Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Boşanma

Bir erkek karısını aynı anda birden fazla talakla boşayabilir mi?

Talak sûresinde boşamanın ölçüleri konmuş, Bakara 229. ayette de bu ölçülere göre talakın ancak iki kere olabileceği hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla kadının iddet süresinin sonuna kadar birden fazla talak olamaz.

Mezheplere ait olduğu iddia edilerek fetvaya esas alınan görüşlerin birçoğunun Kur’an’a ve Sünnete uymadığı ve Müslümanları bağlamadığı açıktır. Bahsettiğiniz fetva da onlardandır.

Talak/boşanma konusunda geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linkte bulunan yazıyı okuyunuz:

www.suleymaniyevakfi.org/kuran-arastirmalari/talak-erkegin-bosama-hakki.html

Erkekle kadının boşanmasında hakemler ne zaman devreye girmeli?

Yazımızda sadece talak/boşanma safhası anlatıldığı için hakemlerin o safhada devreye girmeleri gerektiği anlatılmış ve bunun “Allah’ın emri” olduğu ifade edilmiştir.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/sahitsiz-bosanmalar-gecerli-midir.html

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Eğer karı-kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar barıştırmak isterlerse Allah aralarını bulur; şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.” (Nisa, 4/35)

Bu ayet, Müslümanlara “farz görev” yüklemekte, bunu da korkma yani خوف = havf şartına bağlamaktadır.

Havf: Zanna veya bilgiye dayalı bir emareden dolayı kötü beklenti içinde olmaktır.  Şahitler olmazsa Müslümanlar böyle bir bilgiye ulaşamayabilirler. O bilgi ortaya çıkınca görev başlar. Böyle bir bilgiye daha önce ulaşmışlarsa boşanmayı beklemeden hakemleri devreye sokmaları gerekir. Bu durumda yine de boşama gerçekleşmişse hakemleri tekrar görevlendirmek icap eder.

Erkeğin boşaması/talak ile ilgili yazımızı aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:

www.suleymaniyevakfi.org/kuran-arastirmalari/talak-erkegin-bosama-hakki.html

İddet bekleyen eşine dönen erkek bir talak hakkını kullanmış sayılır mı?

Boşanmalarda karı kocanın lanetleşmesi diye bir şey var mı?

Kocanın karısını zina ile suçlaması ve bunu dört şahitle ispat edememesi halinde, hâkim önünde özel şekilde ve karşılıklı olarak yeminleşme anlamına gelen İslâm hukuku terimine liân denilir.

Bu konuda Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Kadınlarınızdan zina edenlere karşı içinizden dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse onları ölünceye veya Allah onlar için bir yol açıncaya kadar evlerde hapsedin.” (Nisa 4/15)

Allah Teâlâ Nûr suresinde ise şöyle buyurur:

“Karılarına zina suçu atan ve kendileri dışında şahitleri olmayanlar… Böyle birinin şahitliği, “Allah şahit kesinkes doğru söylüyorum” diye dört defa şahitlik etmesidir.

Beşincisinde, eğer yalan söylüyorsa Allah’ın lanetine uğramayı diler.

Kadından o azabı giderecek olan şu şekilde dört defa şahitlik etmesidir: “Allah şahit, kocam kesinkes yalan söylüyor.”

Beşincisinde, eğer doğru söylüyorsa Allah’ın gazabına uğramayı diler.” (Nur 24/6-9)

Burada erkeğin, “Allah şahit kesinkes doğru söylüyorum” diye verdiği her ifade bir şahitlik sayılmıştır. Bunu dört defa tekrarlaması, dört şahitlik sayılarak erkek, zina iftirası suçundan kurtulmaktadır.

Kadının, “Allah şahit, kocam kesinkes yalan söylüyor” demesi bir şahitlik sayılmıştır. Bunu dört kere tekrarlaması, dört şahitlik sayılarak cezadan kurtulmasını sağlamıştır. Böylece kocanın dört şahitliği kadının dört şahitliğine denk tutulmuş olmaktadır.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/karisinin-kendisini-aldattigindan-emin-olan-koca-ne-yapmalidir.html

Gerdekten önce boşanma olursa yine de şahit getirilmesi gerekir mi?

