Tag: akraba ile ilişkiler
Babanıza akraba ile iyi geçinmeyi tavsiye eden ayet-i kerimeleri gösterin. Allah’ın ve peygamberinin bu işe ne kadar önem verdiğini izah etmeye çalışın. Eğer kendisi okuma yazma biliyorsa bizzat ona okutun; bilmiyorsa siz okuyun, o dinlesin. Bunun yanı sıra onun sevdiği, beğendiği bir hoca efendi varsa onu ziyarete gidin; durumu bir de o izah etsin. Her şeye rağmen hâlâ yanlışta ısrar ederse siz yine de babanızı üzmemeye, kırmamaya çalışın fakat akrabanızla ilişkinizi hiçbir zaman kesmeyin. O istemese de siz onlarla görüşün. Bu konuda babanızın “hakkımı helal etmem” demeye hakkı yoktur. Zira Allah’ın emrettiği bir hususu hiç kimsenin yasaklamaya hakkı yoktur. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Ey insanoğlu! Annen ve baban seni, körü körüne Bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme; dünya işlerinde onlarla güzel geçin; Bana yönelen kimsenin yoluna uy; sonunda dönüşünüz Bana’dır. O zaman, yaptıklarınızı size bildiririm.” (Lokman, 31/15)
“Adını anarak birbirinizden bir şeyler istediğiniz Allah’a karşı gelmekten sakının ve akrabalık bağlarına saygı gösterin.” (Nisa, 4/1)
“Allah’a kulluk edin, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabalara, yetimlere, düşkünlere, yakın ve uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve size hizmet eden kimselere iyilik edin. Allah, kendini beğenip öğünenleri elbette sevmez. “ (Nisa, 4/36).
“Akrabalarına, düşküne ve yolcuya hakkını ver, elindekileri de hepten savurma.” (İsra, 17/26).
Resûlullâh sallallahu aleyhi ve sellem , “Kime iyilik edeyim ya Resulallah!” diye soran bir sahâbîye, “Annene, babana, kız kardeşine, erkek kardeşine ve bunları takip eden akrabalarına iyilik etmek senin görevindir” şeklinde cevap vermiştir. (Buhârî, Edeb, 25).
Bir başka hadislerinde ise şöyle buyurmuştur:
“Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse akrabasına iyilik etsin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!” (Buhârî, Edeb 85; Müslim, İman 74, 75.)
Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem, bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
“Sizleri (beraberinde mahremi bulunmayan) kadınların yanlarına girmekten men ederim.” Bunun üzerine Ensâr’dan bir adam: Ya Resulallah! (Kocanın babaları ve oğullarından başka diğer) erkek akrabalarına ne dersin? diye sordu. Resûlullah: “Onlarla halvet (baş başa kalmak) ölümdür” buyurdu.” (Buhârî, Nikâh, 112; Müslim, Selâm, 20 (2172).
Hadisin Arapça metninde geçen “Hamv” kelimesi, kocanın erkek akrabasına denir. Kayınbirader ve kocanın amcasının oğlu vs. gibi.
Başka bir hadis-i şerif de şöyledir:
“Bundan sonra hiç bir erkek yalnız başına bulunan bir kadının yanına girmesin, yanında bir iki kişi olursa girebilir.” (Müslim, Selam 8 (2173).
Bu iki hadis-i şerifi birlikte değerlendirecek olursak bir erkeğin, bir odada tek başına olan bir kadının yanına girmesinin yasaklandığını görürüz. Kocanın erkek akrabasıyla bir yerde baş başa kalmanın daha tehlikeli ve fitneye sebep olması sebebiyle Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem, “Hamv, yani kadının tek başına kocasının erkek akrabasından biriyle kalması ölümdür.” diye buyurmuştur. Kadın, örtüsü içerisinde olduğu halde, açık bir yerde veya bir üçüncü şahsın da bulunduğu bir yerde yakın akrabalarıyla beraber bulunabilir.