Ramazan ayında doğmasından dolayı çocuğunuza Ramazan ismini verme zorunluluğunuz yoktur. Anlamı güzel, dinimize ve örfümüze uygun herhangi bir isim de verebilirsiniz.
Çocuk İsimleri
Türk Dil Kurumu Kişi Adları Sözlüğü’ne göre Türkçe kökenli olan Buğra ismi, “Erkek deve” anlamına gelmektedir.
Çocuklara Buğra isminin konulmasında dinen herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
Buğra ismi, Kur’an’da geçmemektedir. Fakat bazı kimselerin, bu ismi, Furkân suresi 18. ayet ile Fetih suresi 12. ayette geçen ve ayetlerin sonunda yer aldığı için “Bûrâ” (بُورًا) şeklinde okunan bir kelime ile karıştırdıklarına şahit olmaktayız. Hâlbuki ayette geçen ve çoğul olarak kullanılan bu kelimenin “Bereketsizler”, “Helaki hak edenler” gibi olumsuz manaları vardır ve bunun Buğra ismi ile hiçbir ilgisi yoktur.
Zaten bir ismin çocuklara konulabilmesi için Kur’an’da geçiyor olma şartı bulunmadığı gibi Kur’an’da geçen her kelime de çocuklara isim olarak konulmaz.
Reyyan ismini tavsiye ederiz.
Reyyan; “suya kanmış”, “suya doymuş”, “dolgun”, “semiz” gibi manalara gelmektedir. Bu, aynı zamanda sadece oruçluların gireceği bir cennet kapısının da ismidir.
Sehl İbn Sa’d (radıyallahu anh) anlatıyor: Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık o kapı kapanır, kimse oradan giremez.” (Buhari, Savm 4, Bed’ül-Halk 9; Müslim, Sıyâm, 166 (1152); Nesâî, Sıyâm, 43; Tirmizî, Savm 55.)
Türk Dil Kurumu Kişi Adları Sözlüğü ve Hakkı Açıkalın’ın Türkçedeki Yunanca Kelimeler Lugatı’na göre Yunanca kökenli olan Demet ismi; “Bitki veya çiçek destesi”, “bağlanarak oluşturulmuş deste”, “tutam”, “avuç dolusu”, “bir avuç”, “bağ” ve “koçan” gibi anlamlara gelir.
Bu ismin köken itibariyle Yunanca olmasının herhangi bir sakıncası yoktur. Kız çocuklarına isim olarak konulabilir.
Betül (البَتُولُ); “Erkeğe şehveti, rağbeti olmayan namuslu, temiz kadın ve bakire” anlamlarına gelir.
Bu isim, eline hiçbir erkek eli değmeyen Meryem validemizin lakabı olarak meşhur olmuştur.
Bir de Betîl kelimesinin çoğulu olan Betül vardır ki o da “Ana kökten ayrılan, başka bir yerde müstakil gibi biten hurma fidanı, dolgun uzuv” anlamlarına gelir.
Verilen bu bilgiler ışığında Betül isminin kız çocuklarına konulmasında hiçbir sakınca bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Meryem validemizin annesinin ismi İslami kaynaklarda Hanne olarak geçmektedir. Bu ismin İbranicesi Hanna, Latincesi ise Anna‘dır.
Âl-i İmrân suresinin 33-37. ayetleri arasında “İmrân’ın karısı” şeklinde ismi açıkça belirtilmeden Meryem validemizin annesinden ve onun, kızı Meryem’i Allah’a adamasından bahsedilmektedir.
Bu ismin kız çocuklarına konulmasında herhangi sakınca bulunmamaktadır.
İslâmî eserlerde çocuğa ad koymanın zamanı üzerinde durulmuş ve bazı rivayetlerde doğumunun üçüncü, bazılarında ise yedinci günü ad koymak için en uygun zaman olarak gösterilmiştir. Bununla beraber Hz. Peygamber’in Mâriye’den doğma oğlu İbrahim için, “Bu gece bir oğlum doğdu, ona dedem İbrahim’in adını verdim” (Müslim, Fedâil, 62 (2315); Ebû Dâvûd, Cenâiz, 24.) dediği, dolayısıyla doğumun birinci günü ad koyduğu bilinmekte ve bu yöndeki rivayetler diğerlerine nispetle daha sahih kabul edilmektedir. (Özgü Aras, “Ad Koyma”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, c: 1, s: 332-333).
