Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Tag: sadaka-i cariye

Ölülerin ardından verilen sadakanın sevabı onlara ulaşır mı?

Sorunuzdaki hadiste yer alan “şayet konuşabilseydi, sadaka verilmesini vasiyet ederdi” cümlesi, “şayet konuşsaydı, sadaka verecekti = لَوْ تَكَلَّمَتْ تَصَدَّقَتْ” şeklindedir. Anlaşıldığına göre ölümün ansızın gelmesi, kadının sadaka vermesine engel olmuş. Kadının oğlu, annesinin vermek istediği sadakayı vermek istemiş, Peygamberimiz de bunun sevabının annesine ulaşacağını söylemiştir.

Nebîmizden konuyla ilgili şöyle hadisler rivayet edilmiştir:

Ebû Habibe et-Taî radıyallahu anh şöyle demiştir: “Bir adam (ölümü esnasında) Allah yolunda harcanmak üzere bir miktar para vasiyet etti. Ebu’d Derdâ radıyallâhu anh’a bu durum sorulunca o, Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’den şu hadisi nakletti:

“Ölümü sırasında sadaka veren veya bir esiri hürriyetine kavuşturan, doyduktan sonra ikramda bulunana benzer.” (Nesâî, Vesâyâ, 1)

Ebû Hureyre radıyallahu anh’tan: Resûlullâh’a bir adam gelerek:

“Ya Resûlallâh!  (Sevap itibarı ile) sadakanın hangisi daha büyüktür?” diye sordu. Resûlullâh da şöyle buyurdular:

“Senin sıhhatli, son derece cimri olduğun, fakirlikten korkar ve zenginliği umar bir halde verdiğin sadakadır. (Bu işi), can gırtlağa gelip de filâna şu kadar, filâna da şu kadar (verilsin) deyinceye kadar geri bırakma. Dikkat et ki (o mal) zaten filanın olmuştur.” (Buhari, Zekât, 10; Müslim, Zekât, 92 (1032)

Bu kadın, ölüm emareleri ortaya çıkmadan, ansızın öldüğü için bu gruba girmemiş, kendi niyet ve kararından dolayı sevap almıştır. Bu durumda olmayanların ardından yapılan iyilikler onlara ulaşmaz.

Öldükten sonra hayır ve hasenatı devam edecek olanlar, ölmeden geride bir şeyler bırakanlardır.  Onlarla ilgili olarak Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Ölüleri diriltecek olan biziz. Yaptıkları şeyi de geride bıraktıklarını da yazmaktayız…” (Yasin, 36/12)

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/olen-kisinin-mali-ile-hayir-yapilmasi-ona-bir-fayda-saglar-mi.html

Ebû Hureyre radıyallahu anh’dtan rivayet edildiğine göre Resûlullâh şöyle buyurmuştur:

“İnsan ölünce, şu üç ameli dışında bütün amellerinin sevabı kesilir:

1. Sadaka-i cariye, (bir kimsenin ölümünden sonra da devam eden ve Allah rızası için insanların istifadesine sunulmuş olan sadaka).

2. Kendisinden istifade edilen ilim,

3. Arkasından dua eden hayırlı evlât.” (Müslim, Vasiyyet 14 (1631). Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vasâyâ 14; Tirmizî, Ahkâm 36; Nesâî, Vasâyâ 8)

Ölülerin ardından yapılması gerekenlerle ilgili bilgi için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/olulerin-ruhlarina-kuran-okunur-mu.html

Ölmüşlerimiz için kurban kesebilir miyiz?

İbadetler yaşayan insanlar içindir. Kişi öldükten sonra artık onun sorumlu olduğu herhangi bir ibadet kalmaz. Allah Teala şöyle buyurur:

“İnsanın kendi çabası ile yaptığı amelden başkasının kendisinin değildir.” (Necm, 53/39)

“Kim ahireti ister ve bir mümin olarak onun için gereği gibi çalışırsa işte onların çalışması karşılığını bulacaktır. (İsra, 17/19)

Bu ayetlerde de görüldüğü gibi ibadetler kişiseldir, insanın kendi çalışıp çabalaması ile yerine getirilir. Bu da insanın son nefesini vereceği ana kadar devam eder. Bir ayet-i kerimede Allah Teala şöyle buyurur:

Sana o kesin gerçek /ölüm gelip çatıncaya dek Rabbine kulluk et.” (Hicr, 15/99)

Ölümle beraber insanın amel defteri kapanır, fakat üç şey bundan müstesnadır. Nebimiz sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle söylediği rivayet edilmiştir:

“İnsan öldüğü zaman ameli kesilir; yalnız şu üç şey hariç: Sadaka-i câriye (yani uzun süre ayakta kalan bir hayır eseri), kendisinden faydalanılan ilim, kendisine hayır dua eden iyi evlat.” (Müslim, Vasiyet, 4)

Ölen kişiler için geride kalanların yapabilecekleri tek şey onlar için hayır dualar etmektir. Bun konudaki ayetler de şöyledir:

Rabbimiz! Hesap görüleceği gün beni, anamı-babamı ve inanıp güvenenleri bağışla!” (İbrahim, 14/41)

Onlardan sonra gelenler şöyle derler: “Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman ile gelip geçmiş kardeşlerimizi bağışla; kalbimizde müminlere karşı bir çekememezlik oluşturma. Rabbimiz! Şüphesiz sen çok şefkatli ve ikramı bol olansın.” (Haşr, 59/10)

Sonuç olarak sevabı ölmüş kişilere bağışlanmak üzere kurban kesmeniz uygun değildir.