Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Tag: katılım bankaları ve leasing

Leasing için mutlaka katılım bankalarına mı başvurmamız lazım?

Leasing bazı kusurlarıyla birlikte günümüz fıkıhçılarınca caiz kabul edilen bir işlemdir. Bu işlemin faizsiz çalışan kurumlarla yapılması tavsiye edilirse de bu, şart değildir. Zaten faizli bankalar bizzat kendileri kanunen leasing yapamazlar. Onların ancak yan şirketleri leasing yapabilmektedir.

Sonuç olarak katılım bankaları ile yapmak mümkün değilse diğer leasing şirketleriyle de yapılabilir. Çünkü işlemin bizzat kendisi meşru kabul edilmektedir.

Ortaklarınız bu tür bir tercihte bulunduklarında sizin fıkhen ortaklıktan ayrılmanızı gerektiren bir durum söz konusu olmaz.

Doç. Dr. Servet Bayındır

Leasing sistemi hakkındaki cevabımızı aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:

www.fetva.net/yazili-fetvalar/leasing-nedir-caiz-olup-olmadigi-hakkinda-bilgi-verir-misiniz.html

Leasing nedir? Caiz olup olmadığı hakkında bilgi verir misiniz?

Leasing, yani finansal kiralama, bir malı satın alarak ona ihtiyaç duyan kişi ve kuruluşlara kiralamaktır. Bu, faize girmeden yatırım yapma imkânı sağlar. Kiralama ya normal şekilde, ya da mülkiyetin devriyle sonuçlanacak şekilde yapılır.

www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/leasing-sistemi-nedir-islama-gore-caiz-midir.html

Normal kiralama, kiraya verilen malın, kira müddeti bitiminde geri alınması şeklinde olur. Meselâ bir leasing şirketi, sanayicinin ihtiyaç duyduğu bir fabrika binasını yaptırır veya satın alır, ona 10 yıllığına kiraya verir. Süre sonunda sözleşme yenilenmezse binayı geri alır. Şirketle sanayici arasında bu konuda bir ön sözleşme yapılabilir. Böylece taraflar, karşılıklı taahhüde girmiş olurlar. Bu taahhüt taraflardan birinin diğerini zarara sokmasını önleyecek biçimde yapılabilir. Fabrikanın kurulması için gerekli takım ve tezgâhlar vs. de aynı usulle alınıp kiralanabilir.

Katılım bankalarının ve leasing şirketlerinin yaptığı, mülkiyetin devriyle sonuçlanan kiralamadır. Bu, satış ile kiranın birleşmesinden doğan yeni bir akit sayılmaktadır. Buna göre, kiralanan mal 100 hisse itibar edilirse ilk taksitte bunun 1 hissesinin bedeli, 99 hissesinin kirası alınır. Yani yapılan her ödemenin bir kısmı mal bedeli, bir kısmı da kira bedeli olur. Taksitler ödendikçe kiracının o maldaki payı artar. Bu pay yüzde yüze ulaşınca kiracı, malın sahibi olur.

Bize göre bu, vadeli satıştan başka bir şey değildir. Bu sebeple hukuki ilişkiler, vadeli satışa göre düzenlenmelidir. (KAYNAK: Abdülaziz Bayındır, Ticaret ve Faiz, Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2007, s: 265-266)