Boşanmalarda şahit tutulması şarttır. Fakat gerdeğe girmeyen kadının iddet beklemesi diye bir şey olmadığı için iddeti içerisinde boşanması da olmaz. Yani kocası onu her zaman, şahitler huzurunda boşayabilir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Müminler! Mümin kadınlarla nikâhlanıp, onları, temasta bulunmadan boşadığınızda, artık onlar için size iddet saymaya lüzum yoktur. Kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest bırakın.” (Ahzâb, 33/49)

Benzer bir cevap için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/sahitsiz-bosanmalar-gecerli-midir.html

Boşanma ile ilgili olarak geniş bilgiye aşağıdaki linkte bulunan Talak (Erkeğin Boşama Hakkı) başlıklı yazıdan ulaşabilirsiniz.

www.suleymaniyevakfi.org/kuran-arastirmalari/talak-erkegin-bosama-hakki.html

Nikâh esnasında kadının üç talaktan birini alma hakkı var mıdır?

Fıkıh kitapları kadına erkeğin boşama hakkının verilebileceğini söylerler. Ancak Kur’an buna manidir. Mezhepler kadının “iftida” hakkını elinden almışlar ve yetkileri olmadığı halde ona böyle bir hak tanımışlardır. Kur’an’a göre talak erkeğin hakkı, iftida da kadının hakkıdır. Bu haklardan biri diğerine geçmez. Dolayısıyla kadına, nikah sırasında talak hakkı verilmiş, o da bu hakkı kullanarak kocasından ayrılmışsa yaptığı boşama geçersizdir.

Kadının talak değil iftida hakkı vardır. Kadın kocası ile birlikte yaşamayacağına karar verirse durumu yetkililere bildirir, onlar da bunun yerinde olduğunu anlarlarsa kadına iftida hakkını verirler. Bu durumda kadın kocasından aldığı mehri iade ederek kocasından ayrılır.

Açıklamalı bilgi aşağıdaki linkte bulunan yazıdadır:

www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/kadinin-bosanmasi.html

İmam nikahı kıyıldıktan sonra boşanma olursa mehir verilir mi?

Eğer bu nikâhtan kızın ailesinin haberi ve izni yoksa (ve cinsel birliktelik gerçekleşmemişse) nikâh geçersiz olduğu için herhangi bir mehir ödenmesi gerekmez. Fakat ailesinin izni dâhilinde kıyılmış ve mehir belirlenmişse resmi nikâh olmasa da belirlenen mehirin yarısının verilmesi gerekir. Henüz mehir belirlenmeden boşanma olursa o zaman erkeğin, kıza yararlanacağı bir mal vermesi gerekir. 

 İlgili ayetler şöyledir:

 “Kadınları, mehirlerini belirleyinceye kadar el sürmeden boşarsanız, bunun size günahı yoktur. Onlara yararlanacakları bir şey verin. İmkânı olan, gücü ölçüsünde, darlık içinde olan da gücü ölçüsünde, marufa uygun olarak, onları yararlandırsın. Bu, güzel davrananlar üzerine bir borçtur.

 Kadınları, mehirlerini belirledikten sonra, el sürmeden boşarsanız, belirlediğiniz mehrin yarısı gerekir; kadınlar veya nikâh düğümü elinde olan taraf hakkından vazgeçerse başka. Sizin vazgeçmeniz, korunmak için daha uygundur. Aranızdaki üstünlüğü unutmayın. Allah yaptığınız her şeyi görür.” (Bakara, 2/236-237) 

Eşlerden biri din değiştirirse nikâh düşer mi?

Eşlerden birinin din değiştirmesi nikâhı düşüren bir unsur değildir. Onunla birlikte yaşayabileceğinizi düşünüyorsanız Kur’an’a göre evliliğiniz devam eder. Ama onunla yaşayamayacağınızı düşünüyorsanız boşanma davası açar, boşanırsınız.

