Alışveriş
Doğrudan faiz veya diğer gayrimeşru işlerle iştigal eden kişi veya kurumlara gayrimenkullerin kiraya verilmesi caiz değildir.
Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Kim iyi bir işe aracılık ederse onun da o işten bir nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da ondan bir payı olur. Allah her şeyin karşılığını vericidir.” (Nisa, 4/85)
“İyilikte ve fenalıktan sakınmakta yardımlaşın, günah işlemek ve aşırı gitmekte yardımlaşmayın.” (Mâide, 5/2)
Ebu’z-Zubeyr’in Cabir yoluyla Hz. Peygamber’den naklettiği bir rivayet şöyledir:
“Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: ‘Faizi yiyene, yedirene, (sözleşmesini) yazana, şahitlik yapana lânet etti ve ‘Onlar müsâvîdirler/eşittirler’ dedi.” (Müslim, Müsâkât, 19 (106/1598).
Faiz büyük günahlardandır. Allah Teâlâ büyük günahlardan uzak kalmamızı emretmiştir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Size konan yasakların büyüklerinden kaçınırsanız, günahlarınızı örter, sizi şerefli bir yere yerleştiririz.” (Nisâ, 4/31)
“Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır. Bu, kötü davrananları yaptıklarına karşılık cezalandırsın; güzel davrananları da daha güzeli ile karşılasın diyedir. Onlar, günahların büyüklerinden ve fuhuş çeşitlerinden kaçınanlardır; diğer günahlar başka. Senin Rabbinin affı kapsamlıdır.” (Necm, 53/31-32)
Ana işlevi faiz olan bir kuruma gayrimenkulünü kiraya veren kişi de büyük günahtan uzak durmamış sayılır.
Bununla ilgili görüntülü cevabımızı da aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz:
Alım-satımın peşin olması ve altının fiziki olarak teslim alınması/bankadaki hesaba kaydedilmesi şartıyla caiz olur, aksi halde bu tür bir işlem faiz olur. Zira Nebîmiz altın alım-satımının peşin olması ve altının derhal teslim alınmasını şart koşmuş, şöyle buyurmuştur:
“Altına altın, gümüşe gümüş, buğdaya buğday, arpaya arpa, hurmaya hurma ve tuza tuz misli misline, dengi dengine ve peşin olur. Bu cinsler farklı olursa peşin olması şartıyla istediğiniz gibi satın.” [Müslim, Müsâkât, 81 (1583)]
Konuyla ilgili daha geniş bilgi için aşağıdaki linkte bulunan soru-cevabı da incelemenizi tavsiye ederiz:
www.fetva.net/yazili-fetvalar/kredi-karti-ile-taksitli-altin-satin-almak-caiz-mi.html
Eğer hediye çekiliş kuponu için ayrıca bir ücret ödenmiyor, sadece yapılan alışverişin ücreti ödeniyorsa bunda sakınca olmaz, bu durum kumar kapsamına girmez.
Alışveriş merkezinin, araba hediye edeceği kişileri kura ile belirlemesi, onu kumar haline getirmez. Fakat yaptığınız alışveriş ücretinden ayrı bir şekilde belirli bir bedel vererek çekilişe katılıyorsanız işte o zaman bu organizasyon kumar olur.
Konuyla ilgili görüntülü cevaplarımıza aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/bazi-alisverislerden-sonra-verilen-hediye-cekleri-caiz-midir.html
Elde olmayan malın satışını yasaklayan hadis şöyledir:
Hakîm b. Hizâm’dan: Allah’ın Elçisi’ne geldim ve dedim ki: “Bana biri geliyor ve bende olmayan bir malı satın almak istiyor. Ben de çarşıdan onun için alıp ona satıyorum. (Bununla ilgili ne dersin)” Resûlullah şöyle cevap verdi: “Yanında olmayan şeyi satma.” (Tirmizî, Büyû’, 19; Ebû Dâvûd, Büyû’, 68; Nesâî, Büyû’, 60)
Bu hadiste elde olmayan malın satışının yasak olmasının sebebi, taraflardan birinin mağduriyetine yol açmamaktır. Elektronik ortamda yapılan ticarette, malın bütün özellikleri anlatılıyor. O şartlara aykırılık olursa müşterinin malı iade etme imkânı da oluyor. Ayrıca satıcı malı teslim edemezse para hesaba yatmamakta, hadiste kast edilen mahzurlar meydana gelmemektedir. Ancak, bir takım suistimallerle insanlara mal satılıp para tahsil edildikten sonra teslim yapılmıyorsa bu tür işlemler bahsedilen hadis kapsamında haram olur.
Doç. Dr. Servet Bayındır
Cuma namazı şirkete değil, şirkette çalışan Müslümanlara farzdır! Dolayısıyla şirket merkezinin nerede bulunduğu önemli değildir. Hangi bölgede Cuma vakti gelmişse orada çalışan kişinin/kişilerin Cuma’ya gitmesi farzdır.
