Miras
Miras payları kesindir, bir Müslümanın bunları değiştirme hakkı yoktur.
www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/bir-kisi-mirasini-cocuklarindan-sadece-birine-birakabilir-mi.html
Nisa suresi 11 ve 12. ayetlerde miras paylaşımının ayrıntıları verildikten sonra şöyle buyurulmuştur:
“Bunlar (miras paylaşımları) Allah’ın koyduğu sınırlardır. Kim Allah’a ve Elçisine boyun eğerse onu içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar, orada temellidirler, büyük kurtuluş işte budur.
Kim Allah’a ve Elçisine başkaldırır ve sınırlarını aşarsa onu temelli kalacağı cehenneme sokar. Alçaltıcı azap onadır” (Nisa, 4/13-14)
Görüldüğü gibi miras paylaşımı ile ilgili uygulamaların tümü Allah’ın değişmez yasalarıdır. Çeşitli gerekçelere dayanarak bu yasaları değiştirmeye kimsenin hakkı ve yetkisi yoktur. Her konuda olduğu gibi bu konuda da tam bir teslimiyetle Allah’ın ayetlerine teslim olmak, onları olduğu gibi kabul etmek gerekir.
www.fetva.net/yazili-fetvalar/kurandaki-miras-hukumlerini-uygulama-yukumlulugumuz-nedir.html
Eğer kız çocuklar, Kur’an’daki hükümlere göre değil de yürürlükteki kanunlara göre mirasın taksimini talep ederlerse sorumluluk onlara ait olur. Bu durumda onlar erkek kardeşlerinin hakkını yemiş olurlar.
Erkeklerin genel olarak kadınlardan fazla miras almalarının hikmetlerine ilişkin açıklamalı bilgi için lütfen aşağıdaki cevabımızı inceleyiniz:
Kelâle, çocukları ile birlikte annesi veya babası yahut her ikisi olmadan ölen kişi demektir. Bu durumda onun mirası, kardeşlerine veya kardeşlerinin çocuklarına kalır.
Çocukları ve annesi olmayan kişinin mirası ile ilgili ayet şöyledir:
“…Miras bırakan erkek veya kadın kelâle ise (çocuğu ve anası yok da ana tarafından) erkek veya kız kardeşi varsa bunlardan her biri altıda bir paya; kardeşler birden çok ise eşit oranda üçte bir paya, yapılan vasiyetin veya borcun, zarar vermeyecek şekilde edasından sonra sahip olurlar.” (Nisâ, 4/12)
Çocuğu ve babası olmayan kişinin mirasıyla ilgili ayet de şudur:
“Senden fetva istiyorlar. De ki; kelâle konusundaki fetvayı size Allah veriyor. Bir kimse ölür, çocuğu olmaz, tek bir kız kardeşi bulunursa bıraktığı mirasın yarısı ona kalır. Kız kardeş ölür de çocuğu bulunmazsa erkek kardeş onun bütün mirasını alır. Kız kardeşler iki tane ise mirasın üçte ikisi onlarındır. Mirasçılar; erkekli ve kızlı kardeşler ise erkek, iki kız payı alır. Yanılırsınız diye açıklamayı size Allah yapıyor. Allah her şeyi bilir.” (Nisa, 4/176)
Nebîmiz sallallâhu aleyhi ve sellem’den de “Kim ölür de geride veledi ve vâlidi kalmazsa onun mirasçıları kelâledir.” (Cessâs, Ahkâmu’l-Kur’ân, c: 2, s. 87; Beyhaki, Sünenü’l-Kübrâ, c: 6, s. 224) şeklinde bir hadis nakledilmesinin yanında onun bu konuda kendisine soru soranları da Nisâ suresinin 176. âyetine yönlendirdiği de kaydedilmektedir (Bkz: Müslim, Ferâiz, 2; Ahmed b. Hanbel, 1/318)
Nitekim kelâlenin veledi ve vâlidi olmayan olduğunda ittifak edildiği de söylenmiştir. (Bkz: İbn Adilber, el-İstizkâr, c: 15, s. 461).
Veled; alt soy, kız veya erkek evlat ve onların çocukları; vâlid ise anne ve baba anlamındadır.
