Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Tag: ezan bir semboldür

Türkçe veya Kürtçe her toplum kendi dilinde ezan okuyabilir mi?

Ezan, Mâide sûresinin 58 ile Cuma sûresinin 9. ayetleri ve bunun yanı sıra Nebîmizin uygulamalarıyla sabit olmuş; kelimeleri ve cümleleri ile evrensel bir şiar, sembol haline gelmiştir. Allah’ın sembollerine saygı göstermek de Allah’a saygı göstermek manasına gelir. Bununla ilgili bir ayet şöyledir:

“Müminler, Allah’ın koyduğu işaretlere/sembollere, haram ayına, hac kurbanına, gerdanlıklı kurbanlara ve Rablerinin ikramını ve rızasını aramak için Kabe’ye yönelenlere saygısızlık etmeyin!…” (Maide, 5/2)

Bir başka ayette ise Allah Teâlâ, şeâirullâh’a yani kendi koyduğu sembollere saygı gösterilmesinin, kalplerin takvasına bağlı olduğunu bildirmektedir. (Bkz: Hacc, 22/32)

Evrensel hale gelmiş olan ezanın kelimelerine, cümlelerine olduğu gibi bağlı kalmak da bu saygının bir göstergesidir. Her milletin kendi dilinde ezan okuması ezanın evrenselliğine gölge düşürecek ve birçok sıkıntının yaşanmasına sebep olacaktır.

Bu konuda Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez’in aşağıdaki ifadelerine aynen katılıyoruz:

“Ezan-ı Muhammedi Sevgili Peygamberimizin ilk mescidi inşa ettiği günden bu güne kadar bütün zamanlarda, bütün coğrafyalarda, bütün Müslümanların ortak inancının sembolü ve simgesi olmuştur. Ezan-ı Muhammedi’nin her kelimesi ve cümlesi Şeair-i İslamiye’dendir. Şeair demek dünya var oldukça Müslüman olma bilincimizi ve Müslüman kalma şuurumuzu diri tutacak ve kaybolmayacak bir sembol demektir.

Binaenaleyh ezanın herhangi bir dile ve lehçeye çevirisinin Müslümanların ortak inancı ve bilincini ifade eden ezan sayılması asla mümkün değildir.”

Ezanı duyduğumuzda oturuşumuzu düzeltmemiz şart mı?

Ezan, namaza çağrı, namaz vaktinin ilanıdır. Başka bir ibadetle uğraşmayan kişilerin susup ezanı dinlemesi ve Nebîmizin yaptığı ve tavsiye ettiği gibi müezzini tekrar etmesi tavsiye edilir. Nebîmizin “Müezzi­nin nidasını işittiğiniz zaman siz de onun demekte olduğu sözler gibi söyleyin” buyurduğu rivayet edilmiştir. (Buhârî, Ezan, 7; Müslim, Salât, 10  (383); Ebû Dâvûd, Salât, 36; Tirmizî, Salât, 154; Nesâî, Ezan, 33; İbn Mâce, Ezan, 4)

Ama Kur’an okumak vs. gibi bir ibadetle meşgul olanların ibadetlerini yarıda kesip ezanı dinlemeleri gerektiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır.

Ezan, bir şiardır, semboldür. Allah’ın sembollerine saygı göstermek ise Allah’a saygı göstermek manasına gelir. Bununla ilgili bir ayet şöyledir:

“Müminler, Allah’ın koyduğu işaretlere/sembollere, haram ayına, hac kurbanına, gerdanlıklı kurbanlara ve Rablerinin ikramını ve rızasını aramak için Kabe’ye yönelenlere saygısızlık etmeyin…” (Mâide, 5/2)

Bir başka ayette ise Allah Teâlâ, şeâirullâh’a yani kendi koyduğu sembollere saygı gösterilmesinin, kalplerin takvasına bağlı olduğunu bildirmektedir. (Bkz: Hac, 22/32) Bu açıdan namazda gözü olan mü’minlerin sadece kulakları değil, gönülleri de ezanda olmalı ve başka bir ibadetle meşgul değilse ezanı büyük bir saygı ile dinlemelidirler.