Cuma vaktinde alışveriş, kişiyi namazdan alıkoymaması için yasaklanmıştır. Buna göre cumaya gitmeyenlerin veya bulunduğu bölge itibariyle şirket merkezine göre cumayı erken kılanların (doğu bölgeler) veya geç kılacak olanların (batı bölgeler) internet üzerinden yapacağı alışverişin size bir zararı yoktur.
www.fetva.net/yazili-fetvalar/cuma-vakti-okul-kantininden-alis-veris-yapmam-haram-mi.html
Fıkıhta “bey’ bi’l-vefâ (البيع بالوفاء)” diye bilinen ve faizli işleme alım-satım görüntüsü veren bu işlem caiz değildir.
“Bey’ bi’l-vefâ, bedeli iade edilince geri almak üzere bir malı satmaktır. Bu, rehin ile satışın birleştirilmesiyle oluşturulmuş bir akittir. Halkın, “para faizsiz, tarla kirasız” dediği yöntemle yapılır.
Krediye ihtiyacı olan kişi tarlasını, evini veya başka bir malını peşin olarak satar; şu şartla ki, parayı ne zaman verirse malı geri alacaktır. Bu şart ya akit sırasında açıkça ifade edilir ya da önce anlaşma yapılır, sonra işlem gerçekleştirilir. Para geri gelinceye kadar müşteri o maldan yararlanır.
Diyelim ki, bir kişinin 10.000 liraya ihtiyacı var; parayı %10 ile bulabiliyor, ama bu farkın faiz sayılmayacak bir yöntemle ödenmesi gerekiyor. Eğer yıllık 1.000 lira kira getiren tarlası veya dükkânı varsa onu 10.000 liraya bey’ bi’l-vefâ yoluyla satar. Parayı geri getirinceye kadar kirayı müşteri alır. Eğer parayı getiremezse dükkân temelli müşterinin olur. Satıcının başkaca bir borcu olmaz. Bir safkada iki safka yasağı bu işlemin faiz sayılıp yasaklanmasını gerektirir.” (Abdülaziz Bayındır, Ticaret ve Faiz, Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2007, s. 70-71)
Safka, eli ele vurma anlamına gelir. Akit yapanlar, sözleşmeyi tamamladıklarını göstermek için böyle yaptıklarından akit anlamında kullanılır. Allah’ın Elçisi bir safka içinde iki safkayı yasaklamıştır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/398)
Bu, bir akit içinde iki akdin yasaklanmasıdır. Ebû Hureyre’nin bildirdiğine göre Allah’ın Elçisi bir satış içinde iki satışı yasaklamış (Tirmizî, Buyû’, 18) ve şöyle demiştir:
“Kim bir satış içinde iki satış yaparsa ya bedellerin düşüğünü alır ya da faize girer.” (Ebu Davud, Buyû’, 55)
Bey’ bi’l vefâ hakkında daha geniş bilgi için bkz: (Bayındır, Ticaret ve Faiz, s: 218-225)
Bir alım satımda satıcının görevi malı teslim etmek, alıcının görevi ise teslim almaktır. Sorudan anlaşıldığına göre müşteri gayrimenkulü teslim almamıştır; çünkü gayrimenkulün teslim ve tesellümü, tapunun nakli ile gerçekleşir.
Kişi, soruda belirtildiği üzere uzun yıllardır ortaya çıkmıyor, malını teslim alıp sahip olmuyor, arandığı halde kendisine veya hakkında tasarrufta bulunmaya yetkili birine de ulaşılamıyor ve bu durum malı satan tarafı mağdur ediyorsa şöyle hareket edilmelidir:
Alım-satım akdini geçersiz kılıp müşterinin yazlık için ödediği bedelin o günkü değerini, müşterinin çıkıp gelmesi ihtimaline karşı makul bir süre saklı tutmak, süre sonunda da ortaya çıkmazsa onun adına hayra harcamaktır.
Doç. Dr. Servet Bayındır
Ticarette satıcı malın fiyatını dilediği şekilde belirleme hakkına sahiptir. Peşin alana bir fiyattan, vadeli alana ise başka bir fiyattan verebilir. Müşteriyi kandırmadan, karşılıklı rıza ile fiyat belirlendikten sonra bir mahzur kalmaz. Fakat faiz kuralının ihlali söz konusu olmamalıdır. Bahsedilen soruda faiz kuralının ihlali söz konusu olmadığından, bu işlemin yapılmasında bir sakınca yoktur.
Doç. Dr. Servet Bayındır
Lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayınız:
www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/vade-farki-faiz-olarak-degerlendirilebilir-mi.html
Bu tür satışlarda işlem ya malın fiyatı belirtilerek/kaydedilerek yapılıp belgeler bu şekilde düzenlenir ya da malın kendisi, miktarı yazılarak. Şayet malın fiyatı belirtilerek kayıt tutulmuş ve işlem yapılmışsa ödeme günü veya başka bir gün bu bedel üzerinde herhangi bir değişiklik yapılamaz. Yok, eğer malın kendisi, miktarı belgeye kaydedilerek satış yapılır, anlaşma bu şekilde olursa ödeme günü, o malın raf fiyatı/piyasa fiyatı ne ise hesap o fiyattan kapatılabilir.
Bu yöntem, ticari malların satılıp karşılığında paranın alındığı normal ticari işlemlerde geçerlidir, yoksa faiz kapsamına giren işlemlerde değil.
Doç. Dr. Servet Bayındır
Daha geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linki de tıklayınız: