Faiz
Son yıllarda, “İslami” diye nitelenen finans piyasalarında, Türkçe adı “kira sertifikası” olan sukûk kavramı yaygınlık kazandı ve faizsiz kira sertifikası adı altında piyasaya sürülmeye başlandı. Oysa bu sertifikalar, faizli borcun temliki/borç satımı işleminin farklı adla uygulanmasından ibarettir.
Mevcut uygulama hukuken de iktisaden de bir kiralama işlemi değil, rehin gösterilen taşınmazın geliri karşılığında halktan talep edilen borçtur. Kira bedeli adı altında ödenen meblağ ise alacaklılara vaat edilip ödenen faizdir. Bunun fıkıhtaki adı Bey’ul-istiğlâl diye adlandırılan faizli borç işlemidir.
Lütfen ayrıntı için aşağıdaki linkleri de tıklayınız:
www.suleymaniyevakfi.org/islam-iktisadi/hazinenin-cikardigi-kira-sertifikalari-helal-mi.html
www.kurandersi.com/alternatif-bir-finansal-urun-olarak-kira-sertifikalarisukuk/
Bireysel emeklilik, özü ve ruhu bakımından dinen problem taşımayan bir fon yönetim tekniğidir. Fonların birikimcilerden toplanıp belli bir süre değerlendirilip vade sonunda aslı ve geliri ile birlikte sahibine ödenmesi temeline dayanır. İşletmeci ise verdiği fon yönetim hizmeti karşılığında komisyon alır.
Mevcut uygulamalarda toplanan fonlar faizli alanlarda değerlendirildiği için caiz değildir. Katılım bankaları da onların önemli bir kısmını, faizli olan kira sertifikalarında değerlendirdiğinden onların yaptığı da caiz değildir.
Bireysel emeklilikle ilgili görüntülü cevabımızı izlemek için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:
www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/bireysel-emeklilik-sisteminden-faydalanmak-caiz-midir.html
Doğrudan faiz veya diğer gayrimeşru işlerle iştigal eden kişi veya kurumlara gayrimenkullerin kiraya verilmesi caiz değildir.
Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Kim iyi bir işe aracılık ederse onun da o işten bir nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da ondan bir payı olur. Allah her şeyin karşılığını vericidir.” (Nisa, 4/85)
“İyilikte ve fenalıktan sakınmakta yardımlaşın, günah işlemek ve aşırı gitmekte yardımlaşmayın.” (Mâide, 5/2)
Ebu’z-Zubeyr’in Cabir yoluyla Hz. Peygamber’den naklettiği bir rivayet şöyledir:
“Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: ‘Faizi yiyene, yedirene, (sözleşmesini) yazana, şahitlik yapana lânet etti ve ‘Onlar müsâvîdirler/eşittirler’ dedi.” (Müslim, Müsâkât, 19 (106/1598).
Faiz büyük günahlardandır. Allah Teâlâ büyük günahlardan uzak kalmamızı emretmiştir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Size konan yasakların büyüklerinden kaçınırsanız, günahlarınızı örter, sizi şerefli bir yere yerleştiririz.” (Nisâ, 4/31)
“Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır. Bu, kötü davrananları yaptıklarına karşılık cezalandırsın; güzel davrananları da daha güzeli ile karşılasın diyedir. Onlar, günahların büyüklerinden ve fuhuş çeşitlerinden kaçınanlardır; diğer günahlar başka. Senin Rabbinin affı kapsamlıdır.” (Necm, 53/31-32)
Ana işlevi faiz olan bir kuruma gayrimenkulünü kiraya veren kişi de büyük günahtan uzak durmamış sayılır.
