Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Tag: Muharrem orucu

Muharrem ayında yapılması gereken özel ibadetler var mıdır?

Muharrem ayında tutulması tavsiye edilen orucun Ramazan ayında tutulan oruçtan mahiyet açısından bir farkı yoktur. İster farz olsun ister sünnet oruçluyken yapılması yasak olan, yani orucu bozan şeyler üçtür: Yemek, içmek ve cinsel ilişkiye girmek. Bunun dışında Muharrem ayı orucunda herhangi bir farklılık yoktur.

Bunun yanı sıra diğer aylarda olmayıp da sadece Muharrem ayına özel herhangi bir ibadet de bulunmamaktadır. Ayrıca bu ayı tamamen oruçlu geçirmek tavsiye edilmediği gibi kurban kesilmesi de istenmemiştir.

Muharrem ayında bulunan Aşure Günü’nde oruç tutmak ve o gün alış-veriş yapmak hakkında daha önce sitemize eklediğimiz soru-cevapları da aşağıdaki linkten okumanızı tavsiye ederiz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/asure-gununde-oruc-tutmanin-hukmu-nedir.html

Aşure gününde oruç tutmanın hükmü nedir?

Nebîmiz sallallâhu aleyhi ve sellem, Muharrem ayının 9. ve 10. günleri yani âşûrâ/aşure günlerinde oruç tutmayı tavsiye etmiştir. Bu oruçlar hariç Muharrem ayına mahsus bir ibadet yoktur, diğer zamanlarda olan ibadetler bu ayda da devam eder. Mesela normal zamanlarda kılınan nafile namazlar, sünnet olan Pazartesi ve Perşembe oruçları, dualar… Fakat sadece Muharrem ayına mahsus olarak yukarıdaki oruç dışında bir ibadet yoktur.

Aşure orucuyla ilgili hadisler şöyledir:

Aişe (radıyallâhu anhâ) demiştir ki: “Aşure günü cahiliye devrinde, Kureyşlilerin oruç tuttukları bir gündü. O günde Resûlullâh da oruç tutuyordu. Resûlullâh, Medine’ye gelince de aşure günü oruç tuttu ve o günün orucunu emretti. Ramazan orucu farz kılınınca farz oruç Ra­mazan oldu ve aşure terk edildi. Artık isteyen o gün oruç tuttu, isteyen tutmadı.” (Buhârî, Savm 1, 68, Müslim, Sıyâm 113 (1125); Tirmizî, Savm, 49; Ebû Dâvûd, Savm, 64; Muvatta, Sıyâm, 33)

Abdullah İbn Ömer (radıyallahu anhumâ) demiştir ki: Aşure (günü), cahiliye devrinde oruç tuttuğumuz bir gündü. Ra­mazan farz kılınınca, Resûlullâh şöyle buyurdu:

“Bu (gün) Allah’ın günlerinden bir gündür. Dileyen o gün oruç tutar, dileyen tutmaz.” (Buhârî, Savm, 68; Müslim, Sıyâm, 117 (1126); Ebû Dâvûd, Savm, 64)

Abdullah İbn Abbas (radıyallahu anhumâ) demiştir ki: Resûlullâh Medine’ye gelince Yahudilerin Aşure günü oruç tuttuklarını gördü. Bunun sebebi sorulduğunda Yahudiler: “Bu (gün) Allah (c.c.)’ın Firavun’a karşı Musa’ya yardım ettiği gündür. Biz onu tazim için bugün oruç tutuyoruz” dediler. Bunun üze­rine Resûlullâh: “Biz Musa’ya sizden daha yakınız” buyurdu ve Aşure orucunu emretti. (Buhârî, Enbiyâ, 24, Menâkıbu’l-Ensâr, 52; Müslim, Sıyâm, 127 (1130); Ebû Dâvûd, Savm, 64; İbn Mâce, Sıyâm, 41; Ahmed b. Hanbel, 1/291, 310, 336, 340.)

Yukarıdaki iki hadiste Nebîmizin Mekke’de iken de aşure orucunu tuttuğu ifade ediliyor. Ama son hadiste bu orucun Medine’de başladığı anlaşılmaktadır. Bu durum, bir çelişkiyi gerektirmez. Arap­lar, Hz. İbrahim’in dininden kalma bir ibâdet olarak, Yahudi­ler de Musa Aleyhisselâma uyarak bu orucu tutmuş olabilirler. Yahudilere, Aşure günü oruç tutmalarının sebe­binin sorulması, onların bu orucu hangi gerekçeyle tuttuklarını öğrenmek için olabilir.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/asure-gunu-alisveris-yapmak-bereketi-artirir-mi.html