Bu konuyla ilgili olarak www.suleymaniyevakfi.org/ sitemizde kadınların boşanma haklarına dair bir yazı bulunmaktadır. O yazıyı okumanızı ve ona göre davranmanızı tavsiye ederiz. Yazıya ulaşmak için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.suleymaniyevakfi.org/fikih-arastirmalari/kadinin-bosanma-hakki-iftida.html

Koca, kendisini aldatan eşini boşarsa mehrini de vermek zorunda mı?

Eşinizi haklı bir sebeple boşamışsınız. Sizin verdiklerinizden başkasını da almamışsınız. Bu sebeple yaptığınız davranış şu ayetin kapsamına girer.

“Müminler! Kendilerinden hoşlanmadığınız halde kadınlara mirasçı olmaya kalkmanız size helal değildir. Onlara verdiğinizden geri almak için baskı da yapmayın; açık fuhuş yapmış olurlarsa o başka. Onlarla marufa uygun geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız bakarsınız ki, siz bir şeyden hoşlanmıyorsunuz ama Allah onda birçok hayırlar yaratacak olabilir.” (Nisa 4/19)

Zina yapmak nikâhı bozar mı?

Evli bir erkeğin nikâhsız olarak başka bir kadınla birlikte olması zinadır. Zina da büyük günahlardan biridir. Değil o işi yapmak, ona yaklaşmak bile haram kılınmıştır:

“ Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.” (İsrâ, 17/32)

Erkek büyük bir günah işlemiştir; ama bu büyük günahın nikâhına bir zararı yoktur. Yaptığı bu kötü işten dolayı tevbe eder, Allah’tan bağışlanma diler, eşi de evliliğe devam etmek isterse yeni bir nikah kıymadan evliliklerine devam ederler.

Boşanan çiftlerin çocukları kime kalır? Kadına mı erkeğe mi?

Nafakayı temin babanın görevidir. Çocuğun, yetiştirilmesi ise an­neye ait bir haktır.

Çocukların Nafakaları

Kız olsun erkek olsun, çocukların nafakalarını temin babanın görevidir. Annenin bu konuda bir sorumluluğu yoktur. Babanın yokluğunda çocuk­ları geçindirme görevi babanın babasına, o da yoksa diğer akrabaya düşer.

Baba küçük çocuklarına, çalışıp kazanacakları çağa gelinceye kadar bakmaya mecburdur. Çocuklar için belirlenecek nafakalar, onların yaşla­rına ve babaları­nın servetine uygun ve yeterli miktarda olmalıdır. Babala­rının geliri yeterli ise çocuklar için birer hizmetçi, yetmezse ikişer hizmetçi de tutulabilir.

Kız evladın, kendine yetecek malı yok ve evli de değilse nafakası baba­sına aittir. İster bakire olsun isterse iddetini tamamlamış dul olsun, far­ketmez.

Evladın öğrenim masrafları babaya aittir.

Büyük evladın gelirleri ve kazançları kendilerine yeterli olmaza noksan ka­lan bölümünü babanın tamamlaması gerekir.

Çocuk için takdir edilen nafaka anneye verilir. Annenin nafakayı çocuğa harcamadığı tespit edilirse ya nafaka güvenilir bir kişiye verilerek annenin on­dan sabah akşam azar azar alması temin edilir veya nafakayı harcama vazifesi annenin dışında birine verilir.

 

Çocukları Yetiştirme (Hidâne) Hakkı

Hidâne, çocuğun, ehliyetli biri tarafından belli bir süre için alıkonup yetişti­rilmesi demektir. Çocuğun yetiştirilmesi anneye ait bir haktır. Ancak anne hu­kuken bununla sorumlu tutulamaz. Yani çocuğa bakması ve onu yetiştirmesi için zorlanamaz. Fakat çocuğun bakımını üstlenecek başka bir kimse yoksa o zaman anne çocuğa bakmaya mecbur tutulur.

Anne boşanıp ayrıldıktan sonra hidâne için babadan ücret talep edebi­lir. Ço­cuğun bakılacağı evin kirası babaya aittir. Baba yoksa bunu onun en yakın akrabası öder. Fakat annenin kendi meskeni bulunur da çocuğa orada bakması müm­kün olursa ayrıca kira talep edemez.

