Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Faiz

Bir kişi faizde tuttuğu parasıyla babasının kredi borcunu ödeyebilir mi?

Bankaya paranın faize verilmesi de bankadan faizli kredi alınması da haramdır. Dolayısıyla bankadaki faize bırakılmış paranın bir an önce oradan çekilip tahakkuk etmiş olan faizin de bir karşılık beklemeksizin, fakirlere, felakete uğramışlara harcama suretiyle elden çıkarılması gerekir.

Faiz parasını alıp yemekle, onunla daha önceden doğan bir borcu kapatmak arasında fark yoktur. Fakat bahsedilen şekilde bir durum söz konusu ise mevcut mahzurlu durumdan bir an önce kurtulmak için, öncelikle faizli borcun kapatılması gerekir. Bunun için bankadaki paranın sadece faizini değil tümünü çekip faizli borcu kapatmak, daha sonra da borcun kapatılması için ödenen faize tekabül eden miktarı, uygun yerlere harcamak suretiyle sorumluluğundan kurtulmak gerekir.

Doç. Dr. Servet Bayındır

Faiz parasının ne yapılması gerektiğine dair aşağıdaki linklerde bulunan cevapları okumanızı tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/banka-hesaplarinda-istenmeden-olusan-faizi-fakirlere-vermek.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/faiz-parasini-fakirlere-verirken-bunun-faiz-oldugunu-soylemeli-miyiz.html

Dârülharpta faiz alınabileceğine dair hadis var mı, varsa sahih mi?

Faizin dârülharpta alınıp verileceğine dair bir hadis yoktur. Fakat bazı Hanefîlerin delil aldığı şöyle bir rivayet vardır:

لَا رِبَا بَيْنَ الْمُسْلِمِ وَالْحَرْبِيِّ فِي دَارِ الْحَرْبِ

“Dârülharpta Müslüman ile harbî arasında faiz yoktur.”[1]

İmâm Zeylâî (v. 762/1360), bu rivayete Nasbü’r-Râye li-Ehâdîsi’l-Hidâye adlı kitabında “garîb” demiştir.[2] Ona göre garîb, senedi bulunmayan rivayettir.[3]

İbn Hacer el-Askalânî (v. 852/1449) de “böyle bir rivayet bulamadım = لم أجده” demiştir.[4]

Bu rivayet, kaynaklarda farklı lafızlarla geçmiştir.[5] Hanefî kaynaklarında da tek râvisi tâbiînden Mekhûl (v. 112/730) olup mürsel tarikle (sahabe atlanarak) Peygamber (sav)’e isnat edilmiştir. Bu şekliyle hadis, delil alınacak nitelikte değildir.

Hanbelî fakihi İbn Kudâme (v. 620/1223)’in aşağıdaki ifadeleri konuyu özetler mahiyettedir. O, şöyle demiştir:

“Haramlığı Kur’ân, sünnet ve icmâ ile sabit olan bir hükmü, sahih veya müsned veya diğer güvenilir hadis kitaplarında geçmeyen meçhul bir hadise dayanarak terk etmek olmaz. Ayrıca hadis hem mürseldir hem de Allah’ın elçisinin faizi dârülharpta yasakladığı anlamına da gelebilir. Çünkü ‘faiz olmaz’ sözü ‘faiz yasaktır’ şeklinde de anlaşılabilir. Nitekim bir ayette şöyle geçmektedir. ‘فلا رفث ولا فسوق ولا جدال فى الحج , Hacda kadına yaklaşmak, kötü söz söylemek ve dövüşmek olmaz.’ (Bakara, 2/197)”[6]

Faizin, dârülislam ve dârülharp ayrımı olmaksızın kesin bir şekilde haramlığıyla ilgili ayrıntı için aşağıdaki kaynaklara bakabilirsiniz:

Abdülaziz Bayındır, Ticaret ve Faiz, Süleymaniye Vakfı Yayınları, 2007, s. 130-137.

Servet Bayındır, “Din ve Ülke Farklılığının Faizin Hükmüne Etkisi”, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2006, sayı: 14, s. 207-235

Bunun yanı sıra aşağıdaki linkte bulunan soru-cevabı da okumanızı tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/faiz-ve-darul-harp.html

 


[1] el-Merğinânî, el-Hidâye, c: 3, s. 66.

[2] Zeylai, Nasbü’r-Râye, c: 4, s: 44. İmâm Şâfiî’nin bu rivayetin sâbit olmadığı ve delil olamayacağına ilişkin ifadesi için bkz. Şâfiî, el-Ümm, c: 7, s: 359.

