Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Tag: Kur’an ve zikir

Kur’an’ın zikir olmasını açıklar mısınız?

Zikir, kafaya yerleştirilip kullanıma hazır tutulan bilgidir. Onu akla ve dile getirmeye de zikir denir. (Ragıb el-İsfahânî, Müfredât, ذ كر mad.)

Kafalara yerleşip kullanıma hazır tutulacak asıl bilgi, Allah’ın Kitabında olandır. Bu sebeple ilâhî kitapların ortak adı Zikir’dir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

أَلَا بِذِكْرِ اللَّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ.

“Bilin ki, kalplerin yatışıp rahatlaması Allah’ın zikri ile olur.” (Ra’d, 13/28)

Bunlar, Allah’ın indirdiği kitaplardır. Bir de Allah’ın yarattığı kitap, yani varlıklar âlemi vardır. Orada gözlemlenen şeyler de birer âyettir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

سَنُرِيهِمْ آَيَاتِنَا فِي الْآَفَاقِ وَفِي أَنْفُسِهِمْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُ الْحَقُّ.

“Biz onlara âyetlerimizi, hem çevrelerinde hem de kendi içlerinde göstereceğiz; sonunda onun gerçek olduğu onlar açısından iyice anlaşılacaktır.” (Fussilet, 41/53)

Varlıklar âleminden elde edilen doğru bilgiler de zikirdir. Bunlarla Allah’ın kitabı arasında tam bir uyum bulunur.

Allah’ın elçileri insanları tezekküre çağırmışlardır. Tezekkür, insanların zihninde var olan bilgiyi harekete geçirme yani hatırlatmadır. Resûllerin görevi ise tezkîr, yani hatırlatmadır (Ğaşiye 88/21). İbrahim aleyhisselam, puta tapanlara “tezekkür etmez misiniz?” (En’âm 6/80) derken “çevrenizden edindiğiniz bilgilerle benim sözlerimi karşılaştırıp yaptığınız yanlışı görmez misiniz?” demiş olmaktadır. Bu, onları iç muhasebesi yapmaya çağırmadır.

Bu sebeple zikir, “evrensel niteliği olan doğru bilgi” demektir. Allah’ın kitabı bu vasıftadır.