Anne bir yabancıyla evlenince çocuğa bakma hakkını kaybeder. Çünkü bu durumda çocuk aşağılanıp huzursuz edilebilir. Fakat anne, çocuğun yakınların­dan olan bir şahısla, mesela amcasıyla evlenmişse bu hak düş­mez.

Anne yabancı biriyle evlendiği halde bu kişi çocuğun bakımını kabul ederse onu annesinden almak caiz olmaz. Çok kere bir üvey baba, karısının hatırı ve Allah rızası için bir çocuğa akrabasından daha iyi bakabilir.

Erkek çocuklar kendi işlerini yapabilecek bir çağa gelinceye kadar an­nenin yanında kalır, ondan sonra babaya teslim edilirler. Bu müddet yedi, sekiz veya dokuz yaşını tamamlayıncaya kadardır. Uygulamada yedi yaş esas alınmıştır. Erkek çocuklar bu yaştan sonra bir erkek gibi yetişmeye, ilim ve sanat öğren­meye ihtiyaç duyarlar. Bu konuda babaları ve dedeleri daha ehildirler.

Kız çocukları adet görmeye veya büluğ çağına yaklaşmaya yani erkekle­rin il­gisini çekmeye (müştehat olmaya) başlayıncaya kadar analarının ya­nında kalır­lar. Bundan sonra babalarının ve dedelerinin korumasına daha çok ihtiyaç du­yacaklarından analarından alınırlar.

Bir kimse çocuğunu alıp başka bir yere götürmek isterse anne buna mani olabilir. Çünkü çocuğu terbiye etme hakkı çiğnenmiş olur. Ancak baba istediği zaman gelip çocuğunu görebilir.

Bakım hakkı sona ermiş olan çocuğu da anne, istediği zaman görebilir. Kendisi bundan menedilemez.

Bir kadın erkeklerin önünde oynarsa nikahı düşer mi?

Kadınların yabancı erkeklerin önünde oynaması nikâhlarının bozulmasına yol açmaz. Bu, doğru bir bilgi değildir. Fakat Müslüman bir bayanın kendisine dinen yabancı olan erkeklerin önünde oynaması asla caiz değildir. Çünkü Allah Teâlâ “zina etmeyin” dememiş; “zinaya yaklaşmayın” (İsrâ, 17/32) buyurmuştur. Bu gibi şeylerin kişiyi zinaya yaklaştıracağı açıktır. Eğer oynanmışsa tevbe etmesi ve bir daha böyle yapmaması gerekir.

Halvet-i sahiha ile mehir yükümlülüğü doğar mı?

Eğer evlilikten sonra gerdek gerçekleşti ise veya halvet-i sahiha meydana gelmişse Talak suresinde belirtilen şekilde boşanma olması gerekir. Bu taktirde kadın mehrin tamamına hak kazanır.

Sorunuzda gerdek gerçekleşmediğini ama 4 ay aynı yatakta yattığınızı belirtmişsiniz ki bu, halvet-i sahiha’dır. Halvet, “aralarında nikâh bağı ve devamlı evlenme engeli bulunmayan bir erkekle kadının baş başa kalmasını, fıkıh terimi olarak sahih bir nikâhtan sonra ka­rı kocanın, üçüncü bir kişinin izinsiz mut­tali olamayacağından emin bulundukları bir yerde cinsî birleşme olmaksızın baş başa kalmalarını ifade eder.” (Orhan Çeker, “Halvet”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, c: 15, s: 384)

Usulüne uygun boşanmanın nasıl gerçekleşeceğine dair aşağıdaki linkte yer alan yazıyı okumanızı tavsiye ederiz:

www.suleymaniyevakfi.org/kuran-arastirmalari/talak-erkegin-bosama-hakki.html

Boşanmak için İslami olarak neler yapmam gerekir?

Eğer boşanma eşinizin talebiyle olursa ona verdiğiniz şeyleri talep edebilirsiniz. Sizin talebinizle olursa herhangi bir şey alamazsınız.