Bu bilgiler ışığında sünnete uygunluk açısından bebeklere mümkün mertebe birinci gün isim konulmalı; fakat bunu yedinci günden sonraya da bırakmamalıdır.
İsim koyarken bebeklerin sağ kulağına ezan okunması sünnettir. Ubeydullah b. Ebî Rafi’ (r.a.)’in babasından rivayete göre o, şöyle demiştir:
“Ali’nin oğlu Hasan, Fatıma’dan doğduğu zaman Resûlullah (s.a.v.)’ın onun kulağına namaz ezanı gibi ezan okuduğunu gördüm.” (Ebû Dâvûd, Edep, 106; Tirmizî, Edahî, 17)
Geleneğimizde yaygın olduğu şekli ile bebeğin sol kulağına farz namazlardan önce getirilen kametin okunmasına dair ise Peygamberimizin nakledilen herhangi bir rivayete rastlayamadığımızı ifade etmek isteriz.
Bebekler için kesilmesi tavsiye edilen Akika kurbanıyla ilgili bilgi için lütfen aşağıdaki adresi inceleyiniz:
www.fetva.net/yazili-fetvalar/akika-kurbaninin-dini-hukmu-nedir.html
Türk Dil Kurumu Kişi Adları Sözlüğü’nde kız ismi olarak gösterilen Zümra’nın Arapça kökenli olduğu ve “Güzel, iyi ahlaklı, cesur, yürekli” anlamlarına geldiği belirtilmektedir.
Fakat tespit edebildiğimiz kadarıyla Arapça sözlüklerde Zümra/zümre (الزُّمْرَةُ) kelimesi “Topluluk, grup, cemaat” anlamlarına gelmektedir. Bir de “Kahraman, daima insanlara yardım eden, zeki, zarif ve bilgin adam” anlamlarına gelen (الذِّمْرُ) Zimr kelimesi vardır. Bu kelimenin müennesi/dişili ise Zimra (الذِّمْرَةُ) olur, “Kahraman, daima insanlara yardım eden, zeki, zarif ve bilgin kadın” anlamlarına gelir. Zümra ismi keskin -z- (ز) ile, Zimra ise peltek -z- (ذ) ile yazılır.
Görüldüğü gibi yukarıda Zümra ismi için verilen anlamlar, Arapça’daki Zimra ismi için uygun düşmektedir. Bu isimle ilgili olarak biz bunun dışında herhangi bir bilgiye ulaşamadık.
Verilen bu bilgiler ışığında kararı kendiniz verebilirsiniz. Fakat şimdiye kadar konulan Zümra isimlerinin değiştirilmesinin gerekmediğini belirtmemizde de fayda vardır.
Sara ile Sare arasında bir fark yoktur. İsmin orijinali (سارة) dır. Arapça’daki (ر) yani R harfi üstün (fetha) olarak harekelenirse “Ra” olarak telaffuz edilir. (رفاح) “rafâh”, (رفيق) “rafîk” gibi. Fakat bu tür kelimeler Türkçeye geçerken “Refah”, “Refik” gibi genelde “Re” olarak seslendirilir.
Sara ve Sare de bunlardan biridir; her ikisi de aynıdır. Dolayısıyla birilerinin aklınızı karıştırmasına fırsat vermeyiniz.
Bu isimle ilgili olarak daha önce yayınladığımız soru-cevabı aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:
www.fetva.net/yazili-fetvalar/cocuguma-sara-ismini-koymam-uygun-olur-mu.html
Buğlem ismi hakkında birçok internet sitesinde “cenneti müjdeleyen melek” anlamı verilse de bunu doğrulatabilmek mümkün değildir. Arapça kökenli olduğu söylendiği halde biz bunun kökeninin ve ne manaya geldiğini Arapça sözlüklerden tespit edemedik.
Daha önce birçok isim için söylediğimiz gibi biz hem kaynağı belli hem de anlamı dinimize ve örfümüze uygun düşen isimler bulmanızı tavsiye ederiz.