Konu hakkında daha geniş bilgi edinmek isteyenler, aşağıda künyesi verilen makaleye müracaat edebilirler:
Abdurrahman Yazıcı, “İslâm Hukukunda Kelâle: Öz ve Üvey Kardeşlerin Fürû ve Usûl Hısımlarla Mirasçılığı”, Dini Araştırmalar, c: 16, sayı: 42, Ocak-Haziran 2013, s. 216-237.
Allah Teâlâ miras hükümlerinin nasıl olacağını mûrislere veya başka bir kimseye bırakmaksızın Kur’an-ı Kerim’de açıkça belirlemiştir. (Bkz: Nisâ 4/7, 11, 12, 176).
Bu hükümlere uyup uymayanlarla ilgili Allah Teâlâ miras hükümlerini ayrıntılı olarak belirttikten hemen sonra devamındaki âyetlerde müminlere şu müjde ve uyarıyı yapmaktadır:
“Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır. Kim Allah’a ve Elçisine itaat ederse Allah onu, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; orada devamlı kalıcıdırlar; işte büyük kurtuluş budur. Kim Allah’a ve Elçisine isyan eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır.” (Nisâ, 4/13-14).
İslam’daki miras hükümleri ile mevcut Medeni Kanun miras sistemi arasında “mirasçılıktan çıkartma”, “kanûnî ve irâdî mirasçılık”, “mahfuz hisseyle mirasçılık”, “kadın-erkek hisseleri farklılığı”, “mirasçı nasbı”, “evlatlığın mirası”, “redd-i miras”, “mûrisin borçlarına sorumluluk” gibi çeşitli yönlerden büyük farklılıklar bulunmaktadır.
Ayrıntısını araştırmalar bölümündeki makalemizden inceleyebilirsiniz.
Abdurrahman Yazıcı, “İslam Miras Hukuku ile Türk Medeni Kanunu Miras Sisteminin Mukayesesi”, Ekev Akademi Dergisi, yıl. 17, say. 55, (Bahar 2013), s. 167-180).
Kişinin babası veya annesi, miras bırakandan (dede veya ninesinden) daha önce ölmüşse torun/torunlar baba veya annelerinin yerine geçerek dedelerine mirasçı olurlar. Anne veya babalarının dede veya ninelerinden önce ölmüş olması, torunları mirastan mahrum etmez. Torunlar anne ile miras bırakana ulaşıyorlarsa kız çocuğun aldığı mal kadar, baba ile ulaşıyorlarsa erkek çocuğun aldığı kadar pay alırlar.
Sorunuza gelince: Siz de annenizin yerine geçerek dayınızla birlikte dedenize mirasçı olabilirsiniz. Bu durumda miras üçe ayrılır: İki hisseyi dayınız alır. Annenizin hissesi olan bir hisseyi de siz kardeşinizle paylaşırsınız.
Kur’an-ı Kerim’de ve Peygamber (sav)’in uygulamalarında akrabaların miras bırakana ulaştıkları akrabalık yolları dikkate alınarak mirasçı yapıldıklarından, dede yetimliği meselesi diye bir sorun ortaya çıkmamaktadır. Bununla ilgili ayet şöyledir:
“Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe kadının payının iki misli vermenizi emreder… Babalarınız (ebeveyniniz) ve oğullarınızdan (çocuklarınızdan) hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz.” (Nisâ, 4/11)
Miras bırakanın çocuklarının mirasçılığıyla ilgili ayette de kız ve erkek çocuklar birlikte mirasçı yapılmış, ayrımın sadece kız ve erkek çocuklar arasında ikili-birli paylaşım şeklinde olduğuna dikkat çekilmiştir (Bkz. Nisâ, 4/11).
Dede yetimliği meselesinin ortaya çıkış sebebi, mezheplerin bu konudaki farklı görüşleri ve Kur’an-Sünnet çerçevesinde böyle bir sorunun olmadığına dair ayrıntılı bilgi için aşağıdaki linkte bulunan “İslam Hukukunda Dede Yetimliği” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz:
www.suleymaniyevakfi.org/miras/islam-miras-hukukunda-dede-yetimligi.html