Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Ölüm ve Ötesi

Cennete girme açısından zenginler fakirlere göre bir adım öndeler mi?

Cennet para ile değil; iman ve salih amelle satın alınır. Para, insanın önüne salih amel yapma imkânlarını açtığı gibi daha önce karşısına gelmeyen birçok günahın kapılarını da açar. Dolayısıyla cennete girme açısından zenginlerin fakirlere bir üstünlüğü yoktur.

Zenginlik de fakirlik gibi imtihandır. Cenab-ı Allah bazen para, makam, imkân vererek kulunu imtihan eder, bazen de bunları alarak… Ve O, imtihanda kullarına zerre miktarı haksızlık yapmayacağını bildirmiştir.

İlgili ayetlerden bir kısmı şöyledir:

“…O gün herkese kazancı tam olarak verilecek ve kimse haksızlık görmeyecektir. ” (Âl-i İmrân, 3/25)

“Allah zerre kadar haksızlık yapmaz; bir iyilik olsa onu kat kat artırır ve kendi katından ona büyük bir karşılık verir.” (Nisâ, 4/40)

 “Ne sizin kuruntularınız ne de ehl-i kitabın kuruntuları geçerlidir. Kötülüğü kim yaparsa cezasını görür. Böylesi kendine Allah’ın yakınından ne bir dost ve ne de yardımcı bulacaktır.

İster erkek, ister kadın olsun, kim mümin olarak iyi işler yaparsa onlar da cennete gireceklerdir. Onlara kıl kadar haksızlık yapılmayacaktır.” (Nisâ, 4/123-124)

“Allah müminlerin kendilerini ve mallarını Cennete karşılık satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar; öldürürler ve ölürler. Bu Allah’ın Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da verdiği gerçek sözdür.  Sözünü Allah’tan daha iyi tutan kimdir? Öyleyse yaptığınız bu satıştan dolayı sevinin. Bu, büyük bir kurtuluştur.” (Tevbe, 9/111)

Kısacası önemli olan, neye sahip olduğumuzdan çok, sahip olduklarımızı, imkânlarımızı nasıl kullandığımızdır. Allah Teala şöyle buyurmuştur:

“İnsanın çalıştığından başkası kendinin değildir. Çalışmasına bakılacak; sonra karşılığı tastamam verilecektir.” (Necm, 53/39–41)

Cennette de bu dünyadaki ailemizle birlikte olabilecek miyiz?

Cennetliklerin Cennette; eşleri, ataları ve soylarıyla birlikte olacağını Allah Teâlâ şöyle bildirmiştir:

“Rabbinden sana indirilenin doğru olduğunu bilen kişi, kör gibi olur mu? O bilgiden yararlananlar sadece özü temiz olanlardır.

Bunlar Allah’a verdikleri sözü yerine getiren ve antlaşmayı bozmayan kimselerdir.

Bunlar, Allah’ın kurulmasını istediği bağı kuran, Rablerinden korkan ve kötü hesap vermekten endişe edenlerdir.

Yine bunlar, Rableri yüzlerine baksın diye çaba sarf eden, namazı kılan, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli-açık harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. Bu dünyanın sonu onlarındır.

Kalıcı bahçelere/cennetlere gireceklerdir; babalarından, eşlerinden ve evlatlarından uygun olanlar da girecekler. Melekler her kapıdan yanlarına girerek ‘Sabrınızın karşılığı olarak huzur ve güvendesiniz. O dünyanın sonu ne güzelmiş!’ diyeceklerdir.” (Ra’d, 13/19-24)

Cennete giren herkesin kötü alışkanlıkları, içlerindeki kin, nefret ve kıskançlıklar giderilmiş olacaktır:

“İçlerindeki kötü bağlantıları söküp atmışızdır. Alt taraflarından ırmaklar akacak ve diyeceklerdir ki: ‘Bizi bu nimetlere kavuşturan Allah, her şeyi pek güzel yapmış. Allah bize bu yolu göstermeseydi onu kendiliğimizden bulamazdık. Rabbimizin elçileri gerçekten doğruyu getirmişler (doğruları gösterir içerikte).’ Onlara şöyle seslenilecektir: ‘İşte size Cennet… Siz, yaptıklarınıza karşılık ona sahip oldunuz.’” (A’râf, 7/43)

“Allah’tan çekinenler ise bahçelerde ve pınar başlarında olurlar.

‘Oralara esenlikle ve güvenle girin.’ denmiştir.

İçlerindeki bütün engelleri söküp atmışızdır. Kardeşler halinde karşılıklı tahtlar üzerindedirler.

Onlar orada yorgunluk nedir bilmezler. Oradan çıkarılacak da değildirler.” (Hicr, 15/46-48)

Cennete giden kadınlar, hurilerle kıyaslanamayacak kadar güzel olacaklardır. Dünyada onların benzetilebileceği bir şey olmadığı için Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Aranıza ölüm kuralını biz koyduk; bizim önümüze geçilemez

Bu, görüntünüzü değiştirip bilemeyeceğiniz bir yapıda sizi yeniden yaratmamız içindir.” (Vâkıa, 56/60-61)

“Bu, vücutlarını, daha iyisiyle değiştirmemiz içindir…” (Meâric, 70/41)

Aynı şey erkekler için de olacaktır. Ancak şu ayetler sırf kadınlarla ilgilidir:

“Biz onları yeni bir vücut yapısına kavuşturacağız.

Bakireler haline getirecek; kocalarına düşkün ve aynı yaşta yapacağız.” (Vâkıa, 56/35-37)

Dolayısıyla ahirette bahsettiğiniz şekilde bir adaletsizlik olmayacak, ayetlerde belirtildiği gibi herkes eşleri ve çoluk-çocuğu ile mutlu-mesut bir şekilde yaşayacaktır.

Resûlullâh hiç “Ölülerinize Yasin okuyun” demiş midir?

Nebîmize nispet edilen bu rivayet şöyledir:

“Ölülerinizin ardından Yasin okuyun (اقرءوا { يس } على موتاكم ).” (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 24; İbn Mâce, Cenâiz, 4)

Bu rivayetin zayıf olduğunu çeşitli hadis âlimleri eserlerinde zikretmektedirler. Ebu Bekr İbnü’l-Arabî, Dârekutnî’nin bu rivayetle ilgili olarak “Bu hadisin isnadı zayıftır, metni meçhuldür, bu konuda sahih bir hadis yoktur.” dediğini rivayet etmiştir: (İbn Hacer, et-Telhîsu’l-Habîr, c: 2, s. 244-245. Ayrıca bkz: Mizzi, Tuhfetü’l-Eşrâf, c: 8, s. 465; İbnü’l-Kattân, Beyânü’l-Vehm ve’l-Îhâmi’l-Vâkıayn fî Kitâbi’l-Ahkâm, c: 5, s. 49).

Zayıf hadisler de dini konularda delil olamaz.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/zayif-hadisle-amel-edilir-mi.html

Ölülerin ardından Kur’an okunması ile ilgili ilmi bir makale kaleme almış olan Mustafa Özel, makalesinde şu sonuçlara varmıştır:

1- “Ölülere Kur’an okunmasıyla ilgili Kur’an-ı Kerim’de ne doğrudan ne de dolaylı bir bilgi mevcuttur.

2- Peygamberimizin sözlerini içeren makbul ve muteber hadis kitaplarında da bu konuyu doğrudan ele alan sahih/sağlam bir haber bulunmamaktadır. Kaynaklarda yer alan hadislerin tamamına yakını ya zayıf ya da mevzu/uydurmadır. Bu bağlamda sahih hadis kitaplarındaki tek hadis, Ebû Dâvûd ve İbn Mâce’de yer alan ve her iki kaynakta da Mâ’kil b. Yesâr tarafından rivayet edilen Yasin suresinin okunmasıyla ilgili hadistir. İlk kaynakta alâ (علي) cer edatıyla, ikinci kaynakta ise “inde (عند)” mekân zarfıyla yer alan hadisin delâleti sorunludur.