Ayrıca isimlerle ilgili olarak hiçbir kaynak belirtmeyen, kulaktan dolma bilgilerle hazırlanan ve yüzlerce isim için “cennette bir melek”, “cennete düşen ilk yağmur damlası”, “cennette şu”, “cennette bu” vs. gibi asılsız tanımlamalarda bulunan internet sitelerine itibar etmemenizi tavsiye ederiz.
Çocuk isimleri ve tavsiye ettiğimiz isimler hakkında geniş bilgi edinmek için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz:
Eflal (افلال) kelimesi Arapça sözlüklerde ‘kurak, bitkisiz yer’, ‘hezimete uğrayan’ manalarına gelen el-fell (الفل) kelimesinin çoğulu olarak geçmektedir.
Buna göre Eflal, ‘kurak, bitkisiz yerler’, ‘hezimete uğrayanlar’ manalarına gelir.
Görüldüğü gibi mana açısından bu ismin çocuklara isim olarak verilmesi uygun düşmez. Bunun yerine anlamı dinimize, örfümüze uygun düşen isimler koymanızı tavsiye ederiz.
Sitemizin ÇOCUK İSİMLERİ kategorisinde yer alan isimleri aşağıdaki linkten inceleyebilirsiniz:
Hümâ ismi Farsça kökenli olup ‘başına konduğu kimseye mutluluk getirdiğine inanılan devlet kuşu, talih kuşu’ ile ‘mutluluk ve saadet’ gibi anlamlara gelir.
Hümâ’nın kız çocuklarına isim olarak verilmesinde bir sakınca yoktur.
Azra (العذراء) ismi, Arapça kökenli bir isim olup “el değmemiş bakire kız, delinmemiş inci, ayak basılmamış kum” gibi anlamlara gelir.
Kız çocuklarına bu ismin verilmesinde herhangi bir sakınca yoktur.
Ceyda ismi Arapça (جَيْدَاءُ) olup “zarif ve ince boylu kız, kadın” anlamına gelmektedir.
Kız çocuklarına bu ismin verilmesinde herhangi bir sakınca yoktur.
Daha önce de birkaç kez ifade ettiğimiz gibi bir ismin çocuklara verilmesi için Kur’an’da geçme şartı yoktur. Kur’an’da geçen her kelime, çocuklara isim olarak verilmez.
Esîlâ/Asîlâ (أصيلا), Arapçada “ikindi vakti”, “akşamüzeri” manalarına gelir. Bunun çocuklara isim olarak konulması manasızdır. Bu kelimenin yerine kızınıza daha anlamlı, dinimize ve örfümüze uygun bir isim koymanızı tavsiye ederiz.
(Kur’an-ı Kerim’de bu kelimenin ayetler için bkz: Furkân, 25/5; Ahzab, 33/42; Feth, 48/9; İnsan 76/25.)
Çocuklara konulan isimlerin kadere veya ecele ilişkin, olumlu- olumsuz herhangi bir etkisi yoktur.
Bir insanın ne zaman öleceği yani eceli, Allah tarafından belirlenir ve bunu O’ndan başka hiç kimse bilemez.
Ecelin uzaması kesinlikle mümkün değildir. Fakat ayetlere bakılınca iki şeyin eceli kısalttığı görülür: Biri yanlış davranışlar, diğeri ise kendini Allah yolunda feda etmektir. İnsana anne-babası veya büyükleri tarafından konulan isimlerin her iki gruba da girmeyeceği açıktır.
Ecelin kısalması konusunda geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linkte bulunan yazımızı okuyunuz:
Aleyna (علينا) kelimesi Arapça kökenli olup ‘üzerine, üstüne, aleyhine’ anlamlarındaki “alâ (على)” harfi cerriyle ‘biz’ anlamındaki “nâ (نا)” muttasıl/birleşik zamirinin birleşmesinden oluşmuştur. Bu birleşik kelime “bizim üzerimize, bizim aleyhimize” manalarına gelir.
Görüldüğü gibi bu isim, tek başına bir mana ifade etmemektedir.
Ayrıca bir kelimenin Kur’an-ı Kerim’de geçiyor olması, onun çocuklara isim olarak verilebileceği anlamına gelmez. Bir ismin çocuklara verilmesi için Kur’an’da geçme zorunluluğu da yoktur.
Aleyna ismi Kuran’da geçse bile tek başına olumlu bir mana ifade etmediği için bunun isim olarak konulmasını tavsiye etmiyoruz. Bunun yerine daha anlamlı, dinimize ve örfümüze uygun başka bir isim bulmanızı tavsiye ederiz. Eğer bu ismi koymakta ısrarcı iseniz sonuna Nur ekleyerek Aleyna Nur şeklinde anlamlı bir isim haline getirerek koyabilirsiniz. Bu takdirde anlam “üzerimizdeki nur” şeklinde olur.
Nur ismi hakkında bilgi edinmek için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz:
www.fetva.net/yazili-fetvalar/nur-ismi-sadece-allaha-ait-bir-isimmi.html
Sözlükte ‘zenginler’ anlamına gelen ve “ğanî” kelimesinin çoğulu olan Ağniyâ (اغنياء) Kur’an’da geçmektedir. Bu kelimenin geçtiği ilgili ayetler şöyledir:
“Harcamayı Allah yolunda hizmete kapanıp kalmış ihtiyaç sahiplerine yapın. Onlar dışarıda dolaşıp çalışma fırsatı bulamazlar. Ağır başlı oldukları için bilmeyenler onları zengin (اغنياء) sanırlar. Sen onları simalarından tanırsın. Kimseden ısrarla bir şey istemezler. Hayra yapacağınız her harcamayı Allah elbette bilir.” (Bakara, 2/273).
“Allah fakir; biz zenginiz (اغنياء)” diyenlerin sözünü Allah elbette işitti. Onların sözlerini ve nebilerini haksız yere öldürmelerini kaydedeceğiz ve bir gün şöyle diyeceğiz: “Şu yangının azabını tadın bakalım.” (Al-i İmran, 3/181).
“Sorumlu tutulacak olanlar, zengin (اغنياء) oldukları halde senden izin isteyenlerdir. Muhaliflerle birlikte kalmak bunların hoşuna gitmişti. Allah bunların kalpleri üzerinde yeni bir yapı oluşturdu; artık bilemezler.” (Tevbe, 9/93).
Bu kelimenin Kur’an’da geçmesi çocuklara isim olarak verilebileceği anlamına gelmez. Ayrıca bir ismin çocuğa verilmesi için Kur’an’da geçmesi de şart değildir. Anlamı dinimize ve örfümüze uygun düşen daha güzel isimler bulmanızı tavsiye ederiz.
Hayber, Medine’nin yaklaşık 180 km. kadar kuzeyinde başlayan ve denizden 850-1000 km yükseklikte yer alan etrafı volkanik topraklarla çevrili geniş bir vadinin adıdır. Bazı müelliflerin ifadesine göre kelime bölgede oturan Yahudilerin dilinde, “kale” anlamını taşımaktadır. Şehrin, adını kurucusu Hayber b. Kâniye b. Mehlâil’den aldığı da rivayet edilir. (Kaynak: Muhammed Hamidullah, “Hayber”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c: 17, s. 20-22.)
Hayber, İslam öncesi Araplarda isim olarak kullanılmakla birlikte günümüzde bir şehir ismi olarak meşhur olmuştur. Aynı zamanda tarihi bir vakıayı da (Hayber’in Fethi) anımsatmaktadır. Bu açıdan çocuklara isim olarak verilmesi uygun düşmemektedir. Bunun yerine anlamı dinimize, örfümüze uygun daha güzel isimleri koymanızı tavsiye ederiz.
Ennur kelimesinin başındaki “en”, Arapça’daki elif-lâm (ال) takısıdır. Bu takı, Nur kelimesinin başına gelince kelimeyi en-Nur şeklinde okutur. Sözlükte ‘aydın ve ışıklı olmak’ manasındaki “nevr” kökünden türemiş olan Nûr ise ‘aydınlık, ışık’ anlamındadır.
Kübra da ‘daha büyük’, ‘çok büyük’ ve ‘en büyük’ manalarına gelmekte ve kız çocuklarına isim olarak konulmaktadır.
Buna göre kızınıza Ennur’un ön eki olmaksızın sadece Nur veya Kübranur şeklinde bitişik yahut da Kübra Nur şeklinde iki ayrı isim koymanız daha uygundur.
Nur ismiyle ilgili ayrıntı için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:
www.fetva.net/yazili-fetvalar/nur-ismi-sadece-allaha-ait-bir-isimmi.html