle kıymalıdır. Mezheplerin farklı olması nikâh akdinde de bir farklılık doğurmaz. Güvenilir iki şahit, velilerin onayı, marufa uygunluk ve mehir bunun için yeterli şartlardır.

Daha geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linkleri tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/imam-nikahinin-sartlari-nelerdir.html

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/velisiz-nikah.html

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/nikahin-denetlenmesi.html

Gerdek gecesi âdetli olan gelinin imam nikâhı geçerli olur mu?

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Sana kadınların âdet hallerinden soruyorlar. De ki, o bir eziyettir. Âdet günleri onları yalnız bırakın. Temizleninceye kadar yaklaşmayın. Tertemiz oldular mı, onlara Allah’ın size emrettiği yerden yaklaşın. Allah tevbe edenleri sever, tertemiz olanları da sever.” (Bakara, 2/222)

Bu ayete göre kadınlar âdet dönemindeyken temiz değildirler. Dolayısıyla şartlarından biri temizlik olan namaz ibadetinden âdet dönemlerinde sorumlu değildirler. Ayete göre âdetli bir kadına yasak olan diğer bir şey ise kocasıyla cinsel ilişkide bulunmasıdır. Bunun dışında âdetli bir kadına, yapması yasak olan bir şey yoktur.

Bir nikâhın geçerli olabilmesi için kadının âdetli olmaması diye bir şart yoktur. Kadının âdet döneminde kıyılan nikâh geçerlidir, temizlendikten sonra tekrar nikâh kıyılmasına gerek yoktur.

Zina yapmış ve pişman olmuş biriyle evlenilir mi?

İnsan tabiatı itibariyle günah işlemeye meyilli yaratılmıştır. Ve dünya imtihan dünyasıdır. İnsanın önüne onu günaha sürükleyecek, yoldan çıkaracak türlü türlü şeyler çıkacaktır. Bunların başında “şeytan” gelmektedir. Şeytan kıyamet gününe kadar, insanları yoldan çıkarmak için Allah’tan izin almıştır. Bu durum Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılır:

“İblis (Allah’a): “Bana insanların tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet ver.” Dedi. Allah: “ Haydi sen mühlet verilenlerdensin.” Buyurdu. İblis: “ Öyleyse beni azdırmana karşılık, and içerim ki ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükredenlerden bulamayacaksın.” Dedi.” (A’raf, 7/14-17)

Ayetlerde görüldüğü gibi şeytan sürekli insanlara sokulacak; önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından. Ve böylece insanlar harama, günaha düşeceklerdir. Peki sonra ne olacak? Yaptığı kötü işlerden utanan, pişman olanlar ne yapacak? İşte tam burada Allah “tevbe” müessesesini getirmiştir. Yaptığından pişman olanlar, bir daha yapmamak üzere tevbe edecek, Allah’ın af ve mağfiretine sığınacak ve Allah da onları affedecektir:

“Kötülükleri işleyip de sonra ardından tövbe edenler ile iman (larında sebat) edenlere gelince şüphe yok ki, Rabbin ondan (tövbeden) sonra elbette çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (A’raf, 7/153)

“Sonra, şüphesiz ki Rabbin; cahillik sebebiyle kötülük yapan, sonra bunun ardından tövbe eden ve durumunu düzeltenlerden yanadır. Şüphesiz Rabbin bundan sonra da elbette çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Nahl, 16/119)

“Allah katında (makbul) tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra çok geçmeden tövbe edenlerin tövbesidir. İşte Allah bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nisa, 4/17)

“De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Zümer, 39/53)

“Şüphe yok ki ben, tövbe edip inanan ve salih ameller işleyen, sonra da doğru yol üzere devam eden kimse için son derece affediciyim.” (Taha, 20/82)

Ayetlerde çok açık bir şekilde görüldüğü gibi günahından tevbe eden ve iyi işler yapanı Allah bağışlamaktadır. Bahsettiğiniz fiil, Allah’ın yasaklamış olduğu büyük günahlardan bir tanesidir. Değil o işi yapmak, ona yaklaşmak bile haram kılınmıştır:

“Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.”

Ama yapılan bu işten pişman olunmuş, tevbe edilmişse -inşallah- bu günah bağışlanacaktır. Önemli olan kişinin durumunu düzeltmesi ve güzel işler yapmasıdır. Böyle biri ile evlenmenizde dinen bir sakınca bulunmamaktadır.

Benzer bir cevap için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/gecmiste-zina-yapmis-fakat-tevbe-etmis-biriyle-evlenebilir-miyim.html

Müslüman bir erkek Hristiyan bir bayanla evlenebilir mi?

Onlara Kur’an’ı okuduğunuzu, Mâide suresinin 5. ayetinde böyle bir müsaadenin olduğunu gördüğünüzü söylerseniz bu, onları memnun eder ve evlenmenize müsaade ederler. Eğer şüpheleri devam ederse en yakın müftülüğe başvurarak onlardan bu konuda bir yazı almanız uygun olur.

Mâide suresinin 5. ayeti şöyledir:

“Bugün size, iyi olanlar helâl kılındı. Kendilerine kitap verilmiş olanların yiyeceği size helâl, sizin yiyeceğiniz onlara helâldir. Mehirlerini verir, namuslu olur, gizli dost tutmazsanız iffetli mümin kadınlar ile kendilerine kitap verilmiş olanların iffetlileri de size helâldir. Kim imanını gözardı ederse yaptıkları boşa gider; Ahirette kaybedenlere karışır.”

Gayrimüslim ve dul bir bayanla evlenilir mi?

Bakire olmaması zinadan dolayı ise Nûr suresinin 3. ayetinde belirtilen: “Zina eden bir erkek ancak zina eden veya Allah’a eş koşan bir kadınla evlenebilir. Zina eden bir kadın da ancak zina eden veya Allah’a eş koşan bir erkekle evlenebilir. Evlenmenin bu türlüsü müminlere haram kılınmıştır.” hükmünce evlenmeniz yasaktır.

Yine bu surenin 5. ayetinde tövbe edip, kendisini düzeltenlerle evlenilmesine müsaade etmiştir. Ayet şöyledir:

“Ancak, bunun ardından tövbe edip düzelen kimseler için söz yoktur. Çünkü Allah bağışlayıcıdır, esirgeyicidir.”

Bir Müslüman erkek, ehli kitaptan yani Yahudi ve Hristiyan olan bir kadınla evlenebilir. Allah Teala, Mâide suresinin 5. ayetinde şöyle buyurur:

“Mehirlerini vermeniz, namuslu olmanız, zinadan uzak kalmanız ve gizli dostlar tutmamanız şartıyla inanan namuslu kadınlardan ve sizden önce kendilerine Kitap verilenlerin namuslu kadınlarından kendinize eş almanız size helaldir.”

Gayr-ı resmi boşanan kad‎ın‎ın mağduriyeti nasıl giderilecek?

Boşanma konusunda İslam âleminde bugün yaygın olan uygulamalar Kur’an-ı Kerim’e aykırıdır. Bu hususta www.suleymaniyevakfi.org sitemizde yer alan Talak (Erkeğin Boşama Hakkı) başlıklı yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.

www.suleymaniyevakfi.org/kuran-arastirmalari/talak-erkegin-bosama-hakki.html

Resmi nikâh ile olan evlenmelerde boşanmanın da resmi olmasına gayret göstermek gerekir. Aksi takdirde büyük problemler çıkabilir. Resmi olmayan bir boşanma Kur’an’a uygun olarak yapılmışsa yine de geçerlidir. Yani öyle bir boşanma ile kişinin karısı kendisine haram olur.