Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Tag: Hanefi mezhebine göre diş dolgusu

Diş dolgusu konusunda fetvaya uymakla sorumluluktan kurtulur muyuz?

Kaynaklara inip delil mukayesesi yapamayacak olan kişiler ilmine güvendikleri kişilerin, hocaların, mezheplerin görüşleri ile amel ederler. Bunda dinen hiçbir sakınca yoktur. Taklit edilen şey ayet veya hadislerin açık hükümlerine ters olmasın yeter.

Diş dolgusunun abdest veya gusül abdestine mâni olduğu görüşü, maalesef halkımızın kafasını karıştıran konulardan biridir. Aşağıdaki linke tıklayarak bu konuda daha önce verdiğimiz cevabı, Hanefi mezhebinin muteber kaynaklarından İbn Abidin’den okuyabilirsiniz. Cevabı okuyunca içinizde herhangi bir kuşkuya yer vermeden ibadetlerinize devam edeceğinizi umuyoruz.

www.fetva.net/yazili-fetvalar/dis-dolgusu-ve-kaplama-disler-gusle-mani-midir.html

Diş dolgusu ve kaplama dişler gusle mâni midir?

Dişlere dolgu kaplama veya köprü yapıldığı taktirde Hanefi Mezhebine göre bunun gusle mâni bir tarafı yoktur. Artık bu yeni dişler ana diş yerine geçerek bunların yıkanması ana dişlerin yıkanması gibi olur. Çünkü bunların ağızda bulunmasına sağlık açısından ihtiyaç vardır ve gusül için bunları sökmeye kalkışmak güçlük doğurur.

Gusül abdesti alırken yıkanmasında güçlük olmayan yerlerin yıkanması farzdır. Abdest ve gusülle ilgili ayet-i kerime şöyle bitmektedir:

“…. Allah size bir güçlük yüklemek istemez, fakat sizi arıtıp (temizlenmenizi sağlayıp) üzerinize olan nimetini tamamlamak ister. Belki şükredersiniz.” (Mâide, 5/6)

Hacc Suresi’nin 78. ayetinde de “… Allah dinde sizin üzerinize bir güçlük yüklemez…” buyurulmuştur.

Bu sebeplerden dolayı fıkıhta güçlük doğuracak şeylerde hüküm değişikliğine gidilir. Bu, “Güçlük giderilir.” şeklinde bir kaideye bağlanmıştır. Dişlere dolgu, köprü, kaplama vs. yapılması sağlık açısından gereklidir. Gusül abdesti alırken bunları söküp altını yıkamak, sonra tekrar yaptırmak ise büyük güçlüklere yol açtığı için artık bunlara dokunulmaz. Bunların kendilerinin yıkanmasının bir güçlüğü olmadığı için sadece kendileri yıkanır. Hanefî mezhebinin fıkıh kitaplarında gusül abdesti alınırken yıkanmasında güçlük olan yerlerin yıkanmasının farz olmadığı açıkça ifade edilmiştir. (Bakınız, İbn Abidin, Redd’ül-Muhtar, 1307, İstanbul, c.I, s. 141 vd.)