Bununla ilgili görüntülü cevabımızı da aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz:
Alım-satımın peşin olması ve altının fiziki olarak teslim alınması/bankadaki hesaba kaydedilmesi şartıyla caiz olur, aksi halde bu tür bir işlem faiz olur. Zira Nebîmiz altın alım-satımının peşin olması ve altının derhal teslim alınmasını şart koşmuş, şöyle buyurmuştur:
“Altına altın, gümüşe gümüş, buğdaya buğday, arpaya arpa, hurmaya hurma ve tuza tuz misli misline, dengi dengine ve peşin olur. Bu cinsler farklı olursa peşin olması şartıyla istediğiniz gibi satın.” [Müslim, Müsâkât, 81 (1583)]
Konuyla ilgili daha geniş bilgi için aşağıdaki linkte bulunan soru-cevabı da incelemenizi tavsiye ederiz:
www.fetva.net/yazili-fetvalar/kredi-karti-ile-taksitli-altin-satin-almak-caiz-mi.html
Faiz, borçtan elde edilen gelirdir. Borçlu, borç aldığı şeyi tüketir, ödeme gününde borcu faiziyle birlikte öder. Bu sebeple faiz, tüketilen mallarda olur.
Kira ise bir malın menfaatinden yararlandırmaya karşılık ödenen şeydir. Kiracı, kiraladığı malı tüketemez; kullandıktan sonra geri verir. Onun için tüketilen mallar kiraya verilemez.
Faizi kiraya benzetmek, kafaları karıştırarak faizi helal görme gayretinden başka bir şey değildir.
Daha geniş bir cevap için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:
www.fetva.net/yazili-fetvalar/mulklerden-elde-edilen-kira-geliri-ile-faiz-arasinda-ne-fark-var.html
Bu gibi konularda geniş bilgi edinmek isteyenler Süleymaniye Vakfı Yayınları’ndan çıkmış olan Ticaret ve Faiz adlı kitabımızı okuyabilirler.
Dinimizde faiz kesin bir şekilde ve tüm Müslümanlar için haram kılınmıştır. Kişinin engelli olması, çalışamaması, ticaretten anlamaması vs. gibi durumlar onun faiz almasını meşru kılmaz.
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Faiz yiyenler, şeytanın içine sokulup aklını çeldiği kimsenin davranışından farklı bir davranış göstermezler. Bu onların, ‘Alım satım da tıpkı faizli işlem gibidir’ demeleri sebebiyledir. Allah alım-satımı helâl, faizli işlemi haram kılmıştır. Her kime, Rabbinden bir öğüt ulaşır da faize son verirse geçmişte olan kendinindir; artık onun işi Allah’a aittir. Kim de devam ederse, işte onlar cehennemliktir. Onlar orada temelli kalacaklardır.
Allah faizi eksiltir, sadakaları bereketlendirir. Allah, nankörlük edip duran günahkârların tamamını sevmez.
Kimler de inanmış, iyi işler yapmış, namazı kılmış, zekâtı vermiş olurlarsa onların Rableri katında ücretleri vardır. Üstlerinde ne bir korku olur, ne de üzüntü çekerler.
Müminler! Allah’tan korkun, faizden geriye ne kalmışsa onu bırakın. Eğer inanmış kişilerseniz (böyle yaparsınız.)
Bunu yapmadınız mı bilin ki; Allah ve Elçisi tarafından bir savaşla yüz yüze gelirsiniz. Eğer tövbe ederseniz, ana mallarınız sizindir. Ne haksızlık edersiniz ne de haksızlığa uğrarsınız.” (Bakara, 2/275-279)
Kişi parasını, bizzat kendisi ticaret yaparak değerlendirme imkânına sahip değilse helal bir şekilde yatırım yaparak, güvendiği kişilerle çeşitli ortaklıklar yaparak veya faizsiz çalıştığı kesin olan finans kurumlarıyla kâr-zarar ortaklığı prensiplerine göre değerlendirebilir.
Faiz verilen borca karşılık alınan fazlalıktır. Bahsedilen olayda bu gibi bir durum yoktur. Dolayısıyla verileceği söylenen fark faiz olmaz.
Doç. Dr. Servet Bayındır