3- İslam’ın ilk dönemlerinde olmayan bu uygulama, büyük ölçüde, tarihi süreç içerisinde ortaya çıkan uygulamalara dayanmaktadır. Bu, bir takım psikososyal nedenlerle ortaya çıkmış olabilir. En azından bunun Müslümanların öte dünyaya yolcu ettikleri dindarlarıyla ilişkilerini bir biçimde devam ettirme ve onlara saygı aracı olarak değerlendirdikleri düşünülebilir.” (Mustafa Özel, “Ölünün Ardından Kur’an-ı Kerim Okunmasının Dini Dayanakları”, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sayı: 7, Nisan 2006, s. 484-485. Makaleye erişim: isamveri.org/pdfdrg/D02533/2006_7/2006_7_OZELM.pdf)

Ölülerin ardından Kur’an okunmasıyla ilgili daha geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/olulerin-ruhlarina-kuran-okunur-mu.html

İnsan ölüm esnasında bedenen şiddetli acı hisseder mi?

Ayetler, bazı kimselerin ölüm esnasında çok acı çekeceklerini bildirmektedir. İlgili ayetler şöyledir:

“Allah’a karşı yalan uydurandan veya kendine bir şey vahy edilmediği halde ‘Bana vahiy gelir.’ diyenden, bir de ‘Allah’ın indirdiği gibi ben de indireceğim.’ diyenden daha zalim kim olabilir? Bu zalimleri can çekişirlerken bir görsen! Melekler ellerini uzatır şöyle derler: ‘Verin bakalım canlarınızı! Siz, Allah’a karşı gerçek dışı şeyler söylerdiniz, kendinizi onun ayetlerinden yukarı bir yerde görürdünüz. Ona karşılık bugün alçaltıcı bir cezaya çarptırılacaksınız.’

Bakın bize teker teker geldiniz; tıpkı sizi ilk defa yarattığımız gibi. Size yaptığımız ikramları arkanızda bıraktınız. Yanınızda şefaatçilerinizi de göremiyoruz; onların size eşlik edeceğini umuyordunuz. Bakın, aranızdaki bağlar tümüyle kopmuş. Umut besledikleriniz sizden ayrılıp gitmişler.” (En’âm, 6/93-94)

“Melekler, inkâr edenlerin yüzlerine ve sırtlarına vurarak ‘Yakıcı azabı tadın bakalım.’ diyerek canlarını alırken bir görsen! Bu, kendi ellerinizle yaptığınızın karşılığıdır. Yoksa Allah kullara asla zulmetmez.” (Enfâl, 8/50-51)

İslam dininin doğruluğunu iyice kavradıktan sonra dinden dönenler için de şöyle buyrulmuştur:

“Kendileri içi o gerçek, tümüyle ortaya çıktıktan sonra gerisin geri dönenlere Şeytan işlerini kolay gösterir ve kendilerine uzun vadeli kurgular kurdurur.

Bunun sebebi, onların, Allah’ın indirdiğinden hoşlanmayanlara ‘Bazı konularda sizi dinleyeceğiz.’ demeleridir. Oysa Allah, onların ne gizlediklerini biliyor.

Melekler, yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını alırlarken ne hale geleceklerdir! Öyle olacak, çünkü onlar Allah’ı kızdıracak şeylere yapıştı ve rızasını kazandıracak şeylerden hoşlanmadılar. O da, onların bütün amellerini boşa çıkardı.” (Muhammed, 47/25-28)

Dürüst davranan müminlerin ölüm esnasında karşılaşacakları güzel muamele hakkında ise şöyle buyrulmaktadır:

“Rabbimiz Allah’tır diyen, sonra doğru davrananlar… Onların üzerlerine melekler iner ve ‘Korkmayın, üzülmeyin, size söz verilmiş cennet ile sevinin.’ derler. ‘Biz dünya hayatında da ahirette de sizin dostlarınızız. Ahirette sizin için canınızın çektiği her şey vardır. Sizin için orada istediğiniz her şey vardır. Bu, bağışlaması ve ikramı bol olan Allah tarafından bir ziyafet olarak verilecektir.” (Fussilet, 41/30-32)

“Melekler iyi kulların canlarını alırken kendilerine ‘Selam olsun üzerinize, yapmış olduğunuz iyiliklerin karşılığı olarak cennete giriniz.’ derler.” (Nahl, 16/32)

Ölüm esnasıyla ilgili başka bir cevabımızı aşağıdaki linkten okumanızı tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/olum-esnasinda-seytan-kisinin-imanini-almak-icin-gelir-mi.html