Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Tag: akraba ziyareti

Babam hiçbir akrabamız ile görüşmüyor. Bu sorunu nasıl düzeltiriz?

Babanıza akraba ile iyi geçinmeyi tavsiye eden ayet-i kerimeleri gösterin. Allah’ın ve peygamberinin bu işe ne kadar önem verdiğini izah etmeye çalışın. Eğer kendisi okuma yazma biliyorsa bizzat ona okutun; bilmiyorsa siz okuyun, o dinlesin. Bunun yanı sıra onun sevdiği, beğendiği bir hoca efendi varsa onu ziyarete gidin; durumu bir de o izah etsin. Her şeye rağmen hâlâ yanlışta ısrar ederse siz yine de babanızı üzmemeye, kırmamaya çalışın fakat akrabanızla ilişkinizi hiçbir zaman kesmeyin. O istemese de siz onlarla görüşün. Bu konuda babanızın “hakkımı helal etmem” demeye hakkı yoktur. Zira Allah’ın emrettiği bir hususu hiç kimsenin yasaklamaya hakkı yoktur. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Ey insanoğlu! Annen ve baban seni, körü körüne Bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme; dünya işlerinde onlarla güzel geçin; Bana yönelen kimsenin yoluna uy; sonunda dönüşünüz Bana’dır. O zaman, yaptıklarınızı size bildiririm.” (Lokman, 31/15)

“Adını anarak birbirinizden bir şeyler istediğiniz Allah’a karşı gelmekten sakının ve akrabalık bağlarına saygı gösterin.” (Nisa, 4/1)

“Allah’a kulluk edin, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabalara, yetimlere, düşkünlere, yakın ve uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve size hizmet eden kimselere iyilik edin. Allah, kendini beğenip öğünenleri elbette sevmez. “ (Nisa, 4/36).

“Akrabalarına, düşküne ve yolcuya hakkını ver, elindekileri de hepten savurma.” (İsra, 17/26).

Resûlullâh sallallahu aleyhi ve sellem , “Kime iyilik edeyim ya Resulallah!” diye soran bir sahâbîye, “Annene, babana, kız kardeşine, erkek kardeşine ve bunları takip eden akrabalarına iyilik etmek senin görevindir” şeklinde cevap vermiştir. (Buhârî, Edeb, 25).

Bir başka hadislerinde ise şöyle buyurmuştur:

“Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse akrabasına iyilik etsin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!” (Buhârî, Edeb 85; Müslim, İman 74, 75.)

Ziyaret edilmesi farz olan akrabaya kimler dâhildir?

Birbirinin soyundan gelmek veya evlilik sebebiyle eşlerden birinin kan hısımları ile diğer eş arasında meydana gelen yakınlığa akrabalık; bu durumda olan her bir kimseye de akraba denir. Akraba, hısım manasına gelen “karîb” kelimesinin çoğulu olup, aslı “akribâ”dır. Fakat bu kelime Türkçe’mizde akraba şeklinde yaygınlaşmıştır.

İslâm’da akrabalar;

1. Aynı soydan gelenlerin kan akrabalığı,

2. Evlilikle kurulan sıhrî akrabalık,

3. (Diğer hukuk sistemlerinden ayrı olarak) Süt akrabaları. Süt akrabalığı, bir kimsenin süt çağındayken (iki yaşına kadar) sütünü emdiği kadın ve akrabalarıyla kendisi arasında meydana gelen akrabalık bağıdır. Meselâ: Sütünü emdiği kadın onun sütannesi, kocası sütbabası, çocukları da sütkardeşleri olur. İki yaşa kadar emilen süt çocuğun vücut yapısını tamamladığı için, emzirenin bir parçası: emziren de emenin-tıpkı öz annesi gibi- bir annesi durumundadır. (Akif Köten, Şamil İslam Ansiklopedisi)

Kişinin en yakın akrabası arasında birinci sırayı füruu, yani çocukları, torunları ve torunlarının çocukları olmak üzere kendi zürriyetinden gelen kimseler teşkil eder.

İkinci sırada usulü yani ana babası, dedeleri, nineleri ve onların da anaları babaları olmak üzere zürriyetinden geldikleri ataları yer alır.

Üçüncü sırada kardeşler ve kardeşlerinin çocukları ve torunları vardır.

Dördüncü sırayı ana ve babanın kardeşleri, yani amcalar, halalar, dayılar, teyzeler ve onların çocukları teşkil eder. (Hamza Aktan, İslam’da İnanç, İbadet ve Günlük Yaşayış Ansiklopedisi)

Farz olan akraba ziyaretine önce büyüklerden başlanır: Yani ana baba, dedeler, nineler ve varsa onların da anaları babaları. Sonra amcalar, halalar, dayılar, teyzeler. Daha sonra kardeşlerden küçük olanlar büyük olanları ziyaret eder.

Bununla ilgili görüntülü bir cevabımız şöyledir:

Bir koca, karısını anne ve babasına gitmekten engelleyebilir mi?

Akrabalık ilişkilerini devam ettirmek, Allah’ın emridir. Allah Teala şöyle buyurmuştur:

“Adını anarak birbirinizden bir şeyler istediğiniz Allah’a karşı gelmekten sakının ve akrabalık bağlarına saygı gösterin.” (Nisa, 4/1)

“Allah’a kulluk edin, O’na hiç bir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabalara, yetimlere, düşkünlere, yakın ve uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve size hizmet eden kimselere iyilik edin. Allah, kendini beğenip öğünenleri elbette sevmez. “ (Nisa, 4/36).

“Akrabalarına, düşküne ve yolcuya hakkını ver, elindekileri de saçıp savurma.” (İsra, 17/26).

Nebîmiz de “Kimlere iyilik edeyim ya Resulallah!” diye soran bir sahâbîye, “Annene, babana, kız kardeşine, erkek kardeşine ve bunları takip eden akrabalarına iyilik etmek senin görevindir” şeklinde cevap vermiştir. (Buhârî, Edeb, 25).

Bir başka hadislerinde ise şöyle buyurmuştur:

“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse akrabasına iyilik etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!” (Buhârî, Edeb 85; Müslim, Îmân 74, 75. )

Konuyla ilgili olarak fıkıh kitaplarında geçen hüküm ise şöyledir:

“Koca, karısının anne-babasını gece yatmamak üzere haftadan haftaya gelmekten ve gelemedikleri taktirde karısını cuma günlerinde onları veya evvelki kocasından olan çocuklarını gidip ziyaret etmekten men edemez. Çünkü ziyaret etmemek, akrabalık bağlarının kopmasına neden olacağından caiz değildir.” (Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuk-ı İslamiye Ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu, c: 2; s: 165, 562. paragraf)

Yukarıdaki paragrafta geçen “Cuma günlerinde” ifadesi, en azından haftada bir gün bu ziyaretin yapılması gerektiğini gösteren bir ifade olarak anlaşılmalıdır. Yoksa ille de Cuma günü olması şart değildir. Allah’ın verdiği bu hakkı, kimsenin engelleme yetkisi yoktur.