Tag: faizli borç almak
Ticaret kolay bir şey değildir. Birçok sorunların yaşanması normaldir. Tabii bunların ilki, para, yani nakit sıkıntısıdır. Zora düşmeyen hiçbir insan sadece keyif olsun diye faizli borç almaz! Faizli borç arayan, zaten sıkıntıya düşmüş kişidir. Ama Allah Teâlâ buna rağmen kesin bir dille faizi haram kılmış ve bunu bile bile alanları, bunda ısrar edenleri kendisine ve resulüne savaş açmış saymaktadır.
Ticaretle uğraşanlar nakit sıkıntılarını daima göz önünde bulundurmalı ve ayaklarını yorganlarına göre uzatmalıdırlar. Bu tür ticari sıkıntılar karşısında hemen faize yönelmek doğru değildir. Mümkün olan her şeyi denemek ve sabretmek gerekir. Bunun da dünya imtihanının bir parçası unutulmamalı, tercihler buna göre yapılmalıdır.
KAYNAK: Yahya Şenol, “Bize Soruyorlar”, Kitap ve Hikmet Dergisi, Nisan-Haziran 2016, Sayı: 13, s. 104.
Ticaret, bir malı başka bir mal ile değiştirme işlemine denir. Borç ise aynı malın vadeli olarak değiştirilmesi işlemidir. Bankalar her ne kadar para satıyor dense de gerçekte bu bir ticaret değil, borç işlemidir. Banka parayı verip belirli bir süre sonra aynı parayı ve fazladan faizini geri almaktadır. Önemli olan, işlemin adı değil gerçek niteliğidir. Vadeli satış ile faiz arasında benzerlik olması bunların aynı oldukları anlamına gelmez.
“Faiz, borcun getirisidir. Borçlar misliyle ödenir. Yani 100 altın borcu olan 100 altın öder. Önceden yapılan bir anlaşma gereği fazladan yapacağı her ödeme faiz olur. Alım satım ise iki farklı malı değiştirmektir.
Asıl fark, borcun zamanında ödenmemesi halinde ortaya çıkar. Vadeli satışta, gününde ödenmeyen borca ilave yapılmaz. Çünkü bu ilave faiz olur. Enflasyonlu ortamlarda, borcun gecikmesinden dolayı meydana gelen değer kaybını almanın faizle ilgisi yoktur. O, alacaklının zararını önlemek ve borçlunun haksız kazanç sağlamasına engel olmak içindir. Faizli alacaklar öyle değildir. Gününde ödenmeyen borcun tahsili için bir taraftan teminatlar devreye sokulup icra işlemleri yürütülürken diğer taraftan yeni faiz oranı tespit edilir ve geciken her gün için borca ilave yapılır. Bu da ödeme güçlüğüne düşen borçluyu büsbütün yıkar.”
Ayrıntı için lütfen bakınız. Abdülaziz Bayındır, Ticaret ve Faiz, Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2007, s: 138-149.
Faiz yemek büyük günahlardandır. Nebîmizin şöyle dediği rivayet edilmektedir:
Felakete sürükleyen yedi şeyden sakının!.
– Ey Allah’ın Elçisi nelerdir onlar?
– Allah’a ortak koşmak, sihir, haklı sebeple olması bir yana Allah’ın dokunulmaz kıldığı bir canı öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, düşmana toplu hücum yapılacağı sırada savaştan kaçmak ve kötü yolla ilgisi olmayan namuslu mümin kadınlara zina iftirasında bulunmaktır.” (Buhârî, Vesâyâ, 23; Müslim, İman, 145)
Allah Teâlâ yasaklandığımız şeylerin büyüklerinden uzak kalmayı emrettiği için faiz vermek/yedirmek de yasağın kapsamına girer.
“Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır. Bu, kötü davrananları yaptıklarına karşılık cezalandırsın; güzel davrananları da daha güzeli ile karşılasın diyedir. Onlar, günahların büyüklerinden ve fuhuş çeşitlerinden uzak duranlardır; diğer günahlar başka. Senin Rabbinin affı kapsamlıdır.” (Necm, 53/31-32)
Faiz veren, o büyük günaha en yakın olan kişidir. İnsan hiçbir zaman faiz almak zorunda kalmaz ama faiz vermek zorunda kalabilir. Şu ayet böyle kimseler için bir müjde niteliğindedir:
“Size konan yasakların büyüklerinden kaçınırsanız kusurlarınızı örter ve sizi şerefli bir yere yerleştiririz.” (Nisâ, 4/31)
Zorunlu olmadıkça böyle durumlara düşmemek gerekir.
Aşağıdaki linklerde bulunan benzer soru-cevapları da okumanızı, dinlemenizi tavsiye ederiz:
www.fetva.net/yazili-fetvalar/bankalardan-kredi-almak-hangi-mecburi-durumlarda-helal-olabilir.html
www.fetva.net/goruntulu-fetvalar/faizle-borclanmak-faiz-yemek-gibi-buyuk-gunah-midir.html