[3] Zeylâî’nin “garib” lafzını Nasbü’r-Râye’de aslı olmayan hadis anlamında kullandığıyla ilgili bkz: Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, Hadisevi Yayınları, İstanbul, 2006, s: 101.

[4] İbn Hacer, ed-Dirâye fî Tahrîci Ehâdîsi’l-Hidâye, c: 2, s: 158.

[5] Bu farklılıklar için bkz. Şâfiî, el-Ümm, c: 7, s: 359; Beyhaki, Marifetü’s-Sünen ve’l-Âsâr, c: 13, s: 272.

[6] İbn Kudame, el-Muğnî, c: 4, s: 176-177.

Faizi alan da veren de aynı oranda günah mı işlemiş olurlar?

Faiz alan da veren de aynı sorumluluğu üstlenir. Çünkü Allah sadece borcun fazlası niteliğindeki faizi değil, aynı zamanda faizli sözleşmenin bizzat kendisini de yasaklamıştır.

Ebu’z-Zubeyr’in Cabir yoluyla Nebîmizden naklettiği bir rivayet şöyledir:

Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ‘Ribâyı/fâizi yiyene, yedirene, (sözleşmesini) yazana, şâhidine lânet etti ve ‘Onlar müsâvîdirler/eşittirler.’ dedi.” (Müslim, Musakaat, 19 (106/1598).

(Konuyla ilgili benzer lafız ve anlamdaki rivayetler için lütfen bakınız. Müslim, “Musakat”, 19 (105/1597); Nesâi, “Zîne”, 25; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I/430).

Faiz, büyük günahlardandır. Allah Teâlâ büyük günahlardan uzak kalmamızı emretmiş ve şöyle buyurmuştur:

“Size konan yasakların büyüklerinden kaçınırsanız günahlarınızı örter, sizi şerefli bir yere yerleştiririz.” (Nisâ, 4/31)

“Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır. Bu, kötü davrananları yaptıklarına karşılık cezalandırsın; güzel davrananları da daha güzeli ile karşılasın diyedir. Onlar, günahların büyüklerinden ve fuhuş çeşitlerinden kaçınanlardır; diğer günahlar başka. Senin Rabbinin affı kapsamlıdır.” (Necm, 53/31-32)

Bununla ilgili görüntülü cevabımızı aşağıdaki linkten izlemenizi tavsiye ederiz:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/faizle-borclanmak-faiz-yemek-gibi-buyuk-gunah-midir.html

Bankalar kredi verirken para satmış yani ticaret yapmış olmuyorlar mı?

Ticaret, bir malı başka bir mal ile değiştirme işlemine denir. Borç ise aynı malın vadeli olarak değiştirilmesi işlemidir. Bankalar her ne kadar para satıyor dense de  gerçekte bu bir ticaret değil, borç işlemidir. Banka parayı verip belirli bir süre sonra aynı parayı ve fazladan faizini geri almaktadır. Önemli olan, işlemin adı değil gerçek niteliğidir. Vadeli satış ile faiz arasında benzerlik olması bunların aynı oldukları anlamına gelmez.

“Faiz, borcun getirisidir. Borçlar misliyle ödenir. Yani 100 altın borcu olan 100 altın öder. Önceden yapılan bir anlaşma gereği fazladan yapacağı her ödeme faiz olur. Alım satım ise iki farklı malı değiştirmektir.

Asıl fark, borcun zamanında ödenmemesi halinde ortaya çıkar. Vadeli satışta, gününde ödenmeyen borca ilave yapılmaz. Çünkü bu ilave faiz olur. Enflasyonlu ortamlarda, borcun gecikmesinden dolayı meydana gelen değer kaybını almanın faizle ilgisi yoktur. O, alacaklının zararını önlemek ve borçlunun haksız kazanç sağlamasına engel olmak içindir. Faizli alacaklar öyle değildir. Gününde ödenmeyen borcun tahsili için bir taraftan teminatlar devreye sokulup icra işlemleri yürütülürken diğer taraftan yeni faiz oranı tespit edilir ve geciken her gün için borca ilave yapılır. Bu da ödeme güçlüğüne düşen borçluyu büsbütün yıkar.”

Ayrıntı için lütfen bakınız. Abdülaziz Bayındır, Ticaret ve Faiz, Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2007,  s: 138-149.

Paraları bankada faizli hesapta tutulan işçilerin maaşı haram olur mu?

İşçilere dağıtılacak olan para, işveren tarafından bankada bir menfaat karşılığı, kredi şeklinde tutuluyorsa bu, işveren açısından caiz değildir; ama işçiler bundan sorumlu olmaz. Onların aldıkları maaş helal olur.

Haramlık ya bir şeyin yapısından ya da elde etme şeklinden kaynaklanır. İçki ve domuz eti gibi haramlık o şeyin yapısında ise ona haram li aynihî denir ve bu her Müslümana haram olur. Ama faiz ve kumardan elde edilen para gibi haramlık o şeyin yapısından değil de elde edilme şeklinden kaynaklanıyorsa ona da haram li gayrihî denir ve bu şekilde elde edilen para sadece o işi yapana haram olur. Öyle olmasa, herkes kendine verilen para veya malın kaynağını sormak zorunda olur ki, bunu tam olarak hiç kimse yapamaz.

Konuyla ilgili geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayınız:

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/kumardan-kazanilmis-para-mirascilara-helal-olur-mu.html

www.fetva.net/yazili-fetvalar/haram-nedir-cesitleri-nelerdir.html

İnsanlara yardım etmek amacıyla paramızı faizde değerlendirebilir miyiz?

Burada iki ayrı işlem söz konusudur: Biri karşılıksız borç vermek, diğeri, bankada faiz karşılığı para tutmak. Bankada faiz karşılığı para tutmak- amaç ne olursa olsun- faize ortak olmaktır ve caiz değildir. Ancak kişinin faiz veya başka nedenle sahip olduğu para, bir başkası tarafından faizsiz olarak borç alınabilir.

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/banka-hesaplarinda-olusan-faizi-bankada-mi-birakmak-lazim.html

Doç. Dr. Servet Bayındır

 

Faize bulaşmadan nasıl araç alabilirim? Bir yol gösterir misiniz?

Birincisi, leasing yöntemiyle finans kurumundan veya bir leasing şirketinden alabilirsiniz. Leasing sistemi hakkında bilgi edinmek için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/leasing-nedir-caiz-olup-olmadigi-hakkinda-bilgi-verir-misiniz.html

İkinci olarak, finans kurumu ile murabaha sözleşmesi yaparak alabilirsiniz. Bu durumda katılım bankasının malın mülkiyetini üzerine geçirmemesi, fıkhî açıdan önemli bir problemdir, akdin hükmünü etkiler.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/katilim-bankasinin-bizim-yerimize-odeme-yapmasi-faize-girer-mi.html

Onlara kabul ettirerek aranızda “özel satış sözleşmesi” yapmak suretiyle bu mahzuru minimize edebilirsiniz.

Kâr oranının miktarı, faizli bankaya gidilmesine ruhsat vermez. Yapılacak olan, kâr oranını düşürmek için sıkı pazarlık yapmaktır.

Doç. Dr. Servet Bayındır

Faiz ödemek zorunda kalanlar faiz yiyenler gibi günahkâr mıdırlar?

Faiz yemek büyük günahlardandır. Nebîmizin şöyle dediği rivayet edilmektedir:

Felakete sürükleyen yedi şeyden sakının!.

– Ey Allah’ın Elçisi nelerdir onlar?

Allah’a ortak koşmak, sihir, haklı sebeple olması bir yana Allah’ın dokunulmaz kıldığı bir canı öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, düşmana toplu hücum yapılacağı sırada savaştan kaçmak ve kötü yolla ilgisi olmayan namuslu mümin kadınlara zina iftirasında bulunmaktır.” (Buhârî, Vesâyâ, 23; Müslim, İman, 145)

Allah Teâlâ yasaklandığımız şeylerin büyüklerinden uzak kalmayı emrettiği için faiz vermek/yedirmek de yasağın kapsamına girer.

“Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır. Bu, kötü davrananları yaptıklarına karşılık cezalandırsın; güzel davrananları da daha güzeli ile karşılasın diyedir. Onlar, günahların büyüklerinden ve fuhuş çeşitlerinden uzak duranlardır; diğer günahlar başka. Senin Rabbinin affı kapsamlıdır.” (Necm, 53/31-32)

Faiz veren, o büyük günaha en yakın olan kişidir. İnsan hiçbir zaman faiz almak zorunda kalmaz ama faiz vermek zorunda kalabilir. Şu ayet böyle kimseler için bir müjde niteliğindedir:

“Size konan yasakların büyüklerinden kaçınırsanız kusurlarınızı örter ve sizi şerefli bir yere yerleştiririz.” (Nisâ, 4/31)

Zorunlu olmadıkça böyle durumlara düşmemek gerekir.

Aşağıdaki linklerde bulunan benzer soru-cevapları da okumanızı, dinlemenizi tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/bankalardan-kredi-almak-hangi-mecburi-durumlarda-helal-olabilir.html

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/faizle-borclanmak-faiz-yemek-gibi-buyuk-gunah-midir.html