Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Tag: İslam’da tatil

İslam kültüründe tatilin anlamı nedir?

Tatil, çalışmaya belli bir süre ara verme anlamına gelir. Bir müslüman bazı işlerini belli bir süre durdurabilir. Ama bu süre içinde vaktini boş geçirmemesi, başka faydalı işlerle meşgul olması gerekir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Her güçlüğün yanında bir kolaylık vardır. Unutma ki, o güçlüğün yanında bir kolaylık daha vardır. Öyleyse boş kalınca kalk, onun için yorul. Ve yalnız Rabbine giden yola sarıl.” (İnşirah, 94/5-8)

İbadetlerde, ailemize ve topluma karşı olan sorumluluklarımızda tatil olmaz. Tatili bir iş değişikliği, bilgi ve görgüyü artırma ve yaşanan ortamı değiştirip farklı işler yaparak dinlenme şeklinde anlayabiliriz.

İslam’da merkezden yönetilen bir çalışma hayatı olmadığı için bugünkü anlamda bir tatili İslami kaynaklarda aramak yanlış olur. Bu tatil anlayışı batıdaki sanayi devriminden sonra başlayan, insanın tabiatını, duygularını, sosyal yaşantısını ve aile ilişkilerini ters yönde etkileyen çalışma hayatının zorunlu sonucudur.

Zengin kesime göre tatil, günah işleyebilmek için hazırlanmış ortamlarda doyasıya eğlenmek, malı ve zamanı bol bol israf etmektir. Çalışan kesime göre tatil, biriktirebildiği üç beş kuruşu israf ettiği bir zaman dilimidir. Bu sebeple batıdan gelen tatil anlayışı, ne sebepleri, ne uygulama biçimi ne de sonuçları itibariyle bize uyar.

Allah Teâlâ, “Öyleyse boş kalınca kalk, onun için yorul.” diye emrettiğine göre bizim tatilimiz, yeni ve faydalı işlerin yapıldığı, malın ve zamanın israf edilmediği bir zaman dilimidir. Dinlenmek ve ibret almak için gezmek, dolaşmak, eş, dost ve akraba ziyareti faydalı işlerden sayılır.

Müslümanlar alternatif bir tatil biçimi oluşturmuşlar mıdır?

İslamî hayat, tabii hayattır. Güneş, ay ve yıldızlar yahut kalbimiz, beynimiz ve midemiz tatile çıkmadığına göre tatil hayatın bir parçası değildir. Fakat dinlenme insanın ihtiyacıdır. Değişik ortamlarda bulunmak da bir ihtiyaçtır. Bu, İslami hayatta zaten kendiliğinden oluşur.

Beş vakit namaz ve bu namazların camide kılınması, eş dost ve akraba ziyaretinin dinin bir emri olması, insana eşyadan çok değer verilmesi, Cuma ve bayram günleri zaten çalışırken bir dinlenme ortamı meydana getirirler. Ayrıca sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın sağlanmış olması, insanların birbirlerine yardımla yükümlü tutulması kişileri sosyal hayattan soyutlamadığından İslami hayatta batı hayat anlayışı gibi stres ve yorgunluk olmaz. Ayrıca Kur’an-ı Kerimde ders almak, bilgi ve tecrübe sahibi olmak için gezip dolaşılması emredildiği için bu maksatla yapılan geziler de vaktin faydalı biçimde değerlendirilmesi sayılır.