Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Tag: Kur’an’ın evrenselliği

Kur’an’a göre teknolojik savaş aletleri üretmek yerine at beslemek mi gerekiyor?

Kur’an kıyamete kadar geçerli olacak şekilde tüm insanlığa gönderilmiştir. Enfâl sûresinin 60. ayeti de Rabbimizin kıyamete kadar geçerli olacak emirlerini içeren bir ayettir:

“Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve bağlanıp beslenen atlar hazırlayın! Onlar ile Allah’ın düşmanını, kendi düşmanınızı ve ayrıca sizin bilmeyip de Allah’ın bildiği öbür düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size tam olarak ödenir, haksızlığa da uğratılmazsınız.” (Enfâl 8/60)

Ayetin ilk emri “gücünüzün yettiği kadar kuvvet hazırlayın!” şeklindedir. Bu ifade savaş için gereken her türden silah ve teçhizatın en ileri teknolojiye sahip olanlarını hazırda tutmayı ve sürekli geliştirip güçlendirmeyi içerir. Sadece bu ifade bile ayetin kıyamete kadar geçerli olduğunun en güzel göstergesidir. At besleme emri ise en ileri silah ve teçhizata sahip olmaya ek olarak verilmektedir. Bu da atın her devirde ve koşulda savaş için gerekli olduğunu hatta bunun için yaratılmış olduğunu göstermektedir.

Günümüzde hayatın dışına itilmiş olmalarına rağmen besleyenler bilirler ki atlar; insanlarla kurdukları bağ, sahip oldukları güç ve zor şartlara uyum sağlayıp dayanıklılık göstermeleri bakımından savaş ve çatışma ortamlarının vazgeçilmezleri arasında yer almaktadırlar. Ne kadar modern olursa olsun günümüz kara araçları her şeyden önce yakıta ihtiyaç duyarlar. Bu araçların işlevsiz kaldıkları durumlarda atlar tek alternatif olacaklardır. Çünkü doğada buldukları hemen her türden otu yer, en ucuz ve yaygın tahıllarla beslenerek en sarp arazilerde bile zorlanmadan ilerleyebilirler. Üstelik insanla yakın bir bağ kurduklarından binicisini tanır ve zor durumlarda en yakın yardımcısı ve koruyucusu olurlar. Bu sebeple Arapçada “at” anlamına gelen bir diğer kelime ‘hisân’ (حصان)’dır. Binicisini kale gibi koruduğu için kale anlamına gelen ‘hısn’ kelimesinden türetilmiştir. Bu ayetin indirilmesinden yaklaşık 1.300 yıl sonra gerçekleşmiş olan ve tank, top, uçak, roket gibi silahların belirleyici olduğu 2. Dünya Savaşında Alman ordusunda 2,75 milyon, Sovyet ordusunda 3,5 milyon at kullanılmıştır. Günümüzde birçok ülke özellikle engebeli arazide belirli devriye ve keşif görevleri için atlı askeri birlikleri tercih etmektedir. Ayrıca toplumsal olaylara müdahalelerde atlı birlikler gelişmiş ülkeler tarafından etkin biçimde kullanılmaktadır.

Sonuç olarak; ayette at beslemenin emredilmesi ayetin tarihsel olduğunu değil, savaş ve benzeri durumlar için en güçlü silahlara sahip olmanın yanı sıra at beslemenin de tüm zamanlarda yapılması gereken evrensel bir görev olduğunu gösterir.

HAZIRLAYAN: Erdem Uygan

Kur’an ve tarihsellikle ilgili başka bir cevabımız için lütfen aşağıdaki bağlantıyı da tıklayın:

www.fetva.net/kuran-yazili-fetvalar/kuran-tumuyle-evrensel-bir-kitap-mi-icinde-hic-tarihsel-bir-hukum-yok-mu.html

Hz. Muhammed’in elçiliği sadece Mekke ve yakın çevresini mi kapsıyor?

Kur’an’ın Arap diliyle inmiş olması evrenselliğine engel teşkil eder mi?

İnsanlara ulaştırılması amacıyla Melek Cebrail vasıtasıyla Kur’an’ın indirildiği ilk muhatap Muhammed Mustafa sallallâhu aleyhi ve sellemin kendisi ve vahyin ilk muhatapları Arap olduğu için Kur’an da Arapça olarak indirilmiştir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Biz, her elçiyi kendi toplumunun dili ile gönderdik ki onlara açık açık anlatsın…” (İbrahim, 14/4)

Vahyin ilk muhatabı olan Araplara Arapça olarak hitap edilmesinden daha tabii bir şey beklenemez. Fakat bu, Kur’an’ın evrensel olma özelliğine engel teşkil etmez. Kaldı ki Kur’an’ın birçok ayetinde herkes için geçerli olacak “Ey insanlar!” ve “Ey iman edenler!” çağrısı yapılmakla birlikte hiçbir ayette “Ey Araplar!” çağrısı yoktur.

Ayrıca aşağıdaki ayetler Nebîmizin tüm insanlara elçi olarak gönderildiğini, dolayısıyla onun mesajının da evrensel olduğunu gayet açık bir şekilde göstermektedir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“(Ey Resûlüm!) Biz seni bütün insanlara müjde verici ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bunu bilmiyorlar.” (Sebe, 34/28)

“De ki: Ey insanlar! Ben Allah’ın size, hepinize gönderdiği elçiyim. Göklerin ve yerin hâkimiyeti onun elindedir. Ondan başka ilah yoktur…” (A’râf, 7/158)

Bu Kur’an bana vahyedildi ki sizi ve ulaştığı herkesi onunla uyarayım.” (En’âm, 6/19)

Bütün âlemi uyarmak üzere kuluna Furkân’ı indiren (Allah) ne yücedir! (Furkân, 25/1-2)

 

KAYNAK: Yahya Şenol, “Bize Soruyorlar”, Kitap ve Hikmet Dergisi, Ocak-Mart 2016, Sayı: 12, s: 99.