Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Tag: büyük günahlardan kaçınmak

Vergi dairesinde memur olarak çalışmak dinen caiz mi?

Küçük günahların affedileceği müjdesi kişiyi günaha teşvik etmez mi?

Okumak için peruk takmak, başı açmak zaruret kapsamına girer mi?

Okumak için peruk takanlar veya sadece okul esnasında başlarını açıp sair zamanlarda kapatanlar ile hiçbir sebep yokken her zaman başı açık gezen kadınlar bir olamazlar. Birinci grupta yer alanlar “canları öyle istediği için” değil, içinde bulundukları zorluklardan dolayı başlarını açmaktadırlar. Bu yüzden okuldan ayrılır ayrılmaz derhal başlarını kapatıyorlar. Bunların yaptıklarının büyük günah kategorisinde değerlendirilemeyeceği açıktır. Durum böyle olunca aşağıdaki ayetler sebebiyle onların affedilmesi umulmaktadır.

“Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin diğer günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız.” (Nisa 4/31)

“Göklerde ve yerde bulunanlar hep Allah’ındır. Bu, Allah’ın, kötülük edenleri yaptıklarıyla cezalandırması, güzel davrananları da daha güzeliyle mükâfatlandırması içindir.

Bunlar büyük günahlardan ve fuhuştan kaçınanlardır. Diğer günahlar başka. Senin Rabbin, affı bol olandır.” (Necm 53/31-32)

Küçük günahta ısrar etmenin insanı büyük günahlara sürükleyeceği bir gerçektir. Ama yukarıda da değindiğimiz gibi bu, niyetle ilgilidir. Fazla önemsemeden “nasıl olsa Allah affeder” diyerek başını açan bayan, küçük günahta ısrar eden kişiler kapsamına girer. Ama birinci grupta yer alanların bile bile küçük günahta ısrar ettikleri söylenemez. Eğer öyle olsaydı, dersten çıkar çıkmaz, okuldan ayrılır ayrılmaz başlarını örtmez, öylece açık başla dolaşırlardı.

Bir de zaruret durumu izafidir. Kimine göre zaruret olan bir durum diğerine göre zaruret olmaz. Bundan dolayı biz bu kararın mükellefe ait olduğunu özellikle vurguluyoruz. Kişi okumayı, üniversitede okumayı kendisi için bir zaruret olarak görüyorsa ve peruk takma imkânı da yoksa “günahına katlanmak kaydıyla” başını açabilir.

Müzik aleti çalmak ve müzik dinlemek nasıl caiz olabilir?

Bu hadis senet yönünden sahih olsa bile anlam yönünden sahih gözükmemektedir. Çünkü zina ve içki Kur’an’ın ağır yasaklarındandır. İpek giymek ise Peygamberimizin erkeklere olan yasağıdır; onun el genişliğinde olanına müsaade edilmiştir. (Bkz. Tirmizi, Libas, 1; Ebu Davud, Libas, 7)
 
Mizmara gelince, onu yasaklayan bir başka delil yoktur.
 
İçkiyi ve zinayı helal sayan kâfir olacağından peygamberimizin ümmeti olmaktan çıkar. İpeğin yasaklığı haberi ahad dediğimiz yoldan olduğu için onu inkâr edenin kâfirliğine hükmedilmez.
 
İpeğin ve mizmarın kesin olarak haram olduğuna hükmedilse en fazla küçük günahlar kapsamına alınabilirler. Bu takdirde de yukarıdaki hadiste büyük günahlarla küçük günahlar karıştırılmış olmaktadır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız.” (Nisa, 4/31)

“O iyiler, ufak kusur ve günahlardan olmasa da, büyük günahlardan, aşikâr hayâsızlıklardan kaçınırlar. Senin Rabbinin mağfireti boldur. O sizi topraktan yaratırken ve siz annelerinizin karınlarında döl halinde iken mayanızın ne olduğunu gayet iyi bilir. Öyleyse kendinizi temize çıkarmayın, övünüp durmayın. Çünkü kimin Allah’ı daha çok sayıp O’na karşı gelmekten sakındığını O pek iyi bilmektedir.” (Necm, 53/32)
 
Ayetlerde görüldüğü gibi Allah, büyük günahlarla küçük günahları ayırt etmiştir. İçki ile zina büyük günahlardandır. Hâlbuki hiçbir kaynakta müzik aletleri çalmanın büyük günahlardan olduğu ifade edilmemiştir. Peygamberimizin böyle bir karıştırmayı yapmayacağı açıktır.
 
Allah Teala başka bir ayette ise şöyle buyurmaktadır:

“O size -zorda kaldığınız durumlar müstesna- neyi haram kılmışsa açık açık anlatmıştır.” (En’am, 6/119)
 
Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur: “Helal bellidir, haram da bellidir.” (Buhari, İman, 39, Büyu’, 2; Müslim, Müsakat, 107; Ebu Davud, Büyu’, 3; Tirmizi, Büyu’, 2; Nesai, Büyu’, 2; İbn Mace, Fiten, 14)
 
Müzik ve müzik aletleri konusunda birkaç hadis daha bulunmaktadır. “İmam Gazzâlî, Kemâlüddin İbn Hümâm, Abdülganî Nablusî, İbn Âbidîn, Takiyyüddin Sübkî, Remlî, İbn Hazm ve Şevkânî gibi diğer bir kısım alimler bu gibi hadisleri yorumlamışlardır. Yapılan yorumlar özetle şöyledir: Hadislerin ana konuları içkili, kadınlı, içinde birçok haramın işlendiği meyhâne eğlencelerinden (lehv) oluşmaktadır. Bu da gerek çalgı aletleri gerekse diğer müzik çeşitlerinin haram olması, aletlerin ve müziğin kendileri ile ilgili bir husus olmayıp, bunlarla haram işlenmesi ya da haram işlenen ortamlarda çalınmalarından dolayıdır. Dolayısıyla bu âletler helal ve mübah eğlencelerde, içine başka bir haram karıştırılmadan kullanılırsa caizdir. Beraberinde başka haramlar işleniyorsa, “harama sebep olan şeyin kendisi de haram olur” kuralı gereği caiz olmazlar.” (Gazzâlî, ihyâ, VI, 142-144; İbn Hümâm, Fethu’l-Kadir, VI, 482; Nablusî, Îdâhû’d-Delâlât, Süleymaniye Ktp., Esat Ef., nr., 1762/1, vr., 7a-b, 8a-b, 9a, 11a, 27a, 28a; İbn Âbidîn, Hâşiyet-ü Reddi’l-Muhtâr, V, 305, 307; Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, VIII, 113-119; Sübkî,Tekmile, XX, 230; Remlî, Nihâyetü’l-Muhtâc, VIII, 298; Muhallâ, VII, 567)
 
(Müzik ve müzik aletleri konusunda sitemizin ARAŞTIRMALAR bölümünde yer alan İSLAM’DA MÜZİK adlı çalışmayı okuyabilirsiniz.)
 
www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/islamda-muzik.html