Boşanmadan sonraki bekleme süresini aynı evde geçirirsiniz. Evin dörtte bir parasını o verdiğine göre dörtte biri onun demektir.

Çocuklar 7 yaşını doldurmuş ve siz de bakacak durumdaysanız sizin almanız uygun olur. Annelerinin durumu uygunsa o da bakabilir. Her iki durumda da anne ve baba her zaman çocukları görebilir. Çocukların bütün masrafları size ait olur.

Detaylı bilgi için lütfen aşağıdaki linkleri tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/anne-babasi-bosanmis-cocuklarin-bakimi-ve-yetistirilmesi.html

www.suleymaniyevakfi.org/kuran-arastirmalari/kadinin-bosanmasi-iftid.html

Maaş alabilmek için kağıt üzerinde boşanmak caiz midir?

Bu davranış haramdır. Onların bu yolla aldıkları para da haram olur.

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Ey iman edenler, mallarınızı aranızda karşılıklı rıza ile gerçekleştirdiğiniz ticaret yolu hariç, batıl yollarla yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir.” (Nisa, 4/29)

Boşanma nasıl olmalı?

Eşinizi üç kere boşamanıza gerek yoktur. Eğer ayrılmak istiyorsanız bütün şartlara uyarak ve şahit de bulundurarak boşarsınız ve iddetin sonunda güzellikle ayrılırsınız.

Daha sonra tekrar birleşmeye karar verirseniz birleşebilirsiniz.

İkinci boşamayı yapmak maksadıyla eşinize dönmeniz caiz olmaz. Eğer dönecekseniz aileyi devam ettirmek için dönebilirsiniz.

Detaylı bilgi için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.suleymaniyevakfi.org/kuran-arastirmalari/talak-erkegin-bosama-hakki.html

Kadının boşanma hakkı var mıdır?

Kadın kocasına karşı boşanma davası açabilir. Bu konu sitemizde yer almaktadır.

İlgili yazıyı okumak için lütfen tıklayınız:

www.suleymaniyevakfi.org/kuran-arastirmalari/kadinin-bosanmasi-iftid.html

Çocukların nafakası babaya ait olur. Kızın anneye daha çok ihtiyacı olduğu için evlenene kadar annenin yanında kalması uygun olur. Erkek çocuklar babanın yanında kalırlar. Farklı bir şekilde anlaşmanız da mümkündür. Bununla ilgili daha geniş cevabımızı okumak için de lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/anne-babasi-bosanmis-cocuklarin-bakimi-ve-yetistirilmesi.html

Mallara gelince: Kadına ait mallar kadının, erkeğe ait mallar erkeğindir. Kadının ve erkeğin ortaklaşa kullandığı mallar da erkeğindir.

İddet neye denir, iddet beklemek ne demektir?

Evliliği sona eren kadının yeniden evlenebilmesi için beklemesi gereken süreye iddet denilir. Boşanmanın iddet içinde olması, kadının bu sırada adetten temizlenmiş ama kocasıyla ilişkiye girmemiş olması demektir.

İddet, âdet gören için üç temizlik müddetidir. Adetli iken boşama gerçekleşemeyeceği için böyle bir kadının eşi ile ilişkiye girmeden geçirdiği toplam süre üç adet ve üç temizlik süresidir. Bu da üç ay kadar sürer.

Âdetten kesilen, adet görmeyen veya hamile olan kadınların iddeti ile ilgili olarak şöyle buyurulmuştur:

“Âdetten kesilmiş olanlar hakkında şüpheye düşerseniz iddetleri üç aydır; âdet görmeyenler de öyle. Hamile olanların süreleri doğumları ile biter. Kim Allah’tan sakınırsa Allah onun işinde bir kolaylık oluşturur.” (Talak 65/4)

Erkek, bu durumlarda olan eşini her an boşayabilir. Onun iddeti, boşama anından itibaren başlar.

Daha detaylı bilgi için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.suleymaniyevakfi.org/kuran-arastirmalari/talak-erkegin-bosama-hakki.html